ŞIRNAK - Cudi Dağı’nda 3 aydır devam eden yangına ilişkin seslenen Ekolojistler, ekolojik talana karşı ses çıkarılması çağrısında bulunarak, birçok yaşam alanının yok edildiğine dikkat çekti.

 

Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Ekoloji Meclisi ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Ekoloji Komisyonu öncülüğünde, Munzur Çevre Derneği, Munzur Suları Özgür Aksın Meclisi, Mezopotamya Ekoloji Hareketi ile HDP Dersim İl Örgütü’nün katılımıyla, Cudi Dağı'nda üç aydır süren orman yangınlarına karşı Şırnak'ın Cudi Dağı eteklerinde açıklama yapıldı.

 

Açıklamaya Şırnak halkının yanında, Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivistleri, HDP Şırnak Milletvekilleri Nuran İmir, Hasan Özgüneş ve Hüseyin Kaçmaz,  Şırnak KESK Şubeler Platformu ile HDP il ve ilçe yöneticileri katıldı. Yoğun askeri güvenliğin olması dikkat çekerken, açıklamayı ekolojistler adına HDK Ekoloji Meclisi  üyesi Asrın Keleş okudu. 

 

'Yangına müdahale eden halk fişlenmiştir'

 

Orman yangınlarının uzun yıllardır bir politika haline geldiğini belirten Asrın, ormanlara yönelik saldırıların halkın yaşam alanına kadar ulaştığını kaydetti. Asrın, “Özellikle son dönemde gerçekleşen yangınlar ile ilgili yetkililer yangınla ilgili bilgilendirilmiş, ancak herhangi bir çalışma başlatılmamıştır. Yangının söndürülmesi bir meşguliyet olarak görülmüştür.  Bununla birlikte yaşam alanlarını korumak isteyen halk ve kadınlar öncülüğünde yangına müdahale etmiştir. Yetkililer, yangına müdahale eden halkı fotoğraflayıp fişlemekle yetinmiştir" dedi.  

 

Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi:

 

'Termik santraller doğaya zarar veriyor'

 

“Halk termik santral sebebiyle hava kirliliğinin arttığından, ağaçların kuruduğundan ve kurumayanların meyvelerinin çürüdüğünden, toprak kalitesinin düşüşünden oldukça sorun yaşadıklarını dile getirmişlerdir. Son dönemde halkın geçim kaynağının da özelleştirilmesi ve tekelleştirilmesinden kaynaklı tarıma dönük üretim faaliyetleri artmış. Ancak termik santral sebebiyle toprağın düşen kalitesi sebebiyle bu üretim halkın geçim kaynaklarını olumsuz etkilemiştir. Bu durum halkın yaşam hakkını hiçe saymaktadır. Silopi de kurulan termik santral kurulduğundan bu yana anne ve bebek ölümleri artmış, kanser olma yaşı 20’li yaşlara kadar inmiş, kalp krizi sebebiyle ölümler artmıştır.

 

Hayati boyutlara gelmiştir

 

Silopi'de kurulan termik santralin de geçmişte orman yakılarak kurulması son dönemlerde yoğun yakılan ormanlarda da termik santral kurulması ihtimalini gözle görülür hale getirmektedir. Nitekim sermayenin yeni bir termik santral yapma planı olduğu halkla ve kurumlarla yapılan görüşmelerde dile getirilmişti. Bütün bunlar ele alındığında Şırnak yerelinde oldukça ciddi ölçüde planlı ve doğrudan ekolojik bir talanın olduğunu söylemek yaşam mücadelesi gereğince görevimizdir. Şırnak yerelinde gerçekleştirilen yangınlar doğrudan politik kaynaklı olsa da rant hırsı her alanda olduğu gibi Şırnak yerelinde de gözlemlenebilir derecede hayati boyutlara gelmiş durumda." 

 

Açıklamada yetkililere şu sorular soruldu: 

 

"*Köylerde kesilen ağaçlar satılmak üzere tırlarla nereye taşınmaktadır?

 

*Birçok alanda gerçekleşen orman yangınları için yeterli olduğu herkesçe resmi olarak bilinen Orman Müdürlüğünün imkanları neden Şırnak için de kullanılmıyor?

 

*Yangının söndürülmesiyle ilgi görevi bu olmasına rağmen Orman Müdürlüğü neden yangın söndürmeyi görev yerine meşguliyet saymaktadır? Eğer görevi değilse her kurum gibi bütçesi olan bu kurumun görevi nedir?

 

*Silopi’de yer alan termik santralinin yanında sermaye dahil herkesçe konuşulan yeni termik santral planı nereye planlanmaktadır? Geçmişte Silopi termik santralinde de olduğu gibi yakılan ormanlar da bu yeni planlanan termik santralin hazırlığı mıdır?"

 

'Bir görevdir'

 

Asrın son olarak, “Şırnak’ta yanan yangın hepimizin nefesi kesiyor, gerçekleşen ekolojik talan hepimizi etkiliyor. Ekoloji ve yaşam mücadelesi veren herkesin Şırnak’ta ekolojik talana ses vermesi, yoldaş olması bir görevdir. Bütün ekolojistleri burada gerçekleşen ekolojik talana karşı mücadele eden Şırnak halkının mücadelesini büyütmeye çağırıyoruz" diyerek çağrıda bulundu.  

 

Açıklama, "Doğa yaşamdır yaşamı yok etmeyin" ve "Cudi tarihtir, tarihi yakmayın" sloganları atılarak son buldu.