HABER MERKEZİ - 25 Kasım dolayısıyla İsrail’in Filistin halkına yönelik saldırıları ve kadınların katledilmesine ilişkin açıklama yapan NADA, savaş suçlularının yargılanması gerektiğini belirtti. 

 

İsrail’in Filistin halkına yönelik 7 Ekim’den bu yana devam eden saldırılarında 14 bini aşkın insan yaşamını yitirirdi. Savaşın durdurulması için uluslararası alanda tepkiler de sürüyor. Orta Doğu ve Kuzey Afrika Demokratik Kadın İttifakı da (NADA) 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısı ile İsrail’in Filistin halkına yönelik saldırıları ve yaşanan katliama ilişkin açıklama yaptı. 

 

Gazze’ye yönelik İsrail’in saldırılarının dünyada insan haklarına ilişkin ihlalleri ortaya çıkardığı belirtilen açıklamada, binlerce insanın dünyanın gözü önünde katledildiği vurgulandı. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin yaşam hakkının korunmasını içeren 6’ncı maddesinin hatırlatıldığı açıklamada, Gazze’deki katliamın tarihte eşi benzeri olmadığı kaydedildi. 

 

İsrail ordusunun kampları beyaz fosfor gibi yasaklanmış silahlarla bombaladığının ve halkı açık bir şekilde imha ettiğinin televizyon ekranlarına yansıdığı belirtilen açıklamada, hastanelerin, yerleşim yerlerinin ve sivillerin hedef alındığına dikkat çekildi. 

 

Afrin, Tel Abyad, Gazze…

 

Ailelerini, çocuklarını kaybeden, temel ihtiyaçlarını karşılayamayan açlık, susuzlukla karşı karşıya kalan kadınların ağır bedeller ödediğine yer verilen açıklamada şunlar ifade edildi: “Trajik durumlar yaşadılar, güvenli olmayan koşullarda kürtaj yaptırmak zorunda kaldılar. Erken doğumlar yaşandı. Bunun gibi daha bir çok gündeme gelmeyen, konuşulmayan trajediler yaşandı. Suriye’de radikal örgütler tarafından yok edildiler. Afganistan’da kötü muameleye maruz kaldılar. Afrin, Tel Abyad, Gazze, Batı Şeria ve Sudan’da yerlerinden edildiler. Libya’da öldürüldüler. Batılı feministlerin Rusya-Ukrayna savaşı sırasında, Ukraynalı kadınları desteklemek için ayağa kalkmalarının aksine bölge ülkeleri ve dünya onlar için ayağa kalkmadı… Gün boyu kameraların önünde Gazzelilerin katledilmesine tanıklık etmek ve harekete geçmemek herkes için bir utançtır. NADA Feminist İttifakı olarak Gazzelileri ayırım gözetmeksizin hedef alan bu suçları kınıyoruz.”

 

Arap ülkelerinin sessizliği

 

Saldırılara karşı Arap ülkeleri ve batılı ülkelerin sessizliğinin utanç verici olduğuna işaret edilen açıklamada, kentin boşaltılmasının ve İsraillilerin yerleştirilmesi için adım atıldığı kaydedildi.  “Yaşananlar 1948’de İngiliz mandasının kaldırıldığı, Filistin’in yok edildiği ve İsrail devletinin kuruluş dönemine benziyor” denilen açıklamada Gazze’dekilerle dayanışma yapılması gerektiği, uluslararası toplumun müdahale ederek insanların katledilmesine ve yerinden edilmesine karşı çıkması gerektiği çağrısı yapıldı. Arap ülkelerinin durumuna da değinilen açıklamada, “Gazze'deki halkımızın Arap petrolüyle bombalandığını, bunun bölgenin başına gelebilecek en büyük ayıp olduğunu hatırlıyoruz. Uluslararası hukuk ve Cenevre Sözleşmesi ihlal ediliyor. Uluslararası toplum ve insan hakları örgütleri de buna sessiz kalıyor” denildi. 

 

BM sorumlu

 

Yaşanan katliamlardan Birleşmiş Milletler (BM) ve BM Güvenlik Konseyi’nin sorumlu olduğu belirtilen açıklamada, İsrail gibi devletlerin hukukun üstünde oldukları ifade edilerek Filistinlilerin İsrail tarafından çok açık bir şekilde ölümle tehdit edildikleri, batılı ülkelerin de bundan yana tutum aldıkları dile getirildi. Açıklamada, BM Güvenlik konseyinde yer alan ülkelerin sadece kendi siyasi ve ekonomik çıkarları konusunda anlaştıkları vurgulandı. 

 

Talepler

 

Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü'nde de dünyanın sessiz kaldığı kaydedilen açıklamada şu talepler sıralandı: 

 

“ *Gazze, Suriye, Yemen, Libya, Sudan ve diğer yerlerde kadınlara karşı suç işlediği kanıtlanmış herkesin takibi,

 

* Dünyanın gözü önünde soykırım suçlarını açıkça işleyen siyonist oluşumun yargılanması,

 

* İhlal, gasp ve tacizin başörtüsüne müdahaleye kadar vardığı Gazze ve Batı Şeria’da kadınların mahremiyetlerini ihlal edenlerden hesap sorulması.

 

*Özellikle ihlaller cinsel tacize ve gaspçı işgalcinin başörtüsünü barbarca kaldırmasına kadar ulaştığından, Gazze ve Batı Şeria'da kadınların fiziksel mahremiyetini ihlal edenlerden hesap sormak.”