‘Saraya bütçe ayrılırken okullardaki temizliğe ödenek ayrılmıyor'

  • 17:39 20 Eylül 2024
  • Güncel
AMED - Eğitim-Sen’in, “İtibardan tasarruf olur temizlikten tasarruf olmaz” şiarıyla yaptığı açıklamada, tasarruf tedbirleri kapsamında temizlik ve hijyen konusunda yeterli bütçenin ayrılmadığı ifade edilirken buna karşın saray harcamalarına ayrılan ödeneğe dikkat çekildi. 
 
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) tasarruf tedbirleri kapsamın da okullardaki temzilik ve hijyen için kısıtlamaya gidilmesine karşı Amed Şubesi, “İtibardan tasarruf olur temizlikten tasarruf olmaz” şiarıyla İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklama öncesi konuşan Eğitim Sen Amed 2 Nolu Şube Eşbaşkanı Duygu Özbay, yeni eğitim-öğretim yılının sorun yumağıyla başladığını dile getirdi. Duygu, “Maalesef ki eğitim-öğretim yılı sorun yumağıyla başladı. Anadilinde eğitim almayan çocukların bir kez daha mağdur olduğunu bir kez daha görüyoruz. Okulların çocukları koruyucu rollerini kaybettiğini bir kez daha görüyoruz. Bunu nerden anlıyoruz. Bugün tasarruf tedbirleri kapsamında okullarda istihdam edilen yardımcı personellerin çalışma süresinin aslında 3 güne indirildiğini dolayısıyla pandemi koşullarının hala devam ettiğini, 2019’un hala bitmediğini, buna ek olarak yeni bir pandeminin eklendiğini düşündüğümüzde aslında hem eğitim emekçileri hem de öğrenciler için bu bir risk alanına dönmüş durumda” dedi.
 
‘Temizlik ve hijyen tasarruf tedbirleri kapsamında kısıtlanıyor’
 
Duygu’nun konuşmasının ardından basın açıklaması okondu. Açıklamayı Eğitim-Sen Amed 2 Nolu Şube Eşbaşkanı Serhat Kılıç okudu.
 
Okullarda en temel ihtiyaç olan temizlik ve hijyen konusunda tasarruf tedbirleri kapsamında kısıtlanmaya gidildiğini dile getiren Serhat, “Bugün bir kez daha çocuklarımızın geleceğine yapılan ihanetin tanığıyız. İşgücü Uyum Programı (İUP), okullarımızın en temel ihtiyacı olan temizlik ve hijyen konusunda dahi tasarruf tedbirleriyle kısıtlanıyor. Haftada yalnızca üç gün çalıştırılacak yardımcı hizmet personelleri, asgari ücretin bile çok altında bir ücretle görevlendiriliyor. Üstelik çalıştıkları günler sigortaları yapılırken, bu süre emekliliğe bile sayılmıyor. Bu koşullarda kim bu işi yapmak ister? Üç gün yeter mi? Çocuklarımızın sağlığı bu kadar ucuz mu? Okullarda temizlik bir lüks değil, zorunluluktur! Bir çocuğun sağlıklı bir ortamda eğitim alması, en temel insan haklarından biridir. Fakat bu sorumluluğu yerine getirmek yerine, hükümet geçici ve güvencesiz çözümlerle bizi oyalıyor. Okullarımızda hijyen eksikliği nedeniyle yaşanacak salgın hastalıklar kapıda. Bu, sadece bugünün değil, çocuklarımızın geleceğinin sağlığıyla oynamak demektir. Geçici iş gücüyle değil, kadrolu ve güvenceli istihdamla bu sorun çözülebilir!” ifadelerini kullandı.
 
’Milyonlarca lira sarayın lüks harcamalarına gidiyor’
 
Serhat, milyonlarca liranın sarayın lüks harcamalarına, büyük şirketlere teşvikler olarak aktarılırken okullara ise yeterli ödenek ayrılmadığını belirterek  “Çocuklarımızın sağlığını ve eğitim hakkını korumak hepimizin görevi. Veliler olarak, bu soruna sessiz kalmamalısınız! Okullarda hijyenin sağlanması, sağlıklı içme suyu ve her çocuğa bir öğün yemek sağlanması öğrencinin en temel hakkıdır. Her gün çocukların karşı karşıya olduğu bu sorunları çözmek için sesimizi yükseltmeliyiz. Eğer bugün harekete geçmezsek, çocukların geleceğini kaybedeceğiz. Sarayın harcamaları, sermayeye verilen vergi afları devam ederken, eğitim bütçesinden tasarruf yapılması hangi akla sığar? Devletin asli görevi, eğitime ve çocuklarımızın geleceğine yatırım yapmaktır. Ancak, milyonlarca lira sarayın lüks harcamalarına, büyük şirketlere teşvikler olarak aktarılırken okullarımıza yeterli ödenek ayrılmıyor. Bugün sınıflarda hijyenik olmayan koşullarda eğitim gören çocuklarımız, geleceğin yetişkinleri olacak. Bu adaletsiz düzeni kabul edebilir miyiz? Tasarruf adı altında çocuklarımızın sağlığı ve geleceği riske atılamaz. Eğitim-Sen olarak, her çocuğun hijyenik koşullarda eğitim alması için kadrolu ve güvenceli temizlik personeli istihdam edilmesini talep ediyoruz. Ayrıca her öğrenciye bir öğün yemek ve temiz içme suyu sağlanması, kamusal eğitimin bir parçası olarak kabul edilmelidir. Bu, çocuklarımızın sadece bugünü değil yarınını da güvence altına alacak bir adımdır” diye belirti. 
 
Veliler ve eğitimciler mücadeleye çağırıldı
 
“Bu sorunu hep birlikte sahiplenmezsek, çocuklarımızın sağlığı, eğitim hakkı ve geleceği daha da tehlikeye girecek" diyen Serhat,  velilere, öğretmenlere ve eğitim çalışanlarına ise söyle seslendi: “Gelin hep birlikte sesimizi yükseltelim. Kamusal eğitim hakkını savunalım, çocuklarımızın sağlıklı bir eğitim alması için mücadele edelim. Bu mücadele yalnızca öğretmenlerin değil tüm toplumun mücadelesidir. Geleceğimizi ellerine teslim ettiğimiz çocuklarımızın haklarını birlikte savunmalıyız. Eğitime bütçe, okullara ödenek talebimizi daha güçlü bir şekilde haykırmak için sizleri yanımızda görmek istiyoruz. Geçici çözümlerle değil, kalıcı politikalarla eğitimi koruyalım!”