Sınır nöbetinde 26'ncı gün: Cenazelerin bekletilmesi suçun itirafıdır

  • 15:34 7 Ocak 2025
  • Güncel
MÊRDÎN - Nisêbîn-Qamişlo sınırında yapılan nöbete konuşan DEM Partili Saliha Aydeniz, Habur Sınır Kapısında bekletilen heyete işaret ederek, “Ailelerimiz iki gündür Habur Sınır kapısında bekletiliyor. Çok bilinçli bir şekilde orada bekletiliyorlar. Aslında bununla suçlarını itiraf ediyorlar” dedi. 
 
Türkiye ile ona bağlı Suriye Milli Ordusu (SMO) çetelerinin Kuzey ve Doğu Suriye'ye yönelik saldırılarına karşı Mêrdîn'in Nisêbîn (Nusaybin) ilçesinde bulunan Qamîşlo sınırında devam eden sınır nöbeti 26’ncı gününde devam etti.
 
Nisêbîn-Qamişlo sınır kapısı önünde sürdürülen nöbet eylemine çok sayıda kişi katılırken, sabah saatlerinden itibaren alanda toplanan kitle "Bijî Berxwedana Rojava", "Jin Jiyan Azadî" sloganları ve halaylar eşliğinde nöbet eylemini sürdürdü. Üzerinde “Savaşa hayır”, “Bîjî berxwedana Rojava” , “Rojava rûmeta me ye” yazılı beyaz önlükleri giyen eylemciler, seslendirdikleri Kürtçe kilamlarla saldırıları kınadı.DEM Parti Mêrdîn Milletvekili Saliha Aydeniz’in de aralarında olduğu kitle, nöbet eylemi boyunca gelen ziyaretçilere eylemin amacını anlatarak, gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.
 
Ziyaretçiler ve eylemcilerin bir araya gelmesinin ardından kitle saldırılara karşı basın açıklaması gerçekleştirdi. “Bi rihê seferberiyê em ê şoreşa Rojava biparêzin” yazılı pankartın açıldığı açıklamada, Kuzey ve Doğu Suriye’de katledilen gazeteciler Cihan Bilgin ve Nazım Bilgin’in fotoğraflarının yer aldığı dövizler taşındı.
 
 
‘Hakikat karanlıkta kalmayacak’
 
Açıklamada konuşan Saliha Aydeniz, nöbetin 26 gündür devam ettiğini ifade ederek, “Aydınlık için ve özgürlük için 26 gündür buradayız. Biliyoruz ki bugün kriz ve kaoslar sadece Orta Doğu’da değil tüm dünyada var. Bu krizlerin bir çözümü var o da bugün Kuzey ve Doğu Suriye’de inşa edilmiş. Ancak sistem bilinçli bir şekilde çözüm istemiyor ve krizi derinleştirmek istiyorlar. Bunu da SİHA’larla gazeteci arkadaşlarımız katledildi. Heval Cihan Bilgin ve Nazım Daşdan bilinçli bir şekilde hedef alındı. Ailelerimiz iki gündür Habur Sınır kapısında bekletiliyor. Çok bilinçli bir şekilde orada bekletiliyorlar. Aslında bununla suçlarını itiraf ediyorlar. Çünkü Cihan ve Nazım kamuoyuna hakikatleri anlatıyordu. Gazetecilere yönelik uluslararası suç işlenmiştir. Bunu daha fazla saklayamazlar. Cihan ve Nazım arkadaşların cenazeleri bir an önce ailelerine teslim edilmelidir. Hakikatten korktuğunuzu biliyoruz ama hakikat asla karanlıkta kalmayacaktır. Siz de teşhir oldunuz. Ve bu düşmanca yaklaşımı kabul etmiyoruz” dedi.  
 
‘Çözüm Sayın Öcalan’ın geliştirdiği fikirlerdir’ 
 
Bir yandan demokrasi, barış için bir süreç işletildiğini bir yandan gazetecilerin cenazelerinin verilmemesinin ikiyüzlülük olduğunu ifade eden Saliha Aydeniz, “Bu da samimiyetsizliğinizi ortaya koyuyor. Eğer gerçekten samimiyseniz cenazeleri ailelere verin. Bu düşmanca yaklaşımın sizi getirdiği nokta ortada. Biz sorumluluğunuzu biliyoruz ve bu nedenle buradayız. Rojava’da inşa edilen sistem dünyada bir çözüm örneğidir. O nedenle oradaki statünün tanınmasıyla başlanmalıdır sürece. Çözüm, diyalog yoluyla demokrasinin inşasıdır. İktidar ve muhalefetin bu şansı görmesi lazım. Rojava’nın statüsü kabul edilmeyene kadar biz nöbetimize devam edeceğiz. Tüm Kürtlerin statüsünün kabul edilmesi için mücadele edeceğiz. Sonuç alana kadar mücadelemize devam edeceğiz. Çözüm Sayın Öcalan’ın geliştirdiği fikirlerdir, barıştır, eşit yaşamdır” sözlerini kullandı. 
 
Açıklamanın ardından katledilen gazeteciler Cihan Bilgin ve Nazım Daşdan’ın cenazelerini almak için Federe Kürdistan Bölgesine gitmek isteyen heyetin 24 saati aşkın süredir Habur Sınır Kapısında bekletilmesine ilişkin 5 dakikalık oturma eylemi gerçekleşti.
 
Eylem, “Özgür basın onurumuzdur”, “Bîjî berxwedana Rojava” ve “Jin, jiyan, azadî” sloganları ile son buldu.