Hegemonya ve iktidara karşı üçüncü yol arayışçıları

  • 09:01 24 Nisan 2019
  • Kadının Kaleminden
"Kimlikli Leylalar, kemik testi yapılarak cezalandırılan Elifler, çeyrek asırdır zindanda direnen Hacer, anadili Hemşince savunma yaptığı için on yıla mahkum edilen Zelihalar, direnen Kibriye, Gulistanlar, kadın mücadelesi veren Dilek, Selma ve Sebahatlar, beş kardeşin beşi Ertunçlar, Parlamentonun en genç üyesi Dersim, hızına yetişmenin imkansız olduğu, canını feda eden Medyalar ve adı sayılamayan binlercesi bedenini açlığa yatıran üçüncü yol koşucuları…"
 
Ayşe Gökkan
 
"Kimlikli Leylalar, kemik testi yapılarak cezalandırılan Elifler, çeyrek asırdır zindanda direnen Hacer, anadili Hemşince savunma yaptığı için on yıla mahkum edilen Zelihalar, direnen Kibriye, Gulistanlar, kadın mücadelesi veren Dilek, Selma ve Sebahatlar, beş kardeşin beşi Ertunçlar, Parlamentonun en genç üyesi Dersim, hızına yetişmenin imkansız olduğu, canını feda eden Medyalar ve adı sayılamayan binlercesi bedenini açlığa yatıran üçüncü yol koşucuları…"
 
Kürtlerin özgür, eşit yaşam ideası aralıksız sürmekte olduğu bilinmektedir. Devletin itirafıyla 28 kez isyan eden Kürtlerin 29'uncu isyanı PKK (1978) ile tanımlandı. Bu süre içinde devlet 'düşük yoğunluklu savaş' tanımıyla ağır savaş koşullarını hafifletme algısı yaratarak savaşı derinleştirmeyi sürdürdü. PKK 8 kez tek taraflı ateşkes ilan etti. Her ilanda devleti yöneten iktidar, tehdit ve saldırılarla yanıt verdi. 
 
En son devlet, PKK liderini halkın milyonlarca imza ile 'benim siyasi irademdir' dediği Kürt halk Önderi Abdullah Öcalan olarak baş müzakereci gördüğünü kabul etti (2013). İmralı görüşmelerini başlattı. Kadınının dahil olduğu Dolma bahçe protokolü(28 Şubat 2015) ile Türkiye'de,  halkların eşitlik, özgürlük, statüsüne kavuşma ve barış umutları arttı. Tüm ülkede bir bahar rüzgarı esti. Taki Ceylanpınar'da iki polis memuru kendi evlerinde öldürülene kadar.
 
Türkiye barışın kollarında uyumanın ağır bedelini ödedi. Devlet ''Nasıl olurda siz barışa inanırsınız'' hesabını tüm saldırıları çeşitleri ile sordu, İmralı görüşmelerini yapılırken militarizmle hazırladığı çöktürme (Ekim 2014) planına harfiyen uydu. Plan uygulanmaya başlandığında ilk barış sözcüğünü yasakladı. 'Savaş değil, özgürlük istiyorum. Beni katletmene izin vermiyorum.' diyenler, evlerinde, sokakta vuruldu, bodrumlarda diri diri yakıldı. Yüzbinlerin yaşam alanları yerle bir edildi; sığınmacı olmaya karşı direnenlerin çadırları yakıldı, cenazeye, mezarlığa kadar vahşileşen saldırılarla özel savaş yürütüldü. 
 
Başta kadınlar olmak üzere mücadele yürüten her alan; yerel yönetimler, STK'ler, DKÖ, belediye, il, köy, oda, birlik, dernek, hareket, inisiyatif v.b… Siyasetçi, gazeteci, sağlıkçı, eğitimci, hukukçu, genç, yaşlı, demokrat, emekçi, çocuk ve yüzbinler topa tutuldu ve ardından kayyım atandı.  Kadınların katledilmeye karşı direnişini suç sayan özel savaşa yarananları söylemeye bile gerek yok. 
 
Tam da faşizmin tavan yaptığı taciz, tecavüz, fuhuş, uyuşturucu ve medya zehriyle içte ve dışta insanlığın yok edildiği üçüncü dünya savaşının ortasında 2019 yerel seçimleri yapıldı. İktidar zaafına yenilenlerin akıl dahi edemediği, insanlığa bağışlanan iktidar zaafına yenilmeyen Kürt özgürlük mücadelesi üçüncü yolu ilan etti. Kadınlar ve tüm farklılıklar birbirlerine sırtını dayayarak üçüncü bir yol olan HDP Türkiye'de seçimlere girmeyerek faşizmi geriletme, Kürdistan'ı kazanma kayyım siyasetine son vermeye karşı mücadele dedi. 
 
Üçüncü yol savaş alanına dönüştürülen parlamentoya nefes aldıran yeni bir ateşkesti. On binlerin gözaltı, tutuklama, bombardıman ortasında bedenini açlığa yatıran binlerin öz güveni öncülüğünde kadın üçüncü yol oldu. Her birinin öyküsü devletleri uluslararası yargılayacak düzeydedir. TJA,DTK, HDP; kimlikli Leylalar, kemik testi yapılarak cezalandırılan Elifler, çeyrek asırdır zindanda direnen Hacer, anadili Hemşince savunma yaptığı için on yıla mahkum edilen Zelihalar, zehirleyen medya ya karşı direnen Kibriye, Gulistanlar, parlamento da dahil kadın mücadelesi veren Dilek, Selma ve Sebahatlar,  beş kardeşin beşi Ertunçlar, gençliğe adım atarken içi içine sığmayan öfkesinden yargılanıp ömür boyu hapse mahkum edilen tek hücrelerde Rahşanlar, Parlamentonun en genç üyesi Dersim, hızına yetişmenin imkansız olduğu, canını feda eden Medyalar ve adı sayılamayan binlercesi bedenini açlığa yatıran üçüncü yol koşucuları.
 
Üçüncü yol ve tecritte karşı olmak Türkiye ve Suriye'nin devletler arası tecrit ile sürüklendiği savaşı durdurma mücadelesidir. Aynı zaman da üçüncü yol kuzey ve doğu Suriye de avuç kadar yerleşim alanlarının üzerinde yürütülen hegemonların vekalet savaşlarına son verme yoludur. Her iki devletin de tüm planlarının tutmadığı Kürtler ve kadınlar olmadan çözümün çıkmadığı ilk kez eş zamanlı ortaya çıktı. Bu aynı zamanda her iki ülkenin halklarının yararına olduğuna dünya tanıklık etti.
 
Buna rağmen bu seçimde özgür kadın hareketinin siyasal süreci belirlediği görünür olmadı. Bu erkek egemen zihniyetin planıdır. Oysa kadınlar siyasal süreci belirlemede daha erken ve atikti. Geç kalmasınlar diye karda kışta 5-6 Ocak arası kadınlar birlikte güçlü buluşmasını gerçekleştirdi. 
 
Türkiye'de bu seçim özgürlük referandumu, tüm topluma yayılan tecridin kırılması için açlık grevine ses,  çocuk yaşta ve kendisine tecavüz edenle evlendirmeye karşı olmaktı. Bu ancak yerelden başlayarak Ortadoğu'ya yayılan bir çözüme inananların yerel seçimiydi. 
 
Üçüncü yolun seçimi tüm hakaretlere, nefret dilene, ayrıştırmaya rağmen öz güven kazandırdı. Bu yol, savaşa karşı ne hegemonyalar ne de yan merkezcikleri olan iktidarlardı. İktidar nefsini terbiye etmede başarılı olmuş, küçük olsun benim olsun değil tek taraflı ateşkes misali de olsa tüm dünyaya büyük olsun hepimizin olsun, dünya işgal yeri değil, tüm insanlığın barınma yeridir felsefesinin canlı yayın dersiydi. 
 
Toplumun yarısı kadınlar üçüncü yolda özgür eş yaşam,  yerel yönetimlerde eş başkanlıkla kol kola koşar adım ilerledi. Cinsiyetçiliğe, ırkçılığa, dini istismar eden çirkinliklerin çelmesine takılmaya izin vermeden dur durak bilmeden, eğilip bükülmeden, 8 Martlardan, gece yürüyüşüne, Newrozlardan üçüncü yol oldular.
 
Kadına yönelik tüm saldırılara karşı iktidar nefsiyle mücadele etmiş, kazanmış, iktidara bulaşmayan kadınlar ve dinamikler, yüzde yüz eş belediye başkanlığı uygulandığını görmeyen erkek egemen zihniyete takıldı. Merkezileştirdiği kentlerde kadın yerel seçim sonuçları 4 kadın belediye başkanı olarak öne çıkarıldı. 56 il, ilçe, belde belediye eş başkanı görünmez kılındı. Oysa eş başkanlığı katledilme, zindana mahkum edilme bedeli de göze alınarak cinsiyetçi erkek egemen zihniyete karşı sürdürülen aralıksız bir mücadeledir.
 
Bu da gösteriyor ki üçüncü yol daha da yaygınlaşmalı. Çünkü iktidar zaafı seçimi bitirmiyor. El koyduğu yetmiyor, ikinci el koyma harekatını sürdürüyor. Üçüncü yol kazanımlarına sahip çıkmak toplumsallaşmanın temel gereksinimleridir. Aksi halde her gelen iktidar sömürgeleştirdiği coğrafyaları kayyımla ikinci bir kolonileştirme siyasetini sürdürdüğünü ört bas ediyor. Taşımalı jenosidi kağıt üzeri zorunlu göç siyaseti olarak taşımalı oya dönüştürdü. Cinsiyetçilik, ırkçılık, militarizmle iktidarda kalmakta ısrar ediyor. Analara saldırı, çatışmalarda yaşamını yitirenler üzerinden geliştirdikleri 'beni zorla kabul edeceksin'  siyaseti yürütüyor.
 
Bu seçimin tarihsel önemi daha çok değerlendirilecek. Kadınlar, Kürtler, farklılıklar olmadan Ortadoğu'da çözümün ve diktatörlerden kurtulma şansının olmadığı da dünyaca biliniyor artık. Hegemonyalar,  İktidar-cık-ları, iktidarların muhalefet-çik-leri;  üçüncü yol koşucusu kadınların çok gerisinde kaldı. Bir an önce hemen, derhal yasal uygulamalar başlasın İmralı tecridi kırılsın, binlerce tutsağın yaşamı insanlığa barış yolunu açabilsin. Analara yapılan ayıp, günah, yazık, yasak saldırıların kara lekesinde boğulmayın. Kınamaların tükürüğünde boğulmayın.