KESK Kadın Meclisi: 1 Mayıs’ta alanlarda 14 Mayıs’ta sandıktayız

  • 10:05 25 Nisan 2023
  • Emek/Ekonomi
 
 
ANKARA - KESK Kadın Meclisi, 1 Mayıs ve seçimlere ilişkin kadınların taleplerini paylaşarak, “Emeğimiz ve sözümüz ile 1 Mayıs’ta alanlarda, 14 Mayıs’ta sandıktayız” açıklaması yaptı.
 
Kamu Emekçileri Sendikası Konfederasyonu (KESK) Kadın Meclisi, 1 Mayıs’a giderken seçim taleplerini ve 1 Mayıs mesajlarını paylaştı. Açıklamada, yas ve öfke ile 1 Mayıs’ı karşıladıkları belirtilirken kadın kazanımlarının pazarlık konusu yapılmasını genel seçimlerde daha yüksek sesle dile getirecekleri belirtildi.  
 
AKP-MHP iktidarının kadın yaşamını hiçe saydığının kaydedildiği açıklamada, “AKP-MHP iktidar bloğu, bir avuç sermayedar zenginliğine zenginlik katsın diye, emeği ve doğayı gasp ediyor. Ardı arkası kesilmeyen özelleştirme politikalarıyla, başta eğitim, sağlık ve yerel hizmetler olmak üzere kamusal hizmetlerin tümünü tasfiye etti. Sağlıkta dönüşüm adı altında sürdürülen piyasalaşma gerek sağlık hizmeti verenlerin gerekse sağlık hizmetinden faydalananların içinde bulunduğu kötü koşulları daha da ağırlaştırdı. Bu saldırıların yanında önce pandemi, sonra derinleşen ekonomik kriz ve ardından da deprem, AKP/MHP iktidar bloğunun hayatlarımızı nasıl da hiçe saydığını gösterdi” ifadeleri yer aldı.
 
‘Ülke ekonomisi bir avuç sermayedar için büyüdü’
 
Halk gittikçe yoksullaşırken ülke ekonomisinin bir avuç sermayedar için büyüdüğüne dikkat çekilen açıklamanın devamında şunlar kaydedildi: “Yirmi yılın sonunda geldiğimiz yerde insan hayatının ve emeğin hiç olmadığı kadar değersizleştirildiğini görüyoruz. Ülkedeki yoksulluğu görmezden geliyor, yaşanan yıkımlara kader diyorlar. Dip noktalarda seyreden Türkiye ekonomisinin büyüdüğü propagandası yapıyorlar. Evet, ülke ekonomisi bir avuç sermayedar için büyüdü. Ancak bizler her geçen gün daha da yoksullaşıyoruz. AKP-MHP iktidarının neo-liberal politikalarıyla gün be gün artan eşitsizliklerle, Türkiye kadın yoksulluğunun en fazla, kadın istihdamının en düşük olduğu ülkelerden biri. Bizleri halihazırda çepeçevre kuşatan toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri, deprem ve ekonomik krizle birleşince her alanda güvencesizlik daha da derinleşiyor.
 
Kadın haklarına dönük saldırılar
 
AKP/MHP iktidarı kadınların iş ve aile yaşamlarını uyumlaştırma politikaları adı altında kadını aileye ve erkeğe tabi kılan politikalarla kadın emeğini güvencesizleştirdi. İstihdama erişebilenlere esnek, düzensiz ve yarı zamanlı gibi seçeneklerden fazlasını sunmayarak çalışma yaşamında karşı karşıya kaldığımız şiddet, cinsel taciz ve mobbingi daha da derinleştirdi. Güvenli çalışma hakkımız neredeyse ortadan kaldırıldı.  AKP/MHP iktidarı haklarımıza dönük saldırıları ile kadını aileye hapsederek, kadına başka bir varoluş imkânı tanımayan muhafazakâr söylemleri ve düzenlemeleriyle toplumsal cinsiyet eşitsizliğini derinleştirdi.
 
14 Mayıs’ta iktidara dur demek için sandıklarda olacağız
 
İki büyük depremle enkaz altında kalan AKP-MHP iktidar bloğu seçimlere de kendisi gibi doğa, kadın ve LGBTİ+lara düşman HÜDA-PAR ve Yeniden Refah’la hazırlanıyor. Kadınların yıllarca mücadele ederek elde ettikleri kazanımları ortadan kaldırmaya yönelik pazarlıklarla oy toplamaya çalışıyor. İktidarın seçim kampanyasında karma eğitimin zorunlu olmaktan çıkarılması, 6284 sayılı Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un ortadan kaldırılması ve LGBTİ+ derneklerinin yasaklanması da var.  Neoliberalizmi ve kültürel muhafazakârlığı yükselterek, toplumsal cinsiyet ayrımcılığını körüklemekte ısrar eden, cemaat ve tarikatların hegemonyasını güçlendiren, kadınlara tek bir yaşam biçimini dayatan politikalarına karşı sözümüzü söylemek, mücadelemizi örmek, varız demek için 1 Mayıs Birlik, Dayanışma ve Mücadele Günü’nde alanlarda, 14 Mayıs’ta da bu tekçi, cinsiyetçi, ırkçı iktidara dur demek için sandıklarda olacağız.”
 
Açıklamada son olarak kadınların talepleri şu şekilde sıralandı: 
 
“*Genelde ülke bütçesinin, özelde de kamu kurumlarının bütçelerinin hizmet veren ve alan tüm kadınlar açısından eşitsizliği giderme temelinde oluşturulması için;
 
*OHAL KHK’lerinin iptal edilmesi, emekçiler üzerindeki otoriter baskıcı uygulamaların son bulması, ihraç edilen tüm arkadaşlarımızın işlerine iade edilmesi; örgütlenme özgürlüğümüzün önündeki engellerin kaldırılması için;
 
*Başta TBMM olmak üzere, yönetim ve karar mekanizmalarında kadın temsilinin arttırılması, bu kapsamda gerekli düzenlemelerin yapılması için;
 
*Tüm işyerlerinde yüzde üç engelli kotasının hayata geçirilmesi, engelli kamu emekçileri içindeki kadın istihdamının artırılması, bunun bir adımı olarak engelli kız çocuklarının eğitime ulaşımdaki engeller başta olmak üzere toplumsal cinsiyet önündeki tüm sorunlar çözülmesi için;
 
*Yok sayılan, görmezden gelinen göçmen kadınların emeğinin sömürülmesinin ve istismarının son bulması, güvenceli ve kayıtlı istihdam sağlanması için;
 
*Karma eğitimi hedefine alanlara karşı; eğitim alanında müfredatın toplumsal cinsiyet eşitliği esas alınarak yeniden düzenlenmesi, eğitim-öğretim programlarına Toplumsal Cinsiyet Eşitliğini konu alan zorunlu bir ders de konulması için;
 
*İktidarın savaş yanlısı politikalarına karşı; savaşa hayır diyen, barış mücadelesi yürüten kadınlar olarak;
 
*Kadınlara rağmen kadınlar aleyhine çıkarılan yasalara karşı sesimizi sözümüzü birleştirerek ‘İstanbul Sözleşmesi Bizim Vazgeçmiyoruz’ demek, 6284 sayılı Kanun başta olmak üzere hiçbir kazanımımızı pazarlık konusu yaptırmamak için;
 
*Çalışma yaşamında kadına yönelik her türlü ayrımcılığın terk edilmesi, cinsiyetçi iş bölümüne son verilmesi, ücret eşitsizliğinin ortadan kaldırılması için; hane içindeki şiddeti de kapsamına alan ILO 190 Şiddet ve Taciz Sözleşmesi’nin onaylanması için;
 
*8 Mart’ta tüm kadınlar talepleriyle alanlara çıkabilsin diye, ‘8 Mart Resmi Tatil Olsun’ demek için;
 
*Güvenceli iş, güvenli gelecek talebi için 14 Mayıs seçimlerinde kadınların tercihi bellidir.
 
*Kadınların emeği, kimliği, bedeni üzerinden söz söyleyenlere dur demek için;
 
*Emeğimiz, kimliğimiz, bedenimiz bizimdir demek için;
 
*Kadınlar, eşitlik, adalet, laiklik, barış, özgürlük mücadelesini sürdüren politikaların yanında olacaktır.”