Amedliler: Devlete değil, Önderliğimize güveniyoruz

  • 09:01 16 Ekim 2025
  • Güncel
Rabia Önver- Rozerin Gültekin 
 
AMED - Gelinen süreçte Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması gerektiğini vurgulayan Amedliler, “Önderliğimizin Kürdistan’ın başkenti Amed’e gelsin istiyoruz” dedi.
 
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın 27 Şubat’ta başlattığı Barış ve Demokratik Toplum süreciyle birlikte birçok adımın atılmasına  vesile oldu. Sürecin barışa evrilmesi için toplumun beklenti ve talepleri her geçen gün artıyor. Savaştan en çok etkilenen kesimlerden olan kadınlar da barış için mücadeleyi büyüterek, yapmış oldukları eylem ve etkinliklerle taleplerini dile getiriyor.
 
Gelinen sürece dair Amed’te mikrofon uzattığımız yurttaşlar, devletin adım atması gerektiğini vurguladı. 
 
‘Önderliğimiz Amed’e gelsin istiyoruz’
 
“Önderliğimiz elinden ne geliyorsa yaptı” diyen Perizade Ulaş, baskının son bulması ve barışın inşa edilmesi gerektiğini vurguladı. Perizade Ulaş, “Biz barış ve eşitlik istiyoruz. Her şeyden önce önderliğimizin özgür olmasını ve halkının içine gelmesini istiyoruz. Cezaevlerinin kapısı açılsın. Artık gözyaşı akmasın. Biz yıllarca bedel verdik. Bize uygulanan baskı son bulsun. Önderliğimiz Kürdistan’ın başkenti Amed’e gelsin istiyoruz. Kimliğimizin, dilimizin özgür olmasını istiyoruz” dedi. 
 
‘Müzakerenin muhatabı Sayın Abdullah Öcalan’dır’
 
Abdullah Öcalan’ın özgür koşullarda süreci yürütmesi gerektiğini vurgulayan Müzeyyen Sevim, “Müzakerenin muhatabı Sayın Abdullah Öcalan’dır. Savaşın en çok etkisini yaşayan bir kentin yurttaşı olarak süreci yakından takip ediyoruz. Sayın Devlet Bahçeli’nin uzattığı ele Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan karşılık verdi ve silahlar yakıldı. Demokratik toplumun gelişebilmesi için yasalar çerçevesinde düzenlemeler yapılması gerekiyor. Mecliste çağrı yaptıkları Sayın Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması gerekiyor. Savaşın tarafları müzakere etmeli. Komisyon var ama halk olarak yetersiz görüyoruz, çünkü adım atılmıyor. Devletin söylemlerinde samimi olması ve aynı zamanda halkın da üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi gerekiyor. Ben bu sürecin destekçisiyim ve yurttaş olarak sorumluluk almaya hazırım. Yaşanan savaş kendiliğinden çıkan bir savaş değil. Kürt halkı var bunu kabul etmeleri gerekiyor” ifadelerini kullandı. 
 
‘Devlete güvenmiyoruz ama Önderliğimize güveniyoruz’
 
Abdullah Öcalan’a güvendiklerini ve fiziki özgürlüğünün sağlanması gerektiğini ifade eden Dilan Eroğlu, şunları söyledi: “Biz barışın olmasını istiyoruz. Annelerinin yüreği yanmasın artık yeter. Tutsaklar serbest bırakılsın. Barış sürecinden bahsediyorsak, cezaevlerinin kapısı açılmalı. Ancak hala cezaevi kapıları kapalı. Kürtler önderliğini bekliyor. Barış süreci başladı ama devlet adımlarını çok yavaş atıyor. Biz devlete güvenmiyoruz ama Önderliğimize güveniyoruz. Barış hem Kürtler hem Türkler için iyi bir şey.”
 
‘Abdullah Öcalan’ın mecliste yer ve söz almasını istiyoruz’
 
Barıştan yana olduklarını söyleyen Ayhan Gersiyon, devletin samimi adım atması gerektiğini dile getirdi. Ayhan Gersiyon, “Biz kendimize, önderliğimize güveniyoruz ama devlete güvenmiyoruz. Çünkü devlet adım atmıyor. Bizim isteğimiz devletin bir an önce adım atmasıdır. Biz Abdullah Öcalan’ın mecliste yer almasını orada sözünü kurmasını istiyoruz. Abdullah Öcalan’ın meclise gelmesine niye engel oluyorlar? Biz her zaman elimizi barış için uzatıyoruz. Biz doğru yoldayız ve inşallah başaracağız” diye konuştu. 
 
‘Barışın anahtarı Abdullah Öcalan’ın elindedir’
 
Gelişen barış sürecini halklar açısında bir şans olarak tanımlayan Dilan Şevişoğlu, “Sürecin başarılı olabilmesi için başta kadınlar olmak üzere herkesin çaba göstermesi gerekiyor. Barışın anahtarı Abdullah Öcalan’ın elindedir. Sağlıklı bir müzakere sürecinin yürütülebilmesi için Abdullah Öcalan’ın koşulları düzeltilmeli. Cezaevinden yürütülecek bir barış süreci kalıca olamaz. Kalıcı barışın inşa edilmesi ve toplumsal dönüşüm için Abdullah Öcalan’ın koşulları değiştirilmeli” diye kaydetti.