Sumaya Hijrat: BM'nin Taliban daveti kadınlara hakaretti

  • 09:01 18 Mayıs 2023
  • Dünya
 
Melek Avcı
 
ANKARA - Sosyal aktivist Sumaya Hijrat, BM’in Doha zirvesine kadınlara baskı ve şiddetiyle var olan Taliban’ı çağırmasına ülke genelinde tepki gösterildiğini belirterek, “En zor koşullarda yaşayan ve mücadele veren biz Afgan kadınlar, Birleşmiş Milletler’e karşı hayal kırıklığı taşıyoruz ve üzgünüz. Taliban’ın Doha zirvesine davet edilmesiyle kadın hakları hiçe sayılmıştır” dedi.
 
Mayıs ayının ilk haftasında Katar’ın başkenti Doha’da düzenlenen toplantıya Afganistan’ı temsilen Taliban’ın Birleşmiş Milletler (BM) tarafından davet edilmesi büyük yankı uyandırmıştı. Kadınlar eşitlik, hak ve demokrasi ilkelerini savunan BM’nin bu davetini günlerce protesto etmiş ve BM’ye çağrılarda bulunmuştu. Genel olarak kadınlara baskı, şiddet ve kısıtlamalarıyla ülkeyi dar eden Taliban’ın adeta tanınırcasına toplantıya davet edilmesi kadınlar ve Afganistan halkı tarafından, “Taliban’ı tanımak terörü tanımaktır” sözleriyle ifade edilmiş, BM’nin ilkelerine sadık kalması çağrısı yapılmıştı.
 
Ülkedeki Taliban politikalarını ve BM’nin tavrına ilişkin sosyal aktivist ve Kadınların Eğitimini Savunma oluşumlarında yer alan Sumaya Hijrat ile görüştük.
 
Afganistan her gün yeni bir kısıtlamaya uyanıyor
 
Taliban’ın kadınlar üzerindeki baskı ve kısıtlamalarının devam ettiğini söyleyen Sumaya, bunun kadınlar üzerindeki depresyonu arttırdığını belirtti.  Sumaya, “Ülke genelinde her gün yeni bir kısıtlama Taliban tarafından hayata geçiriliyor. İnsanlar bu durumdan bıkmış bir halde. Yoksulluk, işsizlik had safhadayken kadınların hala çalışmasına izin verilmiyor. Eğitim ve öğretim hakkından kadınlar ve kız çocukları hala mahrum. Okulla ve üniversiteye gidemeyen birçok kız çocuğu ve kadında depresyon, mutsuzluk gördüğümüzü söyleyebilirim” dedi.
 
‘Ülkelerin Taliban’ı tanımaması kadınların mücadelesinin sonucudur’
 
Kadınların bu kısıtlamalara boyun eğmesinin tamamen toplumdan dışlanmayı kabul etmek demek olacağını söyleyen Sumaya, kadınların genel olarak bunlara çok güçlü bir örgütlülük ile karşı çıkmadığını vurguladı. Sumaya, “Afgan kadınlar aslında bu kısıtlamaları boykot etmek için büyük bir çaba sarf edemedi. Protestolarını çeşitli şekillerde, dağınık olarak sürdürdüler. Fakat bu 2 yıldır hiçbir ülkenin Taliban’ı tanımaması Afgan kadınların sayesinde oldu. Afgan kadınların ülkelere yaptığı açık çağrılar, dağınık da olsa sürdürdükleri protestoların sesinin sonucunda bu olabildi” diye belirtti.
 
‘BM’nin Taliban daveti büyük bir hakarettir’
 
Hiçbir ülke Taliban’ı tanımamış olsa da geçtiğimiz haftalarda BM’nin Taliban’I Doha zirvesine çağırmış olmasının bir hakaret olduğunu dile getiren Sumaya, kadın haklarının bu tavır ile hiçe sayıldığını belirtti. Sumaya, devamında da şöyle konuştu :“En zor koşullarda yaşayan ve mücadele veren biz Afgan kadınlar Birleşmiş Milletler’e karşı hayal kırıklığı taşıyoruz ve üzgünüz. Taliban’ın Doha zirvesine davet edilmesi Afgan halkına büyük bir hakarettir ve bu tavırla kadın hakları hiçe sayılmıştır.  Kadınlar olarak BM’nin kararını asla adil bulmuyoruz. Doha zirvesine katılan Taliban Afgan halkını temsil etmiyor. Çünkü halk ve özellikle tüm hakları elinden alınan kadınlar bu temsiliyeti kabul etmiyor. Taliban'ın Afganistan'da kadınlara uyguladığı bu kısıtlamalar devam ederse insani bir felaketin gelmesi kaçınılmaz. Kız çocuklarına uygulanan eğitim yasağı ve kadınlara yönelik yasaklarla birlikte çocuk evlilikleri ve aile içi kadına yönelik şiddet istatistikleri de dramatik bir şekilde artmış, birçok kız çocuğu psikolojik sorunlara maruz kalıyor. Saydığım tüm bunlar BM’nin hedefleriyle çelişiyor. Bu nedenle Birleşmiş Milletler Taliban'ı kabul ederek ve onları Doha'ya davet ederek ilke ve hedeflere aykırı bir şey yaptı.
 
BM savunduğu hedefleri kanıtlamalı
 
Birleşmiş Milletler’e mesajımız şu ki, kadınlara baskı ve kısıtlamalar uygulayan Taliban'ın hükümetini tanıması ve kabul etmesi, Afgan halkının yarısının yavaş yavaş ve kademeli olarak ölmesini göz ardı etmesi demektir. Birleşmiş Milletler sanki katilin eline bir bıçak vermiş gibi. Kadınlar bu ihanetleri asla unutmamalıdır. Birleşmiş Milletler, önce kadınların eğitimi ve çalışması üzerindeki yasağı kaldırtarak bahsettiği ve savunduğu hedefleri kanıtlamalıdır.”