Çağdaş dervişler ve güncel zalimlerin son kavgası

  • 09:04 29 Ocak 2019
  • Kadının Kaleminden
"Çağdaş dervişler ile güncel zalimlerin kavgasıdır bu ve belki de son kavgası. Neden mi son kavga? Çünkü çağdaş dervişler çok kararlı 'ya özgür bir yaşam ya da hiç' diyorlar ve bu isyanı her gün, her saat, her an yaşamsallaştırıyorlar…"
 
Songül Aşıla
 
İnsanlık tarihi biriktirme ile kaybetmeye başladı. İktidar sermaye birikimi ile küçük bir kesim yavaş yavaş yücelirken büyük bir kesim ise aşağı bir konuma geldi. Böylece maddi ve manevi değerlerin uyumla yaşadığı dönemlerden koparılarak hızla maddi değerlerin ön plana geldiği yeni toplum sistemine geçildi. Bu egemen erkeğin düzeniydi ve kuşkusuz tam itaat isterdi.
 
İşte tam da bu noktada bir kesimin tüm topluma dayattığı yaşam düzenine tarihten bugüne karşı çıkılmış ve direnişe geçilmişti. Temel amaç direnişti ve bunun birçok farklı yöntemi vardı. Bedenini açlığa yatırma da toplumu maddi olana boğan sisteme karşı direnişin başka bir adıydı.
Bedenini açlığa yatırma bir karşı çıkıştır
 
Her ne kadar kimi kesimler tarafından 'nefsi terbiye' olarak değerlendirilse de esasta nefsi maddi olandan arındırarak gerçek olana yönelmedir. Maddi olan egemenin elindedir ve toplumu kendisine bağlamak adına maddi olanı parça parça vermektedir. İşte egemenin bu yaklaşımına karşı çıkıştır. Parça parça vererek kendine bağlama anlayışına isyandır. Bedenini belli dönemlerde açılığa yatırma neredeyse her dönem var olan bir direniş yöntemidir. Tüm peygamberler dönemlerindeki egemenlere karşı çıkmıştır ve her biri de maddi olandan yani iktidardan arınmanın yöntemi olarak bu eylemi salık vermiştir arkalarından yürüyenlere.
 
Çağdaş dervişlerimizin mekanları zindanlar oldu
 
Dervişler, alimler, peygamberler yıllar yılı bu direnişleri yürütürlerken mekanları ya ağaç kovukları ya mağaralar olmuştur. Gelin görün ki çağdaş dervişlerimizin mekanı zindanlar oldu şimdi. Yüzlerce yoldaşımız şuanda açlık grevlerinde bedenlerinin açlığa yatırarak anda tarih oluyor adeta. Aslında var olan talep yıllar yılı var olan talep ile benzerdir. Talep özgür yaşam, talep insanca yaşam ve talep insanca hep birlikte demokratik yaşamın nasıl olacağını sistemleştiren Sayın Abdullah Öcalan'ın özgür yaşamasıdır. Bu talebe verilen cevap egemenlerin geçmiş cevaplarına çok benzerdir.
 
Mesele legal ya da illegal olmak değil…
 
15 dakikalık görüşme, parça parça, az az, yıllarca aralıklarla. Bunun tek amacı ise tatmin etmek ve kendine bağlamaktır. Her ne kadar yaşadığımız bu gerçekliğin geçmişle böyle bir bağı olsa da büyük de bir farkı var. Bizim çağdaş dervişlerimiz eski dervişlerden meşaleyi çok ileri taşımış durumdadır. Şuan Amed zindanındayım ve bizim çağdaş dervişlerimiz Leyla, Evin, Kibriye, Hilal'dir… Çağdaş Kawa'nın ardılı haline geldiler kuşkusuz. Her biri bir yönüyle isyan etmiş iktidara, sömürüye... Leyla Güven belediye başkanlığı, milletvekilliği gibi birçok devlet mekanizmasında, resmi kurumlarda yer almış biridir. Bulunduğu tüm kurumlarda da muhalif olduğu noktaları gayet "legal" bir zeminde ifade ederken son derece "illegal" hale geldi. Anladık ki mesele legallik değil mesele legal olanın yarattığı rahatsızlık.
 
Son kavga…
 
Kibriye Evren devletin onay verdiği, bildiği bir ajansta gazeteci, düşüncelerini gayet açık legal bir zeminde ifade ederken bir anda o da illegal hale geldi getirildi. Buda meselenin aynı olduğunu anlatıyor ve diğerleri…  Her bir çağdaş dervişin meseleleri aynı aslında. Yani mesele iktidar sisteminin söylediği gibi bir illegal iş yapma meselesi değil. Mesele çok daha derin tarihsel bir hesaplaşmadır ve kavgadır.Çağdaş dervişler ile güncel zalimlerin kavgasıdır ve belki de son kavgadır. Neden mi son kavga? Çünkü çağdaş dervişler çok kararlı "ya özgür bir yaşam ya da hiç" diyorlar. Ve bu isyanı her gün her saat, her an yaşamsallaştırıyorlar.
 
Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevi