DİSK’li kadınlardan yeni tüzük çalışması: Sendikalarda dahi eşitlik yok

  • 09:20 21 Şubat 2019
  • Emek/Ekonomi
Safiye Alağaş
 
İSTANBUL - DİSK Kadın Komisyonu, kadınlara yönelik pozitif ayrımcılık içeren yeni bir tüzük çalışması yürütüyor. Uluslararası düzeyde bir dayanışma ile yürütülen tüzük çalışmasında, kadın kotası, kadın bütçesi, regl izni, günde 6 saat çalışma gibi önemli maddeler yer alıyor.
 
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Kadın Komisyonu, kadınlara yönelik pozitif ayrımcılık içeren yeni bir tüzük oluşturulması için çalışma yürütüyor. Konfederasyon ve bağlı sendikaların uygulaması için yürütülen tüzük çalışmasında, kadınlara yönelik birçok pozitif ayrımcı maddeler yer alıyor. DİSK Türkiye Genel Hizmetler İşçileri Sendikası (Genel-İş) Başkanı Nebile Irmak Çetin, çalışma hakkında bilgi verdi. 
 
‘Dünyanın yarısını oluşturan kadınlar itiraz ediyor’
 
Dünyanın yarısını oluşturmalarına rağmen kadınların erkeklerle hiçbir alanda eşit olmadığına dikkat çeken Nebile, yerel yönetimlerde, siyasette ve sendikalarda dahi eşit olmadıklarının altını çizdi. Kadının eşit olmadığı, söz, karar sahibi olmadığı yerlerde anti demokratik uygulamaların olduğunu vurgulayan Nebile, "İşte dünyayı görüyoruz. Dünya çok kötü yönetiliyor. Yönetenler de erkek. Şiddet, savaş, gözyaşı, zulüm, yoksulluk var. Bütün bunlar erkeğin eseridir. Biz kadınlar olarak burada itiraz ediyoruz. Biz yaşamla, onurlu bir ortamla, gelecekle ilgileniyoruz. Dolayısıyla kadınların dünyayı yönetmesi gerekiyor. Bulunduğumuz kurumlarda yönetime aday olmak zorundayız. Başka bir seçeneğimiz yok. Bugün Türkiye'de 19 milyon emekçi var. Ama bunların içinde bir milyon 800'ü sendikalı. Sendikalar eşitlik, adalet, özgürlük iddiası olan bir alan. Ancak önce kendi içinde özgürlüğü savunmak durumundadır. Kadın üyesine alan açmalıdır. Kadın üyesinin yönetime girmesi gerekiyor. Temsilci olması gerekiyor" dedi.
 
'Tüzükte kota, kadın bütçesi, regl izinleri yer alıyor' 
 
Kadınların sendikalarda daha fazla yer alması, emek sömürüsünü ve mobbingden tacize kadar maruz kaldıkları şiddete karşı bağımsız feministler, KESK, TMMOB ve TTB'li kadınlar olarak bir araya gelip kafa yorduklarını kaydeden Nebile, "Sonunda bir tüzük çalışmasına karar verdik. Çok uzun süreli bir çalışma oldu. Avrupalı sendikaların yanı sıra birçok ülkedeki sendikaların tüzüklerini inceledik. Tüzüklerde Türkiye'ye uyacak maddeleri çıkardık" diye belirtti. 
 
Nebile, öne çıkan maddeleri ise şöyle aktardı: "Biz şuanda kotaya karşıyız. Ancak kendimizi ifade etmemiz için bir kanalın bir yolun açılması gerekiyor. Maddelerimizden biri, cinsiyet kotasının olmasıdır.  Sendika bütçesinin bir kısmını eğitime, örgütlenmeye ayırıyor. Kadın özgün bir çalışma yürütecekse bir bütçeye ihtiyacı var. Sendika bütçesinin en az yüzde 10’nunu kadına aktarmalıdır. Böyle bir madde ekledik. Ayrıca toplu iş sözleşmeleri yapıyoruz. Toplu iş sözleşmesi hukukunda bütün işçiyi kapsayacak şekilde hazırlanıyor. Tabi kadınlarda orada o kazanımlardan faydalanıyor. Ancak kadına özgü maddeler eklemiz gerekiyor. 8 Mart, 25 Kasım günlerinde izinli olmalıdır. O gün çalışmaması gerekiyor. Biz toplu iş sözleşmesine kadının o gün izinli olması gerektiği konusunda yine hazırladığımız tüzüğümüze ekleyeceğiz. Örneğin kadınlar regl oluyor. Bu hiç gündeme gelmiyor. O gün kadın gerçekten hem fiziki hem psikolojik olarak çalışacak durumda değil. Çalışmaması gerekiyor. Biz kadınların her bir gün regl iznimiz olmalı. Gelsin iş verenine ifade etsin 'Ben bugün iznimi kullanacağım' diye. İşverende bilecek ki regl iznini kullanıyor. Biz kadınlar bunu konuşamazken bile bunu toplu iş sözleşesi hukukuna koyalım diyoruz. Çocuğu olan kadın için de çalışma saati sınırlansın. Bugün Türkiye'de çalışma saati günlük 8 saatse kadın için biraz daha farklı olsun. Çocuğa bakmakla hükümlü olan kadın günde 6 saat çalışsın. Biz bütün bunları hazırladığımız tüzüğe koyduk." 
 
'En yakınımızda eşbaşkanlık modeli var' 
 
Tüzük değişikliği için dünyada birçok model olduğunu, en yakınlarında ise Kürt kadın hareketinin eşbaşkanlık modeli olduğunu hatırlatan Nebile, "Bizim sendikalarımızın hepsi Avrupa'daki sendikalar birliğinin ayrıca üyesidir. Ortak işler yapıyoruz. Orada kadınların yönetici düzeyi yüzde 80'lerde. Bizim Türkiye'de de çok acil kadınları güçlendirmemiz gerekiyor. Sendikalarımız erkek kulübüne dönüşmüş durumda. Bizim bu algıyı kesinlikle çok acilen değiştirmemiz gerekiyor. Buralarda kadın olduğu zaman gerçekten sınıf da hareketlenecektir. Çalışmamız ete kemiğe büründükten sonra DİSK'in yönetimine sunacağız. DİSK kendi içinde bunu tartışacak ve bunu kendisine bağlı olduğu bütün sendikalara gönderecek. Sendikalar kendilerine uygun olan maddeleri alıp tüzüğüne yerleştirecek. En azından kota, bütçe ve bir disiplin maddesi olsun" ifadelerini kullandı.  
 
'Uluslararası bir dayanışma ile çalışmayı yürütüyoruz’
 
Hollanda, Belerus, Honkong, Fas ve Afganistanlı kadınlarla bir araya geldiklerini söyleyen Nebile, bütün deneyim aktarımlarının yapıldığını vurguladı. Tüzük çalışması sırasında Hollanda'da bulunan büyük bir sendikanın kadın ağından ciddi destek gördüklerini dile getiren Nebile, "Yine Fas'a gideceğiz. Faslı kadınlarla bir araya geleceğiz. Deneyim aktarımlarımız olacak. Biz oradaki tüzükleri de inceleyeceğiz. Çünkü orada bir kadın yapısı var. Afganistan'daki kadınlarla bir çalışma yürütmüştük. Onlardaki sendikalarda gerçekten bir kadın yapısı var. Kadınları kendi başkanını seçiyor. İş yerindeki temsilciliğe kadar seçiyor. Fas'ın büyük bir konfederasyonun da yine benzer bir kadın örgütlenmesi var. Bu çok güzel bir şey. Biz hala burada yönetime 7 kişi arasında nasıl bir kadın girsin diye mücadele ediyoruz. Bu korkunç bir şey. Gidip onların tüzüklerini inceleyeceğiz. Onlar da gelip bizim çalışmalarımızı tüzüğümüzü inceleyecek. Uluslararası düzeyde bir dayanışma ile bu çalışmayı yürütüyoruz” dedi.