Avukatların istismar davalarına katılma talepleri reddediliyor

  • 09:01 2 Nisan 2018
  • Çocuk
DİYARBAKIR - Cinsel istismar dosyalarının birçoğuna katılamadıklarını belirten Avukat Elif Ölekli, “Sürekli ret kararı alıyoruz ve şuan için de katılma taleplerimize yönelik Yargıtay’dan bir onay gelmedi. O yüzden duruşmaları takip ederken zorlanıyoruz” dedi. 
 
Diyarbakır Barosu’nun ev sahipliğinde bir araya gelen 32 baronun Çocuk Hakları Komisyonu temsilcileri, son dönemlerde artan çocuk hakları ihlalleri, istismar, çocuk işçiliği, çocuk pornografisi, cezaevinde tutulan çocuklar ve çocuk izleme merkezlerinde yaşanan sorunları konuştu. 2 gün süren tartışmalara katılan Diyarbakır Barosu’ndan Avukat Elif Ölekli, çalıştaya ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
 
Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Merkezi olarak çalıştayın devamının gelmesini temenni ettiklerini belirten Elif, çalıştaya ev sahipliği yapmaktan duyduğu mutluluğu dile getirdi. Çalıştayda çocuk istismarı ve çocuğun temsiliyetini geniş bir başlıkta işlediklerini kaydeden Elif, “Çocuk istismarını, çocuk işçiliğini, çocuk pornografisini, çocuğun temsiliyetini, mülteci çocuklar gibi konuları konuşmak için burada toplandık. Aynı zamanda Adli Görüşme Odaları (AGO) ve Çocuk İzleme Merkezleri(ÇİM) gibi çocuğun lehine olarak görülen bu hizmetlerin geliştirilmesini, bu hizmetler ne şekilde geliştirilebilir ve biz avukatlar olarak ne şekilde yardımda bulunabiliriz gibi konuları konuştuk” dedi. Çocuk istismarına yönelik Diyarbakır Barosu Çocuk Merkezi olarak birçok dosya takip ettiklerini söyleyen Elif,  bu dosyalardaki en büyük sorunun “cezasızlık” olduğunu belirtti. İstismar dosyalarında çoğu zaman delil yetersizliğinden dolayı ceza verilmediğini kaydeden Elif, istismar vakalarında sürecin uygun yürütülmesi ve mahkemede sunulacak delillerin yeterliliğinin ceza açısından çok önemli olduğunun altını çizdi.
 
Avukatlara ‘Neden takip ediyorsunuz?’ sorusu 
 
En çok karşılaştıkları sıkıntılardan birinin uzun mahkeme süreçleri olduğunu ifade eden Elif, “İlk önce çocuğun ÇİM’de ifadesi alındıktan sonra mahkemeye gelip tekrar ifadesinin alınması bir takım sıkıntılar yaratabiliyor. Çocuk, ÇİM’deki ifadesinden çok daha farklı bir ifade verebiliyor, vermek zorunda kalabiliyor. Bu sebeple çoğu zaman avukatlar olarak heyetten çocuğun mahkemeye, sanığın huzuruna ya da tanımadığı insanların huzuruna getirilip de ifadesinin alınmamasını ve çocuğun örselenmemesini talep ediyoruz. Çocuğun ifadesi alınacaksa eğer uygun bir görüşme odası ayarlanıp bir psikolog eşliğinde ifadesinin alınmasını talep ediyoruz. Dediğimiz gibi ifade değiştirildiği zaman esas olan mağdur beyanı yargılamadan çıktığı zaman heyette farklı bir algı yaratabiliyor. Kaldı ki dosya sadece beyanlar üzerine bir dosya ise haliyle ceza alınmasına engel oluşturabiliyor” diye konuştu. 
 
İstanbul Sözleşmesi gibi bir tasarının oluşturulabileceğini belirten Elif, baroların yükümlülüğünün de olacağı şekilde düzenleme yapılmasına işaret etti. Duruşmalarda mahkeme heyetlerinin “Bu dosyaları neden takip ediyorsunuz?” sorusuyla karşılaştıklarını dile getiren Elif, birçok tepkiyle de karşı karşıya kaldıklarını aktardı. Bir meslek kuruluşu olarak bu tür davaları takip etmek gibi bir zorunluluklarının olduğunun ifade edilmesi gerektiğini söyleyen Elif, avukatların katılma taleplerini tasarıya dayandırarak kabul ettirmelerinin gerektiğini vurguladı.
 
‘Duruşmaları takip ederken zorlanıyoruz’
 
Avukatlar olarak cinsel istismar dosyalarının birçoğuna katılamadıklarını belirten Elif, şöyle devam etti: “Sürekli ret kararı alıyoruz ve şuan için de katılma taleplerimize yönelik Yargıtay’dan bir onay gelmedi. Henüz böyle kesinleşmiş bir kararımızda yok. O yüzden duruşmaları takip ederken avukatlar ve çocuk hakları merkezi olarak bu konuda zorlanıyoruz. Bu durum ise en başta çocuğun aleyhine oluyor. Çocuğu korumak isteyen, çocuğun lehine davranan kişiler, kurumların geliştirilmesi ve daha çok insana daha çok çocuğa ulaşılması engelliyor.”
 
Elif, çalıştayın amaçlarından birinin de çocuğun lehine olan mevcut yasaları genişletmek ve daha iyi nasıl işletilebilirliğini açığa çıkarmak olduğuna vurgu yaptı.