Narin Güran avukatı: Soruşturma profesyonelce yürütülmedi

  • 09:01 18 Aralık 2024
  • Güncel
 
Şehriban Aslan-Pelşin Çetinkaya 
 
AMED - Narin Güran’ın dosya avukatı Canan Atabay, “Daha profesyonel, işin ehli bir ekip ya da kolluk görevlilerin bu işi daha hızlı ve sağlıklı çözümleyebileceği bir dosya olduğunu düşünüyorum. Fakat sahadaki kolluk görevlilerin böyle bir deneyiminin olmadığını görüyoruz. Dolayısıyla o deneyimsizliğin beraberinde getirmiş olduğu bir takım handikaplar olabilir” dedi.
 
Amed’in Rezan (Bağlar) ilçesine bağlı Çulî kırsal mahallesinde 21 Ağustos’ta kaybolan ve 8 Eylül’de cenazesi bulunan 8 yaşındaki Narin Güran’ın katledilmesine ilişkin günden güne kamuoyunda tepkiler büyüyor. Toplumun her kesiminden Narin Güran’ın sahiplenilmesi dava dosyasında ilerleme kat edilmesini sağlıyor. Her ne kadar soruşturmada eksiklik olduğu söylense de toplumun tepkisi aslında Narin Güran’ın davasının bugünlere gelmesini sağladı. Ayrıca geçtiğimiz günlerde savcı, sunduğu mütalaasında 4 fail hakkında “iştiraken kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılmalarını talep etti.
Amed Barosu ve Narin Güran’ın dava dosyası avukatı Canan Atabay, Narin Güran’ın olayın yaşandığı ilk günden bu güne nasıl geldiğine dair sorularımızı yanıtladı.
 
“Bu ikinci duruşma ile ilk duruşma arasında mahkeme başkanı durmadı. Sürekli ara kararla, bir takım delilleri topladığını, raporlar aldığını, raporları sanık müdafilerine ve biz barodaki avukatlara tebliğ etti.”
 
*Narin Güran Davası tüm Türkiye gündemine oturmuş önemli bir dava olmasına rağmen, hukuken de neredeyse henüz hiçbir ilerlemenin sağlanmadığı bir dosya. En başından bu yana Amed Barosu olarak dosyayı takip ettiniz. Öncelikle dosyaya dair gözlemlerinizi almak isteriz?
 
Kamuoyuna aslında bomba gibi düşen bir cinayet ama dönüm noktası gibi de algıladığımız bir cinayettir. Peki, neydi bu dönüm noktası dediğimiz şey? Toplumun duyarlı olarak verdiği bir tepki ve bir sahiplenme vardı. Aynı zamanda kadın ve çocuk cinayetleri, kadın ve çocuk taciz, tecavüzleri, şiddet konusunda en azından toplumda artık ciddi bir tepki geleceği ve mağdurların sahipleneceği bir dosya olduğunu düşündük. Fakat sonrasında bir takım gelişmeler daha oldu. Bir bebeğimizle ilgili, sonra Rojin olayı oldu. Onun dışında birkaç vaka daha oldu ama toplumun aynı tepkiyi vermediğini gördük. Aslında bu da kadın ve çocuk cinayetlerinin toplum tarafından görünür kılma ve ona karşı bir duruş sergileme, dosyaları sahiplenme anlamında çok da dönüm noktası olmadığını anladık. Bu dosyanın öncelikle böyle bir boyutu var.
 
İkinci olarak gelinen aşamada hiçbir şey yapılmadığını ya da faillerin ortaya çıkmadığını söylemek çok mümkün değil. Ayın 26’sında ikinci duruşma yapılacak. Bu ikinci duruşma ile ilk duruşma arasında mahkeme başkanı durmadı. Sürekli ara kararla, bir takım delilleri topladığını, raporlar aldığını, raporları sanık müdafilerine ve biz barodaki avukatlara tebliğ etti. En son yine savcılık tarafından verilen bir mütalaa söz konusudur. Mütalaa doğrultusunda yine ara kararlar oluşturularak 26’sına kadar savunmalarımızı sunmak üzere süreler verildi. Yine baro tarafından talepler ile birlikte görüntü sunuldu. Bunlar değerlendirmelere alındı. Bu çerçevede sağlıklı yürütülemeyen soruşturma mahkeme salonunda sağlıklı yürütülmeye çalışıldı. Üzerinde titizlikle durulmaya çalışıldı. Hem sanık müdafilerinin hem de bizlerin bir takım talepleri değerlendirme konusu yapılırken mahkemece bazı talepler de dosyada zaten ilgili delilin olduğu ve var olan bu delilin mahkemece değerlendirileceği gerekçesiyle reddedildi. Olayın faillerinin ortaya çıkarılması bağlamında özellikle kovuşturma aşamasından sonra çok ciddi gelişmeler olduğunu düşünüyorum.
 
Baz çalışmaları uygulamamıza yeni giren bir delil
 
Ayrıca kamuoyunda çokça tartışılan ‘baz sinyali’ tartışmaları var. Baz çalışmaları bizim uygulamamıza yeni giren bir delil. Dolayısıyla bazı şeyleri gerek hukukçular gerek işin uzmanları tam olarak algılayabilmiş değil. Baz çalışmalarına da değinirsek bu sinyallerin biraz daha daraltıldığı yani; ilk yapılan baz çalışmasındaki yanılma paylarıyla ilgili bir çalışma yaptırılarak bu konudaki şüphelerin ortadan kalktığını düşünüyorum. Fakat Tavşantepe köyünün şöyle bir özelliği var; bir iki yerden baz sinyali almıyor yaklaşık 20 ya da 22 yerden baz sinyali alıyor. Atacağınız her adımda ya da birkaç metrede bir baz sinyali sizi başka bir yerde gösterebilir. Fakat biz daraltılmış baz verilerinin hiç delil olmayacağı yönünden bir yorum yapamayacağımızı da düşünüyorum. Baz sinyallerinin maddi gerçeği ortaya çıkarılması açısından delil olamayacağı yönündeki değerlendirmelerin doğru olmadığını da düşünüyorum.
 
“Narin olayı bazı siyasi çevrelerde bir takım rahatsızlıklar yaratmış olması nedeniyle dosyanın farklı olduğunu düşünüyorum. Fakat o siyasi çevrelerin rahatsız olması toplumdan gelen tepki ve sahiplenmesi nedeniyle rahatsızlıklar görünmez kılındı.”
 
*Narin davası hukuku da aşan toplumsal bir davadır. Köyde yaşananlara öncesi ve sonrasına bakacak olursak ciddi bir toplumsal çürümenin aile, tarikat ve devlet eliyle derinleştiğini söylemek mümkün. Narin Güran dosyasını diğer benzer dosyalardan ayıran şey ne?
 
Öncelikle bu dosyayı diğer dosyalardan ayıran özellik şuydu; kırsal alanda organize bir kötülük… Cinayetin faillerinin ve delillerinin ortaya çıkmaması açısından organize olmuş insan topluluğu. Ve olayı manipüle etmek için elinden gelen her şeyi yapan insanları gördük. Bu bizi diğer dosyalardan ayıran temel şeylerden biriydi. Çünkü gerek kovuşturma gerek de soruşturma aşamasında delillerin ortaya çıkmaması olayı sürekli manipüle eden bir aileyle karşı karşıya kaldık. Yine belki hepimizin ilk kez karşılaştığı profesyonelce delil kaybetme ve karartılma açısından bir dosya olduğunu gördük. Profesyonelce yaklaşıldığından hepimizde bir kanaat oluştu. Bu yönüyle diğer dosyalardan farklıydı. Narin dosyası toplumsal olarak biraz vicdanların temizlenmesi ve aklanması yönünden ele alınması gereken bir dosya gibi karşımıza çıktı. Ardından yaşanan olaylarda aslında böyle olmadığını gördük. Yine diğer cinayet dosyalarından ayıran önemli özelliklerden biri de şuydu; çok magazinleşen bir dosyaydı. Magazinleşirken de insanların sanki bir dizi, film izliyormuşçasına yani sadece sebebe odaklanılıp ve sebep açıklanmadığı sürece Narin kimin öldürdüğünü tespit edilemeyeceği gibi yanlış bir algı içine girildi.
 
 
TCK’da saik dediğimiz yani; cinayetin neden işlendiği, sebep unsurunun önemli olduğu sadece ağırlaştırılmış neden olarak bir töre ve kan gütme saikiyle cinayetin işlenmesi halinde ağırlaştırıcı neden olarak kullanılır. Bunun ötesinde nedenin çok bir önemi yoktur. Sonuçta Narin’imiz öldürüldü ve hayatta değil. Narin’in dosyasında zaten ağırlaştırılmış nedenler var ama sebep çok da önemli değil çünkü öldürülme gerçeğini değiştiren bir durum değildir. Dolayısıyla insanların dizi, film izliyormuş modundan çıkması gerekiyor. Sebebe çok odaklanmamız gerekir. Sebebi bize failler açıklamadığı sürece sebebi hiçbir zaman bilemeyeceğiz. Sadece o boyut üzerinden değerlendirilmesini doğru bulmuyorum ama bu hususun çok tartışıldığına da tanıklık ettik. Ayrıca Narin olayı bazı siyasi çevrelerde bir takım rahatsızlıklar yaratmış olması nedeniyle dosyanın farklı olduğunu düşünüyorum. Fakat o siyasi çevrelerin rahatsız olması toplumdan gelen tepki ve sahiplenmesi nedeniyle rahatsızlıklar görünmez kılındı. Bu da Narin olayının çözülmemesi noktasında bir direngenlik gösterilemedi. Tam aksine olayın çözülmesine başlandı ve bu konuda gerek bakanlık olsun gerek savcı gerekse mahkeme olsun olayın üzerine titizlikle gitmeye ve delilleri toplamaya çalıştı.
 
“Özellikle delilleri karartma ve suçluyu kayırma, saklama konusunda tüm sanıkların soruşturma ve kovuşturma kapsamında olmadığını düşünüyorum.”
 
*Dava kapsamında tüm fail veya şüphelilerin sorgulandığını, tutuklandığını söylemek mümkün mü?
 
Olayın aydınlatılması açısından 8’nci Ağır Ceza Mahkemesi dışında devam eden bir soruşturma da var. Bu dosyada da delilleri karartma suçundan ve suçluyu gizleme açısından tutuklu olan şüpheliler var. 8’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde 4 kişi yargılanıyor. Dosyayı inceleyen bir avukat olarak katiller açısından sanıkların tümünün dosyada olduğuna kanaat getirmiş bulunuyorum. Fakat delilleri karartma, yok etme, suçluyu gizleme vs. konusun da herkesin soruşturulduğunu ve soruşturma kapsamına alınmadığını düşünüyorum. Ki zaten savcılığın verdiği mütalaada aynı zamanda Erhan Güran’ın evinden alınan kamera görüntüsünde delileri karartmaya çalışan kişilerin tespiti ve haklarında delil karartma gibi suçlar yönünden soruşturma başlatması açısından suç duyurusunda bulunması yönünde de bir talep oldu. Savcılıkla aynı kanaatteyiz. Özellikle delilleri karartma ve suçluyu kayırma, saklama konusunda tüm sanıkların soruşturma ve kovuşturma kapsamında olmadığını düşünüyorum.
 
“Fakat Narin'in cansız bedeninin bırakılmış olduğu yer itibariyle delillerin yok edilmesi; Narin üzerinden faile ulaşabildiğimiz DNA’ların çoğunun inceleme yapımı özelliğini yitirmiş.”
 
*Sizce bu dava ya da soruşturma profesyonelce yönetildi mi? Yönetilmediyse nasıl bir sonuç doğurdu?
 
Soruşturmanın ilk başladığı anda, ailenin özellikle Salim Güran’ın muhtar olma hasebiyle yönlendirmelerine, kolluk görevlileri dediğimiz jandarma görevlilerinin bire bir uymuş olması… Çocuk cinayetleri, çocuk tecavüzleri vs. vakalarında şu an oranı tam olarak hatırlamıyorum ama yüzde 80 civarında vakaların yakın çevre tarafından gerçekleştirilmiş olduğu gerçeğinin, o alandaki, sahadaki görevlilerce bilinmiyor olması... İlişkinin olması ve Salim Güran’a inanıyor olmaları nedeniyle o gerçeği çok sonradan, şüpheli hareketler görünce fark etmeleri ve sonradan aile odaklı bakmalarını ben soruşturmanın ilk başında bir eksiklik olarak gördüm. Sonrasında ise soruşturmanın sağlıklı yürütülmesi açısından daha çok savcılıktan alınan talimatlar çerçevesinde soruşturma daha sağlıklı yürütülmeye çalışılmış. Fakat Narin'in cansız bedeninin bırakılmış olduğu yer itibariyle delillerin yok edilmesi; Narin üzerinden faile ulaşabildiğimiz DNA’ların çoğunun inceleme yapımı özelliğini yitirmiş. Veri verilmeyecek boyuta gelmesine neden olmuş bir durumdu aynı zamanda bu durum. Bu yönüyle soruşturma eksik ama sonradan soruşturma toparlanmaya çalışılmış. Tabi ki daha profesyonel, işin ehli bir ekip ya da kolluk görevlilerin bu işi daha hızlı, daha sağlıklı çözümleyebileceği bir dosya olduğunu düşünüyorum. Fakat sahadaki kolluk görevlilerin böyle bir deneyiminin olmadığını görüyoruz. Dolayısıyla o deneyimsizliğin beraberinde getirmiş olduğu bir takım handikaplar olabilir. Ama yine de imkânsızlıklara ve delillerin karartılmış olmasına rağmen, bence bu dosyada çok yol kat edildiğini düşünüyorum.
 
*Kamuoyuna mal olmuş davanın gidişatını nasıl gözlemliyorsunuz? Hala hiçbir ilerlemenin olmaması Narin’i kimin katlettiğinin ve neler olduğunun açığa çıkmaması normal mi?
 
Narin’in katillerinin ya da katilinin öldüren kişinin bizzat kim olduğu ve sadece bu katilin yargılanması gerektiği gibi bir algı da var. Dosyalara toplanan deliller itibariyle katil ya da katillerin kim olacağı zaten belli ve yargılanıyor. Mütalaada da cinayeti birlikte işlediklerine kanaat getiriliyor. Yine mütalaada dosyadaki delillerle birlikte olayı işlediklerine dair bir organize içerisinde oldukları; bu işi halledip, öldürüp, cenazeyi yok ettiklerine kanaat getirildiği için hepsi hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenildi. Bir de ceza hukuku sistemimizde ve TCK’da bir olayı kimin gerçekleştirdiğini bilinmiyorsa, tespit edilemiyorsa ama herkes orada ve herkes bu eylemin içerisinde ise bu durumda hepsinin bu suçu birlikte işlediği kabul ediliyor ve hepsine aynı ceza veriliyor. Dolayısıyla savcılık mütalaasında ceza hukuku mantığına ve TCK’daki düzenlemelere aykırı değil. Zaten Narin cinayetinin failleri bu dosyada yargılanıyor.
 
“Dolayısıyla şuan yargılamayı yapan mahkeme, mümkün olduğunca eksik bırakmamaya çalışılarak gidildi.”
 
*Dosyadaki eksikliklerden ve son gelişmelerden bahseder misiniz? Yine sizin talepleriniz ne oldu bu dosya kapsamında ve taleplerinizin ne kadarı karşılandı?
 
Dosya kapsamında bizim bir takım taleplerimiz oldu. Bazı tanıkların yeniden dinlenmesi, Salim Güran’ın hesap hareketlerini incelemesi vb. taleplerimiz oldu bu reddedildi. Bu taleplerimizin bir kısmı reddedildi. Tanıklardan sadece Ramazan Atasoy’un dinlenmesi konusunda bir kabul söz konusu oldu. Zaten bu duruşmada kabul edilen bir talebimizdir ve önümüzdeki celsede zaten dinlenecek. Onun ötesinde diğer taleplerimiz reddedildi. Reddedilme gerekçesi bazı taleplerimizin dosyaya etkisinin olmayacağı olarak belirtildi. Bizim taleplerimiz gibi sanık müdafilerinde bazı talepleri reddedildi. Dolayısıyla şuan yargılamayı yapan mahkeme, mümkün olduğunca eksik bırakmamaya çalışılarak gidildi. İtiraz gelen her konuyla ilgili delil toplanmaya çalışılarak, talepleri karşılanmaya çalışılarak gidildi. Duruşmada siz de bunu gözlemlediniz.
 
Duruşmada birçok ara karar oluşturuldu. Normal şartlarda mahkemeler duruşmadan duruşmaya ara kararlar oluşturmaya çalışırlar fakat ceza muhakemesinin ve ceza mahkemesi yargılaması seridir ve bu serilik çerçevesinde bir yargılama gerçekleştirilmesi gerekir normal şartlarda. Narin dosyasında mahkeme ceza mahkemesinin bu seri yargılama ve seriliğini gerçekleştirdi. Fakat bu dosyanın topluma mal olmuş bir dosya olması ve ölümün hasebiyle mahkeme heyeti aralarda da birtakım ara kararlar oluşturdu, birtakım delil toplamaları yaptı. Delilleri sağlıklı toplamaya çalıştı ve sanıklar beraat edeceklerse, ya da ceza alacaklarsa ya da maddi gerçeği ortaya çıkarılması açısından birtakım delilleri doğru toplamaya çalıştı kendilerince. Bu çerçevede dosyada birtakım hususlar eksik gibi duruyor olabilir ama herkes bunu bilmediği için, dosyadaki avukatlar sadece bunu bildiği için eksik gibi duran şeyler de aslında ara kararlarla, taleplerle, vesaireyle tamamlanmaya çalışıldı.
 
*Son olarak kamuoyuna bir çağrınız var mı?
 
Bu dosyada bazı kişilerin veya kesimlerin dosyadan nemalanma çabasını gördüm. Bu maddi gerçeğin açığa çıkarılmasına engel bir durumdur. Olayın magazinleştirilmesi açısından da kötü bir şeydir. Bu çerçevede bu dosyaya insanların daha hassasiyetler yaklaşması gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca topluma şu çağrıda bulunmak istiyorum; Narin olayının hemen akabinde yaşanan olaylara aynı tepkinin verilmediği, aynı sahiplenmenin olmadığını görmek bir hayal kırıklığı yarattı. Evet, Narin hepimizin çocuğu, evladıydı. Narin geleceğin bir kadınıydı fakat kadın olma hakkı elinden alındı. Dolayısıyla Narin dosyasına gösterdiğimiz özeni ve duyarlılığı bütün kadın ve çocuk cinayetleri ile kayıp olaylarında göstermek gerekir. Her olaya aynı tepkileri vermek gerektiğini düşünüyorum. Hatta toplum kadın ve çocuk cinayetlerine engel olacak bir toplumsal bilinç ve duyarlılığa sahip olmamız gerekir.