‘Nisêbîn 7 Haziran ruhuyla seçimi sahiplendi’

  • 09:04 3 Nisan 2024
  • Siyaset
 
 
Melek Avcı 
 
MÊRDÎN - Nisêbîn Belediye Eşbaşkanı Gülbin Şahin Dağhan, kayyımları gönderme zaferini kutladıklarını söyleyerek, “Nisêbîn halkı seçim süreci boyunca ve seçim gecesi 7 Haziran seçimleri ruhuyla sandıkları sahiplendi” dedi.
 
Kurdistan ve Türkiye’de gerçekleşen 2024 yerel seçimlerinde AKP-MHP iktidarının yürüttüğü savaş ve neden olduğu ekonomik çöküş sandıkta kendisini gösterdi. Batı kentlerinde AKP iktidarı büyük bir kayıp yaşarken Kurdistan kentleri ise sandığa giderek “Güle güle kayyım” diyerek iktidarı uğurladı. Aylardır hazırlıkları ve çalışmalarını yürüten Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti)  80 belediyeyi halk iradesi ile kazandı. Yürütülen eşbaşkanlık sistemiyle bugün Kurdistan kentlerinin tümü kadınlarla yönetilecek. Bu kentlerden birisi de Mêrdîn oldu.  Artûklû (Artuklu), Kerboran (Dargeçit), Dêrik (Derik), Qoser (Kızıltepe), Şemrex (Mazidağı), Nisêbîn (Nusaybin) DEM Parti ile yönetilecek. Bu yıl toplam 6 ilçeyle birlikte 2019 Yerel Seçimlerinden farklı olarak Artuklu ve Kerboran’da DEM Parti’ye geçmiş oldu.
 
Bu kentlerden önemli bir durak da kayyımcı zihniyetin baskı ve özel savaş politikalarının hakim olduğu Nisêbîn’di. Özel savaş politikalarına rağmen Selahattin Ay ve Gülbin Şahin Dağhan’ın aday olduğu kent,  kayyımları yüzde 75,38 irade ile gönderdi. 
 
Nisêbîn’deki seçim sonuçlarını Eşbaşkan Gülbin Şahin Dağhan değerlendirdi.
 
“Hem Kurdistan’daki DEM Parti oyları hem de diğer metropollerde verilen oylardan anladık ki sadece Kurdistan geneli değil AKP-MHP iktidarının uyguladığı politikaların bütün Türkiye’yi etkilediğini ve artık Türkiye tarafından da istenmediğini ortaya koydu.”
 
*DEM Parti’nin zaferle çıktığı bir yerel seçim tablosuyla karşılaştık ve Nisêbin’de bu kararlılığını sandıkta gösterdi. Bu halk zaferini ilk elden nasıl değerlendiriyorsunuz?
 
Hem Nisêbîn’de hem de Kurdistan’ın tamamında DEM Parti hemen hemen bütün belediyeleri aldı. Şu an Kurdistan’da halkın ve DEM’in hakimiyeti mevcut. Son süreçte özellikle AKP-MHP iktidarının halk üzerindeki baskılarından kaynaklı ve halkın bütün alanlarda, çocukların, gençlerin iktidardan kaynaklı hak kaybına uğramasından kaynaklıdır. Özellikle bunlardan bir tanesi de ekonomidir, bir çöküşe sebep olmasından dolayı kitlesel bir şekilde halk partimizi sahiplendi. ‘Kurdistan’da AKP-MHP’yi istemiyoruz’ tepkisi olarak algılıyoruz bunu. Ki bu tepki hem 8 Mart’ta kadın rengiyle kendini ortaya çıkardı hem de Newroz ateşiyle bu devam etti. Halkımızın Newroz alanlarına akın akın gelip Newroz ateşini birlikte yakmasıyla bu mesajı zaten almıştık. Bekliyorduk ve seçim sürecine halkımızın aktif katılımından dolayı sonuç beklediğimiz gibi oldu. Hem Kurdistan’daki DEM Parti oyları hem de diğer metropollerde verilen oylardan anladık ki sadece Kurdistan geneli değil AKP-MHP iktidarının uyguladığı politikaların bütün Türkiye’yi etkilediğini ve artık Türkiye tarafından da istenmediğini ortaya koydu.
 
“Bu start bütün alanlarda kadın kazanımları yönünde ciddi bir uyanış, kadın arkadaşlar nezdinde sahiplenme, kendi öz benliğiyle hem kendisini hem partisini hem de halka öncülük etme yönünde bir uyandırmaya teşvik oldu.”
 
*Siz de belirttiniz 8 Mart ve Newroz’da kadınların öncülüğü ortadaydı ve Batman’da Hizbullah’a karşı kadın adayınız büyük bir farkla kazandı. Şimdi 80 belediyeyi kadınlar eşbaşkanlıkla yönetecek bunu dair ne söylersiniz?
 
Biliyorsunuz ki 8 Mart’ın startını Batman’da vermiştik ve bunu aslında eşbaşkanlığa ithafen yapmıştık. Bu start bütün alanlarda kadın kazanımları yönünde ciddi bir uyanış, kadın arkadaşlar nezdinde sahiplenme, kendi öz benliğiyle hem kendisini hem partisini hem de halka öncülük etme yönünde bir uyandırmaya teşvik oldu. Nisêbîn’den örnek verecek olursak ve diğer il ve ilçelerimizde de Belediye Meclis üyeliklerinde fermuar sistemini uyguladık. Evet, bir eşbaşkanlıkla başladık, bu politikadan ciddi olumlu sonuçlar da aldık, kadının bütün alanlara aktif katılımını da güçlendirdik; ama son süreçte ve bu son seçimde fermuar sistemiyle meclislerin oluşturulması demek kadının bütün alanlarda istisnasız söz ve hak sahibi olduğunun göstergesidir. Mesela şu an Nisêbîn encümen listesine bakarsanız fermuar sistemiyle oluşturulmuş. Kadın belediye meclis üyelerimizin tamamı Meclis’e girdi.
 
“Kutlamanın yapılmadığı bir sokak, bir mahalle kalmadı ne kırsalda ne merkezde. Kutlamalara müdahale dahi edilemedi çünkü öyle bir coşku ve sahiplenme vardı ki biz dahi gençliğin ve halkın bu sahiplenmesi karşısında kullanacak kelime bulamadık.”
 
* İki dönemdir kayyımlarla yönetilen Kurdistan kentlerinde seçim gecesi nasıl geçti? Nisêbîn kayyımları göndermenin coşkusunu nasıl kutladı?
 
Halkın coşkusu muazzam fakat biz kayyımları göremedik. Alanlara müdahale dahi edemediler. Normalde o AKP zihniyetiyle halk ve gençler bir etkinlik ve kutlama düzenlemek istediğinde hemen müdahale olurdu. İnsanlar biraz da buna alıştırılmıştı, bu süreç özellikle kayyımlardan sonra daha da artmıştı. Daha çok ise gençlik üzerinde yürütüldü; gençliğin kendi haklarını bilmesi, kendi benliğini oluşturması üzerinde bir baskılama siyaseti uygulanıyordu ancak biz bu süreçte gördük ki özellikle seçim akşamı sandıklar açılmaya başlandığı andan itibaren ve siyasi yasağın kalkmasının ardından özellikle gençler bütün alanlara akın etti. Kutlamanın yapılmadığı bir sokak, bir mahalle kalmadı ne kırsalda ne merkezde. Kutlamalara müdahale dahi edilemedi çünkü öyle bir coşku ve sahiplenme vardı ki biz dahi gençliğin ve halkın bu sahiplenmesi karşısında kullanacak kelime bulamadık. Bu sahiplenmeyle seçim gecesini geçirdik. Bunu da şuna bağlıyoruz aslında halkın kayyımlardan ne kadar rahatsız olduğunu, kayyımları istemediğini ve kayyımların halk üzerindeki tahribatını ortaya çıkardı. 
 
Gençliğin yıllardır kazanımlarının alınmış olması, kadın alanında yapılmış çalışmaların kayyım tarafından alınmış olması görüldü, şu an bile Nisêbîn Belediyesi’nde kadın alanındaki bir dairede erkek bir müdür var. Bir erkek zihniyet ile kadın alanında sözde çalışma yürütülüyor ki bir çalışma olmadığı bir maaş alma mantığıyla bir müdüriyet oluşturulduğunun açık göstergesidir. Bedeli ne olursa olsun birçok yerde karşı çıkıldı ve aslında bu toplu uyanış ve toplu karşı çıkış iktidarın, kayyımların geri adım atmasına sebep oldu. Nitekim hemen akabinde AKP’li cumhurbaşkanının açıklamasında şu mesajları verdi kayyımlardan yana sağlıklı bir politika olmadığı ve geri adım attıklarını itiraf etti.
 
“Nisêbîn halkı seçim süreci boyunca ve seçim gecesi 7 Haziran seçimleri ruhuyla sandıkları sahiplendi.”
 
*Henüz resmi olmayan sonuçlara göre Nisêbîn’in oy yüzdesi belli oldu. Bu yıl Amed Lice yüzdelik olarak şimdilik DEM Parti’de birinci sırada görünüyor,  Nisêbîn yarışı Lice’ye kaptırır mı? Ayrıca Mêrdîn’in diğer ilçeleri için ne söylersiniz?
 
Öz benliklerine bakıldığında bütün Kurdistan ilçelerinin birbiriyle yarıştığı bir sürece giriyoruz. Evet, Nisêbîn’in çok ciddi bir önceliği var bu alanda bütün tarihsel geçmişiyle önceliği mevcuttur. Lice ile beraber bu yarışın içinde. Buna özgürlük yarışı mı diyelim, hak arama arayışı mı, bayrağı elden ele alıp yücelteme yarışı mı diyelim bu beraber yürüttüğümüz bir mücadele yarışıdır. Bütün il ve ilçelerin beraber yükselttiği bir yarış. Şu an seçim sonuçlarımız yüzde yüz açıklanmadı ve tutanakların çoğunda oylarımızın başka partilere yazılmış. İtirazlar yapıldı, itirazlar netleştikten sonra hem yüzdeliğimiz hem de biz mi birinciyiz Lice mi birinci bu durum ortaya çıkacak. Şunu da belirtmek isterim ortalama oylar belli oldu, iktidarın oylarda çok düşüşüz yaşadığı ortada sadece bizim oylarımız özellikle Yeniden Refah’a, İYİ Parti’ye, AKP’ye ve Gelecek Partisi’ne yazıldığı durumlar var. O yüzdelik ne olursa olsun 
 
Nisêbîn halkı seçim süreci boyunca ve seçim gecesi 7 Haziran seçimleri ruhuyla sandıkları sahiplendi. 7 Haziran ruhuyla orada gelip hem kutlamasını hem sahiplenişini gösterdi ama şunu da göz ardı etmememiz lazım; Nisêbîn’de, Mardin’de ve özellikle Savur, Midyat, Dargeçit olmak üzere eskiden burada AKP’nin sistem üzerinden müdahale edilemeyecek ve fark edilemeyecek hayali seçmenleri vardı,  insanları buna alıştırmışlardı ve ama bu defa farklı bir şey yaptılar. AKP-MHP ittifakı otobüslerce Kurdistan il ve ilçelerine asker ve polis seçmen getirdi, özellikle kendince kritik olduğunu düşündüğü il ve ilçelere bunu yaptı. Şu an birçok ilçemiz bu hileyle gasp edilmiş, halkın iradesiyle DEM Parti’nin aldığı ama taşıma yoluyla getirilen polis asker seçmenden kaynaklı fiili sonuç itibariyle seçimin AKP’de kaldığı bir durumla karşı karşıyayız. Buna gerekli itirazları hukuk komisyonumuz yapıyor ve o il ve ilçelerimizi geri alacağız, kararlıyız. Halk o belediyelerini geri alacaktır.