Saldırılar ve komplo protesto edildi

  • 21:01 15 Ekim 2023
  • Dünya
Saldırılar ve komplo pretosto edildi
 
HABER MERKEZİ - Türkiye'nin Kuzey ve Doğu Suriye'ye yönelik saldırıları ile 9 Ekim komplosu yapılan yürüyüşlerle protesto edildi.
 
Kurdistanlılar, Fransa’nın Nice şehrinde bir araya gelerek, PKK Lideri Abdullah Öcalan‘a yönelik 9 Ekim komplosunu ve Türkiye'nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırılarını protesto etmek amacıyla miting ve yürüyüş gerçekleştirdi.
 
Gare de Nice önünde saat demokrasi mücadelesinde yaşamını yitirenler anısına bir dakikalık saygı duruşu ile başlayan eylemde Demokratik Kürt Toplum Merkezi eşbaşkanları katılımcıları selamladı.
 
'Direniş etrafında kenetlenelim'
 
Saldırılar karşısında Avrupa’da yaşayan Kurdistanlılara büyük sorumluluklar düştüğünü ifade eden eşbaşkanlar, “Bu süreçte öncü rolünü üstlenerek Önder Apo, gerilla ve Rojava direnişi etrafında kenetlenmeliyiz. Halkımız Önder Apo’nun ideolojisi ile kendi bilincine vardı. Şu an Avrupa ve Kurdistan’ın dört parçasında direniş esas alınmıştır. Biz de bu yılı Önder Apo’nun özgürlük yılı yapacağız” mesajını verdi.
 
Konuşmalar ardından Nice merkezinde yer alan Place Masena’ya doğru yürüyüşe geçildi. Birçok dilde Abdullah Öcalan’a özgürlük talep eden pankart ve üzerinde Abdullah Öcalan’ın fotoğrafının yer aldığı flamaların taşındığı yürüyüşte Fransızca Abdullah Öcalan’a özgürlük talep eden sloganlar atıldı, saldırılara karşı süren direniş selamlandı.
 
Salzburg
 
Avusturya’nın Salzburg kentinde Kurdistanlılar ve dostları, Türk devletinin Kuzey ve Doğu Suriye‘ye yönelik saldırılarını ve 9 Ekim komplosunu yürüyüşle protesto etti. Civaka Azad Linz, Civaka Azad Salzburg ve RiseUp4Rojava’nın organizesiyle Salzburg merkez tren istasyonu önünde bir araya gelen kitle, demokrasi ve özgürlük mücadelesinde yaşamlarını yitirenler anısına bir dakikalık saygı duruşunda bulundu. Eylemde “Türkiye'nin Kürtlere yönelik katliamını durdurun“ yazılı pankart açıldı.
 
 
‘Türkiye savaş suçu işliyor’
 
Ardından Avusturya Komünist Partisi (KPÖ) Federal Sözcüsü ve Salzburg Eyalet Parlamentosu Üyesi Sarah Pansy bir konuşma yaptı. Türkiye’nin savaş suçlarını sıralayan Sarah, “Kürtlerin ağırlıkta olduğu özyönetim yıllardır Türkiye'nin gözüne batıyor. Türkiye başından beri Kürt yapılara karşı İslamcı milislerle işbirliği yaptı ve 2016'dan itibaren çeşitli kara harekatlarıyla Suriye'nin kuzeyindeki toprakları işgal etmeye başladı. Hayati öneme sahip altyapılara yönelik mevcut kasıtlı saldırılar bir savaş suçudur ve kesinlikle kınanmalıdır” dedi.
 
Avrupa’nın sessizliği
 
Avusturya dahil pek çok ülkenin saldırılar karşısında sessiz kaldığına işaret eden Sarah, “Bu durum, aktif bir tarafsızlık politikasına sahip olduğunu iddia eden ancak sessiz kalarak görmezden gelen ve hatta onaylayan bir ülke için utanç vericidir. Şansölye Nehammer, kısa süre önce Ankara'ya yaptığı bir ziyaret sırasında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı ‘dost ve ortak’ olarak nitelendirecek kadar ileri gitti. Giderek otoriterleşen Erdoğan'ın insan hakları ihlalleri karşısında Avrupa'da da pek çok devletin sessiz kalması, uzun yıllardır tecrübe ettiğimiz bir durum. Uluslararası alanda neredeyse hiç eleştirilmeyen etnik temizlik ve otoriter bir işgal politikası uygulanmaktadır. Bu bir insan hakları ve uluslararası hukuk meselesidir ve güç kullanımına son verilmelidir” ifadelerini kullandı.
 
Dayanışma çağrısı
 
Rojava ile dayanışmayı yükseltme çağrısı yapan Sarah, “Rojava halkı halihazırda büyük işler başarmıştır. Terörist DAİŞ’e karşı mücadelede kararlı davrandılar. Zor koşullar altında bile özgür, demokratik ve eşitlikçi bir toplum inşa etmek için çalışmanın nasıl mümkün olduğunu gösterdiler. Ataerkilliği, sınıflı toplumu ve tahakkümü aşma, eşit ve özgür yaşama hedefi, Rojava halkını kendileriyle savaşmak ve onları ezmek isteyen otoriter yöneticilerden ve diktatörlerden ayıran şeydir. Bu nedenle - Rojava ile dayanışmayı yükseltin!” mesajını verdi.
 
Civaka Azad eşbaşkanları ise şöyle konuştu: “Türk devleti, uzun yıllardır sivillere ve sivil altyapıya yönelik saldırılarından ve Suriye'nin kuzey ve doğusu ile Başûrê Kurdistan’da işlediği diğer savaş suçlarından sorumlu tutulmalıdır. Türk hükümetinin bir etnik temizlik kampanyasını ve sivil halka karşı doğrudan bir niyet beyanını kamuoyuna duyurması ve tüm uluslararası kuruluşların bunu sessizce izlemesi çok çirkindir. Bunu yaparak Türkiye'nin uluslararası hukuku ihlal ettiğini ve Kürtlere karşı soykırım yaptığını kabul etmiş oluyorlar. Yeni askeri saldırıya paralel olarak Türk devleti ülke içinde yeni bir baskı dalgası başlatmış ve 1 Ekim'den bu yana yüzlerce Kürt siyasetçiyi keyfi olarak tutuklamış ve hapsetmiştir. Uluslararası örgütleri ve toplulukları, siyasi bir çözüm ve Kürt hareketinin meşru temsilcisi Abdullah Öcalan da dahil olmak üzere tüm siyasi tutukluların özgürlüğü için harekete geçmeye çağırıyoruz. Önder Apo’nun özgürlüğünün zamanı gelmiştir. Herkes bir Kürt olarak görevini yerine getirmeli” şeklinde konuştu. 
 
Ardından Residenplatz’a kadar yürüyen kitle “Bijî Serok Apo“, Bê Serok jiyan nabe” ve “Bijî berxwedana Rojava“ sloganlarını haykırdı.