DİYARBAKIR - SES Diyarbakır Şube Eşbaşkanı Yıldız Ok Orak, “Eğer ölenler salgından değilse neden pandemi hastanesinde kalıyorlar? Manipülasyon yapılarak ölüm sayılarının düşürüldüğünü düşünüyoruz” dedi.

 

Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs (Covid-19) salgınında şimdiye 30 milyon vaka görüldü, yaşamını yitirenlerin sayısı ise 930 bini buldu. Türkiye’de de ikinci dalga sinyallerinin verildiği bugünlerde ölüm ve vaka sayılarında artış yaşanıyor. Türkiye’de açıklanan son verilere göre enfekte olanların sayısı 291 bin 162, yaşamını yitirenlerin sayısı 7 bin 56. Koronavirüs salgınında son durumu değerlendiren Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Diyarbakır Şube Eşbaşkanı Yıldız Ok Orak, Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı verilerin “sağlıklı” olmadığını belirtti.

 

'Hükümetin ekonomik kaygıları devreye girdi'

 

Enfekte vakaların her geçen gün daha fazla arttığını söyleyen Yıldız, ancak resmi verilerin kendileriyle paylaşılmadığını kaydetti. Yıldız, "Sağlık platformu olarak sağlıkçı arkadaşlarımızdan aldığımız veriler sonucunda, 1 Haziran öncesi ve sonrası diye bu pandemi sürecini ikiye bölebiliriz. 1 Haziran'dan sonra hızlı bir şekilde normalleşme sürecine geçildi. Yaz sürecinin gelmesiyle beraber hükümetin ekonomik kaygıları devreye girdi. 1 Haziran'dan önce pandemi hastanesini kapatmayı düşünüyorduk. Fakat normalleşme süreci ile beraber hastaneler dolmaya başladı" dedi.

 

Günlük 600 pozitif vaka

 

Hükümetin açıkladığı vaka sayısının dışında kendilerinin de veri tuttuğunu belirten Yıldız, Diyarbakır’da günde 600 kişinin testinin pozitif çıktığını dile getirdi. Yıldız, Bakanlığın verdiği veriler ile tuttukları veriler arasında çelişkilerin açığa çıktığını dile getirerek, “Bu verilerde bir hata olduğu, diğer illerle görüşme yaptığımızda da söyleniyor. Tabi bizdeki veriler resmi rakamlar değil, kendi çabalarımızla edindiğimiz veriler. Bu dönemde sağlık çalışanları içinde büyük problem var. Normalleşmeden önce Diyarbakır'da enfekte olan sağlık çalışanlarının sayısı 90 iken şu an 600’ü geçmiş durumda. Her 10 sağlıkçıdan biri enfekte olmuş durumda. Bu veriler de sağlık sistemini çökerten bir yerde duruyor. Böyle devam ederse hastalara hizmet edemeyecek duruma gelebiliriz" şeklinde konuştu.

 

'Ölüm sayılarının düşürüldüğünü düşünüyoruz'

 

Salgında yaşamını yitirenlerin ölüm raporlarında “doğal ölüm” yazıldığını ve genellikle çoğunun salgından yaşamını yitirdiğinin gizlendiğini dile getiren Yıldız, "Eğer ölenler salgından değilse neden pandemi hastanesinde kalıyorlar? Manipülasyon yapılarak ölüm sayılarının düşürüldüğünü düşünüyoruz. Geçen günlerde Yeniköy Mezarlığı’nın bir kısmının koronavirüsten kaynaklı yaşamını yitirenler için ayrıldığı ortaya çıkmıştı" dedi.

 

Ölüm raporunda ‘bulaşıcı hastalık’ denildi

 

Sağlık çalışanı Cuma Kurt adlı kişinin salgından dolayı mayıs ayında yaşamını yitirdiğini, fakat ölüm raporunda “bulaşıcı hastalık” diye yazıldığını anımsatan Yıldız, Cuma Kurt'un pandemi hastanesinde tedavi gördüğünü, koronavirüs tedavisinde kullanılan bütün ilaçları kullandıklarını, Diyarbakır'da ilk plazma tedavisi uygulanan hasta olduğunu ve öldükten sonra korona mezarlığına gömüldüğünü aktardı. Yıldız, "Eğer Cuma Kurt korona değilse neden korona hastanesine yatırıldı, eğer değilse neden korona tedavisi uygulandı, plazma tedavisi uyguladı, korona mezarlığına gömüldü, neden ölüm raporunda korona değil de, bulaşıcı hastalık yazıldı? Yaklaşık bir aya yakındır korona için ayrılan mezarlığa gömülmediklerini de duyduk, aileler cenazelerini kendileri alıp kendi aile mezarlıklarına gömüyorlar" ifadelerinde bulundu.

 

'Okulların açılması için gerekli tedbirler alınmalı'

 

Hükümetin aldığı tedbirlerin yetersizliğine değinen Yıldız, hükümetin politikaları sonucunda halkın salgını umursamadığını ve hafife aldığını söyledi. Yıldız, "Bu kadar vakanın artmasının nedeni denetimin olmamasıdır. İzolasyonda olan bazı kişiler hastalıklarını gizleyip dışarıda çalışmaya çıkıyorlar. Okulların açılmasını tabi ki isteriz fakat okulların açılması için gerekli önlemlerin alınması gerekiyor" diye konuştu.