‘İktidarın yandaşı olmayan gazetecilere vaadi cezaevi ve ölüm!’

  • 09:01 9 Eylül 2024
  • Güncel
 
 
WAN - Silêmanî’de gazetecilerin katledilmesine tepki gösteren kadınlar, “İktidarın kendi yandaşı olmayan gazeteciye vadettiği tek şey, geçinememe, cezaevi ve ölüm” ifadelerini kullandı.
 
Türkiye’nin Kürt halkına yönelik baskı, inkar ve imha politikaları hız kesmeden sürüyor. Bu politikaların parçası olan yeni bir saldırı da 23 Ağustos’ta Güney Kurdistan’ın Silêmanî kentinde gazetecilerin bulunduğu bir aracın bombalanmasıyla gerçekleşti. Gülistan Tara ve Hêro Bahadîn’in yaşamını yitirdiği saldırıya tepkiler devam ederken, Wanlı kadınlar Özgür Basın’a yönelik saldırıları “Özgür basının yanındayız” mesajıyla kınadı.
 
‘Her zaman Özgür Basın’ın yanındayız’
 
Özgür Basın’a yönelik baskı, katliam ve gözaltıların kabul edilemez olduğunun altını çizen Rêya Armûşê (İpekyolu) Belediye Meclis üyesi Hanım Hazır, Özgür Basın emekçilerinin her zaman yanında olduklarına vurgu yaptı. PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridi de kabul etmediklerine dikkat çeken Hanım, “Cezaevlerinin kapıları açılsın istiyoruz. Kürt halkı olarak sahip olduğumuz haklarımız var. Her alanda baskı altında tutulmaya çalışılıyoruz. Haklarımızı elimizden almaya, bizi boğmaya çalışıyorlar ama yapamıyorlar. Kanımızın son damlasına kadar dimdik ayakta durarak, mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi.
 
‘Gazeteciler ya tutuklanıyor ya tehdit ediliyor ya da öldürülüyor’
 
Özgür Basın’a yönelik ciddi bir baskının olduğunu ifade eden Şax (Çatak) Belediye Meclis üyesi Edibe Babur da “Gazeteci arkadaşların mesaj vermesi, bir açıklamada bulunması veya bir haber yapması durumunda iktidar, gazetecileri ya tutukluyor, ya tehdit ediyor ya da öldürüyor. Yaklaşık bir hafta önce Süleymaniye’de iki arkadaşımız şehit düşürüldü. Bu toplumun gerçekliğini halka yansıttıkları için SİHA’larla şehit düşürüldüler. Bu kabul edilebilir bir durum değil. Buna karşı hepimizin sesimizi yükseltmesi gerekir. Ben bir kadın olarak, partimin bir çalışanı olarak ve bir anne olarak nerede olursa olsun bunun mücadelesini vermeye devam edeceğim. Kanımın son damlasına kadar da tüm kadınlar için mücadele etmeye devam edeceğim. Hiçbir kadına yönelik baskıyı kabul etmiyorum. Özellikle de Özgür Basın’a yönelik bir baskı varsa asla kabul etmiyoruz. Bu saldırıyı yapanları da lanetliyoruz” şeklinde konuştu.
 
‘Özgür Basın gerçeği yansıtandır’
 
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Gençlik Meclisi üyesi Gülcan Bal, son süreçte Özgür Basın’a yönelik baskıların daha da arttığını kaydetti. Güney Kurdistan’da katledilen iki kadın gazeteciye değinen Gülcan, “Bu sadece son zamanlarda olan bir şey değil, yıllardır süregelen bir durum. Sadece Özgür Basın’a yönelik değil, bütün halklara yönelik topyekun bir saldırı var, topyekun bir katletme durumu var. Özgür Basın bizim basınımızdır, gerçeği yansıtandır. Uluslararası kanallarda bizi asla yansıtmıyorlar, gerçeği söylemiyorlar, göstermiyorlar. Sadece Özgür Basın gerçeği gösteriyor. Bu yüzden gençlere, kadınlara olduğu gibi Özgür Basın’a yönelik de bir saldırı var. Hiçbir şekilde önüne geçebileceklerini düşünmesinler. Çünkü biz nasıl ki katledilen halkların arkasında duruyorsak, bunları haykırıyorsak her alanda Özgür Basın’a yönelik saldırıları haykıracağız” mesajını verdi.
 
‘Kadınlar her alanda cesur kimliklerini gösteriyor’
 
“AKP-MHP rejimi kadınların güçlendiğinin hala farkında değil” diyen Gülcan, ancak iktidarın kadınların güçlenmesinin önüne geçmek istediğine işaret etti. Gülcan, “Kadınlar her alanda o cesur kimliklerini gösteriyor. Gösterdikleri için bir çekinme ve korku durumu var. Bastırmaya yönelik saldırılarda bulunuyorlar ama kadınlar ne Özgür Basın alanında ne genç kadın mücadelesi alanında ne de Tevgera Jinên Azad (TJA) noktasında hiçbir alanda susturulamaz, susturamayacaklar. Kadın gazetecilere yönelik yapılan saldırıyı kınıyoruz” sözlerine yer verdi.
 
‘Kadın ve gazeteci olmak daha zor’
 
Türkiye’de basın olmanın zorluklarına dikkat çeken Havin Varhan ise gazetecilik okumak istemenin dahi insanlarda “ya öleceksin, ya da tutuklanacaksın” algısını yarattığını belirtirken, şunları söyledi: “Özgür Basın çalışmalarında yer almak daha da zor bir hal alıyor. İktidarın kendi yandaşı olmayan gazeteciye vadettiği tek şey geçinememe, cezaevi ve ölüm. Kısa bir süre önce iki kadın gazeteci katledildi. Bu katliamın üzerinden herhangi bir soruşturma dahi açılmamışken, bugün ‘Özgür Basın’dan çok da bahsedemiyoruz. Aslında ‘özgürleşmeye çalışan basın veya kendi vicdanına göre çalışma yürütmeye çalışan basın’ diyebiliyoruz. Ülkemizde kadın olmak ve gazeteci olmak yeterince zor iken, bir de Özgür Basın’da çalışan kadınların işi daha da zor.”