Nükleer atıklar için AİHM’e gidilecek
- 17:33 3 Haziran 2020
- Ekoloji
İZMİR - Çernobil Nükleer Felaketi’nin 33’üncü yıl dönümünde Gaziemir’deki nükleer atık alanında açıklama yapan yaşam savunucuları, atıklara dair 12 yıl boyunca çözüm bulunmadığını ve AİHM’e başvuracaklarını duyurdu.
Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP) İzmir Yaşam Alanları, Gaziemir Çevre Platformu, İzmir Çevre Mühendisleri Odası, Gaziemir Çernobil Felaketi’nin 33’üncü yıl dönümünde ilçesinde bulunan Nükleer Atık Fabrikası’na ilişkin ortak basın açıklaması düzenledi. “Gaziemir’de Nükleer İstemiyoruz”, “İzmir Yaşam Alanları Dayanışmadayız” pankartlarının açıldığı açıklamaya parti temsilcileri, Gaziemir Belediye Başkanı, Konak Kent Konseyi temsilcileri ve çok sayıda yaşam savunucusu katıldı. Açıklama, İzmir Yaşam alanları Platformu’ndan Yüksel Keleş tarafından okudu.
‘Radyoaktif madde bulaşan külçeler nerelere satıldı?’
Türkiye’de nükleer santral inşaatları devam ederken tesadüfen keşfedilen nükleer atıklara bile çözüm bulunamadığı belirtilen açıklamada “Gaziemir’deki Aslan Avcı Döküm Şirketi’nin bahçesinde 2007 yılında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından nükleer enerji santrallerinde kullanılan Europium-52 ile bulaşmış kül ve cüruf bulundu. Bu maddenin nasıl ülkemize girdiği ve radyoaktif malzeme bulaşmış atıkların külçe kurşun haline getirilerek nerelere satılmış olduğu bulunamamıştır” denildi.
’12 yıldır sorumlular bulunmadı’
Açıklamada, atıkların tespitinden itibaren merkezi ve yerel idareler tarafından alanın hızlı bir şekilde sağlıklı ve güvenli koşullarda rehabilitasyonunun ve atıkların bertarafının sağlanmadığı belirtildi. Ülkeye girişi yasak olan nükleer atıklarla ilgili sürecin sorumluları ve atığın nasıl ve hangi yollarla bu noktaya geldiğine ilişkin 2007 yılından bugüne bir gelişmenin olmadığını kaydedilen açıklamada şu ifadeler kullanıldı: “12 yıl içerisinde İlgili tüm merkezi ve yerel idareler tarafından sorumluluğu alınmayan, sürecin yazışmalar, raporlar, davalar ile bugüne geldiği, ülkemiz tarihinin en büyük çevre cezasının kesilmesi işleminin yapıldığı, ancak tahsilinin gerçekleştirilemediği, ÇED süreci bile doğru işletilememiş ve gelinen noktada alanda hala nükleer atıklar ile baş başayız.”
Manisa Köprübaşı ve Aydın Kisir‘daki terk edilmiş uranyum madenlerinin saçtığı tehlikeye karşı hala önlem alınmadığını hatırlatılan açıklamada şu sorular yöneltildi:
“*Gaziemir`de depolandığı anlaşılan radyoaktif ve zehirli maddelerin bölgeden uzaklaştırılması konusunda neler yapılmıştır?
*Ülkemize girişi yasak olan nükleer atıkların bölgeye nasıl geldiği konusunda çalışmalar nelerdir
*Bölgeden uzaklaştırılacak atık miktarı nedir nerede bertaraf edilecektir
*Firmaya kesilen Çevre Cezası ile ilgili süreç nedir
*Bölgede sağlık taraması ve izleme çalışması yapılmış mıdır
*Sürecin sorumluları hakkında yürütülen hukuki süreç ve çalışmalar nelerdir?”
Son olarak söz alan EGEÇEP Avukatı Arif Ali Cangı, elindeki cihazla radyasyon değeri 0.100'den başlayan 0.220'ye kadar çıktığını göstererek Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvuru hazırlığı içinde olduklarını duyurdu.