WAN - Kongresi yapılan Van EKO-DER yönetimi Orta Doğu’da yürütülen savaş, yıkım ve ekolojik tahribata karşı mücadele edeceklerini belirterek, herkesi ekolojik, kadın özgürlükçü paradigmada kenetlenmeye çağırdı.

 

Wan’ın  Rêya Armûşê (İpekyolu) ilçesinde 16 Ekim 2024 tarihinde kurulan Van Ekoloji Derneği’nin (Van EKO-DER) 1’inci olağan kongresi gerçekleştirildi. Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK)  Wan Şubeler Platformu binasının Aziz Vural toplantı salonunda yapılan kongrede, “Savaş en büyük ekolojik yıkımdır” pankartı açıldı. Kongreye kentteki çok sayıda siyasi parti ve Sivil Toplum Örgütü (STÖ) temsilcisi katıldı. Demokrasi ve özgürlük mücadelesinde yaşamını yitirenlerin anısına yapılan saygı duruşu ardından başlayan kongrede divana, Ayşe Minaz, Mustafa Avcı ve Fatih Şahin oylamayla seçildi.

 

‘Düzenin çarkları kırılmaya başladı’

 

Divan seçimi ardından burada ilk olarak Van EKO-DER adına konuşan Ayşe Ergün, “Kapitalist sistemler ve bu sistemlere adapte olmuş devletler, doğayı ve yaşamı sistematik bir şekilde talan etmektedir. Dünya, tüm canlıların ortak evi ve yaşam alanıdır. Ancak kapitalist modernite, savaşları ve doğa katliamlarını olağan bir gerçeklik olarak sunmakta, kendi medyası aracılığıyla bu algıyı yaymaktadır. Bugünkü kapitalist düzen, tükenmişlik noktasına ulaşmış bir sömürü sistemidir. Bu düzen, adeta tüm yaşamı yok etmeye ant içmişçesine hareket etmektedir. Dünyanın birçok bölgesinde bu sömürü düzeni yaşam alanlarını yok etmeye devam etmektedir. Ancak bu vahşi düzenin çarkları, demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü paradigma karşısında kırılmaya başlamıştır” dedi.

 

‘Mücadeleyi dört bir yanında sürdürüyoruz’

 

Dünyanın dört bir yanında demokratik kitle örgütleri, yaşam düşmanı düzene karşı direnişlerini büyüterek sürdürdüğünü belirten Ayşe Ergün, “Bu mücadele, halkların iradesini, doğa ile uyumu ve özgürlüğü savunmaktadır. Bizlere düşen görev, mücadeleyi daha da büyütmek, ekoloji ve yaşam savunucularıyla birlikte hareket ederek bu paradigmaya kenetlenmektir. Bizler, bu mücadeleyi Wan’da, Serhat’ta, Mezopotamya’da ve dünyanın dört bir yanında sürdürüyoruz. Kongremizi bugün bu kararlılıkla gerçekleştirecek ve çalışmalarımıza hep birlikte daha güçlü bir şekilde devam edeceğiz” dedi. 

 

‘Yaşam kaynakları yok ediliyor’

 

Kapitalist ve sömürgeci güçlerin ilk talan etmek istediği yerlerin, kadın ve ekoloji alanları olduğunu söyleyen divan üyesi Ayşe Minaz ise, “Merkezi hükümetler söz konusu ekoloji olduğunda bakış açışı tamamen güvenlikçi politikalarla oluyor. Bunun en somut örneğini birebir Orta Doğu ve Kürdistan’da yaşadıklarımızla şahitlik ediyoruz. Kürdistan’da dayatılan savaş, ekolojik tahribatların, sistemin eliyle daha da derinleştiğini görüyoruz. Bu kolonyalist güçler, kadınları, gençleri ve doğayı yok etmeye çalışırken, aynı zamanda bütün yaşam alanlarını da insansızlaştırmaya çalışıyor. Su gibi temel yaşam kaynakları, savaşlar üzerinden yok ediliyor. Emperyalist güçlerin bölgeye en büyük zararı ise savaşlardır. Yürütülen savaşlarla Kürdistan’ın dört bir yanını yakarak, farklı kimyasallar kullanarak bölgedeki tüm canlıları yok edip insansızlaştırıyor” ifadelerini kullandı.

 

‘Doğal alanlar tahribata uğruyor’

 

Yapılan konuşmamaların faaliyet ve maliye raporu okunarak oylamaya sunuldu. Oylama sonrası tek listeyle gidilen kongrede yeni yönetimde Dilek Akdağ ve Erdoğan Ödük Eşsözcü olarak seçildi. Yeni Eşsözcü Dilek Akdağ, yaşam özünün ekolojiden geçtiğini belirterek, “Sorumluluk aldığımız kurumlar ve bununla birlikte korumaya çalıştığımız doğal alanlar devleti güçleri tarafından büyük tahribatlara uğruyor. Buna karşı halkımızın desteğiyle bu yükü laikiyle sürdüreceğimize inanıyorum” dedi. 

 

‘Talana geçit vermeyeceğiz’

 

Ulus devletler eliyle Kürdistan’ın birçok alanında yıkım ve tahribatların yapıldığını söyleyen yeni eşsözcü Erdoğan Ödük, “İşgal altındaki tüm bölgeler büyük bir savaş ve yıkımla karşı karşıya. Buna karşı ekoloji derneği olarak, bütün bileşenlerimizle hareket ederek talana geçit vermeyeceğiz” diye konuştu.