‘Bakanlık verileri açık ve şeffaf olmalı’

  • 09:02 14 Ağustos 2020
  • Sağlık/Spor
ANKARA - “Normalleşme” süreci ve sonrasında koronavirüs vaka sayısındaki ciddi artışlara  dikkat çeken TTB Merkez Konsey Üyesi Selma Güngör, Sağlık Bakanlığı’nın daha ciddi tedbirler alması ve açıklanan verilerde şeffaf olunması gerektiğine dikkat çekti.
 
Koronavirüs salgını nedeniyle Türkiye’de yaşamını yitirenlerin sayısı ve vakalardaki artış her geçen gün artmakta. İlk vakanın açıklandığı 10 Mart’tan itibaren salgına karşı kimi kısıtlamalara gidilse de 1 Haziran itibarıyla “normalleşme” süreci başlatıldı.  Ancak bu sürede vaka sayısında ciddi artış yaşanırken, birçok kentte köy, ilçe ve binalar karantinaya alındı. 
 
Türk Tabipler Birliği (TTB) Merkez Konsey Üyesi Selma Güngör, Türkiye’de vaka sayısındaki artışı, yoğun bakım ünitelerinin yetersizliğini ve Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı verileri değerlendirdi.
 
‘Bakanlık açıklamaları şeffaf değil’
 
Valiliklerin ve Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı rakamlar arasında uyuşmazlık olduğuna dikkat çeken Selma, verilerin daha açık ve şeffaf olması gerektiğini ifade etti. Selma, “Sağlık bakanlığı niçin bu bilgileri şeffaf ve olduğu gibi paylaşmıyor anlamıyorum. Bu kritik önemli, biz gerçeğin ne olduğunu gördükçe önlemleri daha üst seviyede tutmaya çalışıyoruz. İnsanların da ikna olması, sorunun ciddiyetini anlaması ve bunun sonucu olarak önerilen önlemleri uygulamak için çabalaması oldukça önemli. Bu nedenle sorunu tüm boyutlarıyla görmek bu ülkede yaşayan herkesin hakkı” ifadelerini kullandı. 
 
‘Yoğun bakım sayısı yetersiz’
 
Yoğun bakım ünitelerinin yetersizliğini değerlendiren Selma, Sağlık Bakanlığı’nın bütün hastaneleri covid hastanesi ilan ettiğini ve içlerinde özel hastanelerin de olduğunu aktardı. Selma, “Türkiye’de özel hastanelerdeki yoğun bakım yatak sayıları yüzde 45 oranında.  Yüzde 55’i kamu hastanelerinde. Covid hastanelerindeki yoğun bakım yataklarının dolu olduğunu biliyoruz. Covid hastanesi olmayan hastanelerin de zaman içinde covid hastanesine dönüştüğünü biliyoruz. Başka hastanelerin de yoğun bakımlarının dolu olduğunu düşünüyoruz” diyerek aldıkları bilgiler arasında yoğun bakım ünitelerinin halka yetmeyecek durumda olduğunu belirtti.  
 
‘Vaka sayılarının öğrenilmesi engelleniyor’
 
Son süreçte Sağlık Bakanlığı’nın veri tablosundan entübe ve yoğun bakım sayılarını çıkarılmasını da hatırlatan Selma, “Hastalığın genel olarak seyrine baktığımızda yüzde 5-10 yoğun bakım olduğunu düşündüğümüzde gerçek vaka sayısını oradan çıkarabiliyoruz. Yoğun bakımdaki hasta sayısı 500 ise  üç katı kadar da toplam vaka sayısı ya da ağır hasta sayısı elde edebiliyorduk. Sanırım böyle bir oranlama hesabının yapılması ortadan kaldırılmak istendi” diye kaydetti.
 
‘Ciddi tedbirler alınmalı’ 
 
Salgının birinci dalganın ikinci kısmı olduğuna  vurgu yapan Selma, vaka sayılarındaki artışa karşı, Sağlık Bakanlığı’nın ciddi tedbirler alması gerektiği konusunda uyarıda bulundu. Selma, “Çok ciddi oranda yoğun bakımların artırılması desteklenmeli. Covid hastanelerin yeniden oluşturulması, sağlık personellerinin artırılması gerekiyor. Korunma için söylenen maske kritik.Maskelerin ücretsiz dağıtılması mutlaka sağlanmalı. Maske kullanımının denetlenmesi sağlanmalı. Eğitim verilmeli insanlara, eğitimin içeriği ‘maske nerde nasıl takılacak’ olmalı. Örneğin sokakta maske takan kişi, markete girdiğinde maskesini çıkartıyor. Asıl takması gereken yerde çıkarıyor. Bu süreç içerisinde birçok ihtiyaçlarımızı karşılamamız gerekiyor. Alışveriş yapmak, hastaneye gitmek, postaneye gitmek zorundayız. Tüm bunlar için planlamaların yapılması gerekiyor. Kalabalık bir ortamda nasıl korunma sağlanması gerektiği, tüm bunlar içerisinde yaşamın nasıl örülmesi gerektiği planlanması gerekiyor” ifadelerine yer verdi. 
 
‘Örnek davranışlar sergilenmedi’
 
Selma, birçok insanın daha önce salgın hastalık yaşamadığını ve bu nedenle şu an içerisinde olunan durumda sosyal yaşantının nasıl sürdürülebileceğini  bilmediklerine dikkat çekti.  Sürecin vatandaşa bırakıldığını belirten Selma, devamında şu ifadelere yer verdi: “Maske tak dezenfeksiyon yap demek dışında bir şey yapılmıyor. Ama dezenfeksiyon çok pahalı, 3 lira olan bir kolonya 20 liraya satılıyor. Dezenfeksiyonlar zaten pahalı. Tüm bunların fiyatlarının düşürülmesi, daha çok kullanması gerekenlere ücretsiz temini sağlanması ve iş yerlerinde sosyal mesafe kurallarının düzenlenmesi, çalışmaların yapılması gerekiyor. Öncelikle topluma örnek olmak lazım. Sonuçta ne yazık ki Ayasofya’nın ibadete açılmasıyla bu örnek olma vasfı tersten kuruldu. Yani ‘insanlar toplu olarak bir araya gelebilir’ denildi. Oysaki 350 bin kişinin oraya gelmesi engellenebilirdi. ‘Gelmeyin biraya gelirseniz birbirinize hastalık bulaştıracaksınız’ denilip açıklaması önceden yapılmalıydı. Bu gibi örnekte ne yazık ki tüm düşüncelerin değişmesine yol açabiliyor.”