Sebahat Tuncel ve Gültan Kışanak'a ceza yağdı

  • 22:07 1 Şubat 2019
  • Hukuk
MALATYA - Tutuklu DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel ve Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Gültan Kışanak’ın yargılandığı davada ceza yağdı. Gültan'a toplamda 14 yıl 3 ay ceza verilirken, Sebahat'e 15 yıl ceza verildi.
 
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma kapsamında 2016 yılının Ekim ayında tutuklanan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Gültan Kışanak ile aynı yılın Kasım ayında tutuklanan Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel’in yargılandığı davanın 12’nci duruşması Malatya 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye devam ediyor. Duruşmaya, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı  Berdan Öztürk, Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekilleri Meral Danış Beştaş, Semra Güzel, Züleyha Gülüm, DBP Eş Genel Başkanı Mehmet Aslan, HDP Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkan adayları Selçuk Mızraklı ile Hülya Alökmen Uyanık, Diyarbakır Barosu, Tevgera Jinên Azad (TJA) üyeleri, feminist kadınlar, Gültan ve Sebahat’ın aileleri ile çok sayıda kişi izleyici olarak katıldı. Mahkemeye, PKK Lideri Abdullah Öcalan'a uygulanan tecridin kaldırılması talebiyle 18 gündür süresiz dönüşümsüz açlık grevinde olan Sebahat yaşadığı sağlık sorunlarından dolayı mazeret sunarken, Gültan duruşma salonundaki yerini aldı.
 
Savunma yapan Gültan, resmi yazışmalarının örgütsel doküman olarak lanse edildiğine dikkat çekti. Gültan, “Eğer yapılan tüm hizmetler örgütsel doküman olarak veriliyorsa insanın bu örgüt iyi işler yapıyor diyesi geliyor” diyerek üzerine atılan hiç bir suçu kabul etmediğini söyledi. 
 
‘Devletin bana özür borcu var’
 
Ayrıca Diyarbakır cezaevi önünde yapılan anma konuşmasına değinen Gültan, “19 yaşında cezaevine girdim ve Esat Oktay’ın zulmüne boyun eğmedim. Yanında ayağa kalkmadığım için beni köpeğinin iki metrekarelik odasına koydu iki ay o pisliğin içinde kaldım. Zorla okutmak istedikleri marşları okumadım askeri saç tıraşı olmadım diye işkenceler gördüm. Bunca olana rağmen zulmün biteceğine inandım, umudumu korudum böylece ruh sağlığımı da korudum. Bunları hiç bir yerde dile getirmedim ama yaşadıklarım suçlama olarak karşıma çıkıyor. Bu hiç bir şekilde suç olarak karşıma çıkamaz. Diyarbakır cezaevinde o vahşetle yüzleşilmeden hiçbir sorun çözüme kavuşmaz. Bülent Arınç yaşadıklarımı kıyısından duymuş, ‘ben o kadının yerinde olsaydım dağa çıkardım’ demiş. Yan koğuşumda bir erkek işkence edilerek katledildi. Eşi yanımdaydı birlikte feryadını işitiyorduk. Bu devlet bana özür borçludur ama kalkmış suç olarak önüme koyuyor asla suç olarak kabul etmiyorum” dedi.
 
'Mahkemeyi uzatmak gibi bir amacımız yok'
 
Avukat Şivan Cemil Özen, Sebahat Tuncel’in savunmasını yaparak, “Müvekkilimiz şu an açlık grevinde ondan dolayı gelemedi. Mahkemeye gelmeme uzatma gibi bir amacı yoktur. Sebahat Tuncel’e ilişkin Ses analizi talebimiz reddedilmiştir. Yine talep ediyoruz. Müvekkilimiz hukuki savunma yapmadan biz de bir şey diyemeyiz başka bir celseye bırakılmasını istiyoruz. Hem Yargıtay hem istinaf kararları birleştirilsin. Ana dava bu olduğu için sizin birleştirmeniz daha makul olacaktır” sözlerine yer verdi. 
 
Avukat Cemile Turhallı Balsak, “Mahkeme ne kadar Malatya’da görülse de Diyarbakır Cumhuriyet savcılığında görülüyordu. Müvekkilimiz tutuklandığı gibi Silivri’ye gönderiliyor. Malatya Kocaeli arasında müvekkil görüşmesi çok zorlanıyor ve savunma sırasında sıkıntı çıkıyor. Duruşma tutanakları müvekkilimize gönderilmiyor. Burada bir kere savunma hakkının kısıtlanmaması için verdiği dilekçede açlık grevinde olduğu savunma için yeteri süresi olmadığını başka bir celse talep ediyor” diye belirtti.
 
Avukat Cihan Aydın ise Gültan Kışanak’a ilişkin, “ Cenaze araçlarına ilişkin bir sürü tutanak var. Yine birleşen dosya olan toplu taşıma araçları meselesi. Derdimiz mahkemeyi uzatmak değil ama varsa bir suç bir iddia araştırılsın ortaya çıkarılsın” şeklinde ifade etti. 
 
Savcı, daha önce mahkeme tarafından değerlendirmenin yapıldığı ve taleplerin reddedildiğini belirtti. Heyet avukatların talebini değerlendirmek için 5 dakika ara verdi. 
 
Mahkeme Gültan’sız devam etti
 
Mahkemeye ara verilmeden önce Gültan’ın uçak bileti aldığından dönmesi gerektiği belirtilerek mahkemeye Gültan olmadan devam edileceği ifade edildi. Mahkeme heyetinin, verdiği aranın ardından  bazı talepleri kabul edilip dosyaya eklediği görüldü. Ayrıca mahkeme heyeti eğer isterlerse Sebahat Tuncel’in savunmasını SEGBİS ile Pazartesi gününe bırakılacağını belirtmesi üzerine avukatlar; Bunun adil bir yargılama olmadığını, Sebahat Tuncel’in dinlenmeden üç gün savunma süresi vermenin kabul edilemeyeceğini kaydetti. 
 
Cihan Aydın, “Sebahat Tuncel olmadan karar verdiniz. Müvekkilimiz her şeyi açık açık izah etti. Sizinse bazı konularda fikriniz değişmiştir. Son derece önemli bir duruşmaydı. 11 duruşma görüldü bugünkü celse önemli ve kıymetlidir bizim için” sözlerini kullandı.
 
‘Bu dosya burada bitmez’
 
Mesut Beştaş, “Savunma hakkının layıkıyla yerine getirmek için zaman sorunu olmamalıdır. İddia makamı yargılananı dinlemeden nasıl karar verir. Bu dosya burada bitmez AYM’ye  Yargıtay’a, AİHM’ne gider. Yol yakınken ayrımcı bir bakış açısına dayanmadan ortaya koymak sizin görevinizdir. 
Söz alan Avukat Cemile Turhallı Balsak ise, “Müvekkilimiz Kocaeli’de biz Diyarbakır’dayız mahkeme buradadır. Biz yargının öznesi değil nesnesi haline geldik. Müvekkilimize gereken zaman verilmeli. Ceza mahkemelerinde süre sorunu yoktur ama eğer ona da KHK ile bir değişim gelmişse bilmiyorum. Özcesi biz savunma hakkının kısıtlanmaması gerekli koşulların sağlanarak müvekkilimizin katılacağı bir mahkemede savunma yapmak istiyoruz” ifadelerini kullandı.
 
Avukat Mehmet Emin Aktar, “Biz son sözümü söyleyelim siz de karar verin.” 
 
Mahkeme başkanı ve avukatların karşılıklı tartışmalarının ardından Mahkeme heyeti avukatların savunma yapması yönünde karar verdi.
 
'Bu kararlar AİHM’de duvara tosluyor’
 
Kararın ardından savunma yapan Avukat Cihan Aydın, “Müvekkilimizin beyanlarına aynen katılıyoruz. Gerek Gültan Kışanak’ın gerek Sebahat Tuncel’in davanın soruşturma ve kovuşturmanın FETÖ izi var. Bu mirası almayın hukuk dışına çıkmayın. Bu dava niye buraya geldi anlamış değiliz. Güvenlik gereği denildi ama neyin güvenliği müvekkilimizi bile getirmiyorsunuz. Biz herhangi bir tehdit görmedik sadece Malatya girişinde avukatlık kimliğimizi göstermemize rağmen GBT yapılıyor bu onur kırıcı bir durumdur. 16 hakim değişmiş bugüne kadar. İki celse üst üste bir heyet görmedik. İlk celsede dediğimi hiçbiriniz bilmiyorsunuz. 50’ye yakın klasörü incelemeniz mümkün değil. Bizi ısrarlı bir şekilde savunmaya zorlamanız doğru değil. Ersöz ailesini dinleyin dedik yaptınız mı yapmadınız mı bilmiyoruz. Savcı beyin tutukluluğun devamını istemesine dair bu dosyaya bir katkısı olmamıştır. Aileyi biz bulduk ama öyle bir şey olmadığını söylediler. Başından beri aynı usulle gidiyorsunuz. Fakat bu kararlarınız AİHM’e gidip tosluyor. Müvekkilimizin beraatı için yeterli deliller de var” diyerek diğer suçlamalara ilişkin savunmaları yaptı. 
 
Avukat Mehmet Emin Aktar, “Bu kararı mahkemenin baskısı altında aldık. Bu soruşturma başladığında müvekkil hakkında beş yıl öncesine kadar bir soruşturma yok” diyerek dosyadaki çelişkilere dikkat çekti.
 
Avukat Mesut Beştaş, “DGM’yi gördüm ama Malatya Mahkemesi gibi kararı alelaceleye getiren mahkeme görmedim” 
 
Avukat Şivan, Sebahat Tuncel’in üç günde 50 dosyaya yönelik savunma hazırlamada eksik kalacağını bu minvalde iki hafta gibi bir süre talep ettiklerini belirtti. 
 
Mahkeme heyeti beş dakika ara verdi.
 
Aranın ardından konuşan Avukat Şivan, “Yargılamanın konusu olan müvekkilim burada yok. Mahkemenin makul süreçte sonuçlandıramayacağını belirtmek istiyorum. Biz şu an huzurunuzda esasa ilişkin müvekkilimiz olmadan savunma yapmayı etik bulmuyoruz ve uygun değildir diyoruz. Takdiri size bırakıyoruz.”
 
Mahkeme ceza yağdırdı 
 
Tahliye kararı verilmeyen duruşmada ceza yağdı. Mahkeme heyeti Gültan'a propaganda yapmak iddiasıyla 1 yıl 24 ay, üyelikten 10 yıl 15 ay  olmak üzere  toplamda 14 yıl 3 ay hapis cezası verdi. Mahkeme heyeti Sebahat içinde propaganda gerekçesiyle 1 yıl 15 ay, başka bor propaganda iddiasından 1 yıl 24 ay ve örgüt üyelikten 9 yıl ay olmak üzere toplamda 15 yıl hapis cezası verdi.