Serhat ve Karadeniz cezaevleri hak ihlalleri raporu açıklandı

  • 14:42 13 Ocak 2025
  • Güncel
WAN -  Wan’daki hukuk, STÖ ve meslek odaları, Serhat ve Karadeniz Bölgesi’ndeki cezaevlerinde gözlemledikleri hak ihlallerine dair rapor yayımladı. Van Barosu’nun okuduğu raporda, özellikle tecrit, sağlık hizmetlerine erişim, iletişim hakları ve kötü koşullar ön plana çıktı. Tutsakların temel insan haklarının askıya alındığına dikkat çekilerek, Patnos L Tipi Kapalı Cezaevi’nin kapatılması talep edildi. 
 
Wan’daki Hukuk, Sivil Toplum Örgütleri (STÖ) ve Meslek Odaları, Serhat ve Karadeniz Bölgesi’ndeki cezaevlerine ilişkin hazırladıkları raporu basına deklare etti. Raporda, Wan Barosu İnsan Hakları Merkezi Hapishane Komisyonu, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Wan Şubesi Hapishane Komisyonu, Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (TUHAY-DER), Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) Wan Şubesi ve Wan-Hakkari Tabip Odası imzacı kurumlar olarak yer aldı. 20 sayfadan oluşan raporda, Van F Tipi Yüksek Güvenlikli, Van Yüksek Güvenlikli, Van T Tipi, Ahlat T Tipi, Patnos L Tipi, Iğdır S Tipi, Kalkandere L Tipi, Beşikdüzü T Tipi Kapalı cezaevlerine yapılan gözlem, inceleme ve görüşmeler sonucunda ortaya çıkan hak ihlallerine değinildi.
 
Hazırlanan rapora dair basın metnini ise Wan Barosu Yönetim Kurulu üyesi Mehmet Cevat Yılmaz okudu. 
 
Cezaevlerinde yaşanan temel hak ve hürriyetlere ilişkin ihlallerin tespiti amacıyla bir inceleme heyeti oluşturulduğuna dikkat çeken Mehmet Cevat Yılmaz, “Cezaevlerinde yetki ve sorumluluğu olan merci ve kurumların bu ihlallerin sonlandırılmasına yönelik harekete geçmelerini sağlamak amacıyla harekete geçildi. İhlallere ilişkin etkili soruşturma yürütülmesine katkı sağlamak ve hapishanelerdeki son durumları kamuoyunun dikkatine sunmak üzere ziyaret edilen hapishanelerde yaşanan aksaklıklar ve hak ihlalleri raporlaştırılmıştır” dedi. 
 
‘Tecrit en üst seviyeye çıkarılmıştır’
 
Mehmet Cevat Yılmaz, tüm cezaevlerinde tutsaklara yönelik hak ihlallerinin benzer olduğunu belirterek sekiz cezaevinde yapılan incelemeler sonucunda ortaya çıkan hak ihlallerine değindi. Yapılan gözlem, aktarım ve tespitler sonucunda, Patnos L Tipi Kapalı Cezaevi’nin eski, rutubetli ve nemli olduğu; bu cezaevi şartlarının mahpusların yaşamlarını sürdürebileceği düzeyde olmadığının tespit edildiğini belirten, Mehmet Cevat Yılmaz bu duruma ilişkin şu ifadeleri kullandı:  “Bu nedenle Patnos L Tipi Kapalı Hapishanesi’nin mutlak suretle kapatılması gerekmektedir. Kurumlarımıza gelen başvurular sonucunda tespit edilen işkence yasağı, sağlık ve tedavi hakkı, kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı, haberleşme özgürlüğü ve ifade özgürlüğü ihlallerinin sebebi olan hapishane idaresi ve personeli uygulamalarının ve eylemlerinin sonlandırılması; ayrıca idarenin pozitif yükümlülüklerini yerine getirmesi gerekmektedir. Raporda görüldüğü üzere mahpusların en temel insan hakları dahi askıya alınmış ve mahpuslar üzerindeki tecrit en üst seviyeye çıkarılmıştır. Mahpuslara daha fazla telefon hakkı sağlanmalı ve en azından ziyaretçi listesindeki herkesle telefon görüşmesi yapabilme imkanı verilmelidir.”
 
‘Tutsaklar bilgi ve iletişim haklarına ulaşamıyor’
 
Tutsakların cezaevi koşullarında sosyalleşebilmesi, infaz sürelerinde sosyal ilişkilerden kopmamaları ve bedensel ile ruhsal sağlıklarını koruyabilmeleri açısından ortak alan faaliyetlerinin büyük önem taşıdığını belirten Mehmet Cevat Yılmaz, “Özellikle yüksek güvenlikli hapishanelerde tutulan mahpusların beden ve ruh sağlıkları için uzun süreli veya süresiz sosyal yalnızlaştırmaya maruz bırakılmamalıdır. AİHM, tamamen duyusal yalıtma ile birlikte bütünüyle sosyal yalıtmanın kişiliği tahrip edeceğini ve güvenlik ya da başka gerekçelerle haklı gösterilemeyecek bir insanlık dışı muamele biçimi oluşturacağını belirtmiştir. Bu anlamda sosyal aktivitelerin önemini bir kez daha vurgulamak gerekir” ifadelerini kullandı.
 
Tutsakların dış dünya ile iletişim kurması, toplumdan tamamen kopmadan meydana gelen gelişmeleri takip edebilmesi için süreli ve süresiz yayınların engellenmemesi gerektiğini vurgulayan Mehmet Cevat Yılmaz, “Bu durum, tecridin mahpuslar üzerindeki etkilerinin bir nebze olsun azalmasına neden olmaktadır. Ancak hapishanelerde kitaplara getirilen kısıtlamalar ile dergi ve gazetelere uygulanan yasaklar nedeniyle mahpuslar, ifade özgürlüğü kapsamında bilgiye ve kanaatlere ulaşma özgürlüğü ile haber alma hakkından faydalanamamaktadır. Bu uygulamalara son verilmeli, mahpuslara getirilen kitap kotası kaldırılmalı ve mahpusların haberleşme hakları bağlamında yasal olan dergi, gazete ve TV kanalları mahpuslara derhal verilmelidir” talebinde bulundu. 
 
İGK ve sağlığa erişimdeki engellemeler
 
Cezaevi koşullarında kalamayacak kadar ağır hasta tutsakların cezaevlerinde tutulmaya devam edilmesinin, tedaviye ulaşmanın önünde engel teşkil ettiğini ve ulusal mevzuat ile uluslararası sözleşmelere aykırı olduğunu belirten Mehmet Cevat Yılmaz, “Ağır hasta tutukluların tıbbi tedaviye ulaşma imkanı kısıtlandığından, bu durum yaşam hakkı ihlaline yol açmaktadır. Adalet Bakanlığı, pozitif yükümlülüklerini yerine getirmeli ve mahpusların sağlığa erişimi sağlanmalıdır. Ceza infazının hapishane koşullarında sürdürülmesi uygun olmayan mahpuslar için alternatif yollar aranmalı veya sağlık koşulları nedeniyle cezanın ertelenmesi, geri bırakılması yoluna gidilmesi için gerekli işlemler yapılmalıdır. Hapishane idarelerinin yeni yönetmelik ile kendilerine verilen yetkileri kötüye kullanmaya başladıkları görülmektedir. Bu nedenle ilgili yönetmeliğin iptali ile hapishane gözlem kurullarının yetkilerinin kısıtlanması veya bu uygulamanın tamamen ortadan kaldırılması çağrımızı yineliyoruz” diye vurguladı.
 
 

Etiketler:

ihd baro rapor jinnews