Ne bayram ne de pazar alışverişi yapabiliyorlar

  • 09:03 5 Temmuz 2022
  • Emek/Ekonomi
Zelal Tunç  
 
VAN - Gıdadan giyime, en temel ihtiyaçlarını karşılayamayacak duruma gelen kadınlar, çocuklarından saklanarak gittikleri semt pazarından eli boş dönüyor. Kimisi yıllardır et alamadığını, şimdi ise sebzeye bile ulaşamadığını belirtiyor. Kadınlar, verdikleri ortak mesajda, “Kürtlerin sorunu kriz değil devam eden çözümsüzlüktür” diyerek yaşananlardan iktidarı sorumlu tutuyor. 
 
Türkiye’de ekonomik krizin derinleşmenin de ötesine gitmesi, temel ihtiyaçları alım gücünün de hızla düşmesine yurttaşlar tepkili. Neredeyse her gün yeni zamlarla karşı karşıya kalan yurttaşlar, gıda, giyim, ilaç ve benzeri ihtiyaçlarını karşılamayacak durumda. Alım gücünün hızla düşmesiyle beraber Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, en temel gıda maddelerinden biri olan ekmeğin ortalama fiyatı 2021 yılının ocak ayında 7,1 TL iken, 2022 yılının ocak ayında ise bu rakam 11,3 TL’’ye yükseldi. Aynı yıl Nisan ayında ise ekmeğin ortalama fiyatı 13, 7 TL’ye çıktı. 
 
Van da, ise ekmeğin fiyatı son yapılan zam ile 3,50 TL oldu. Buna göre, günde 5 ekmek alan bir ailenin, aylık olarak ekmeğe harcadığı para 525 TL. Öte yandan kentte artan işsizlik ve asgari ücret dahi alamayan binlerce yurttaş, temel gıda malzemelerinden ekmeğe dahi ulaşamıyor. Buna göre ekmeğin yanında en asgari düzeyde haftada bir kez Pazar alışverişine çıkan bir yurttaş, kilosu 17 TL’den domates, 15 TL’den salatalık, 24 TL’den yeşil biber ve kilosu 12 TL’den alsa dahi bu her hafta için ayda 4 binin üzerinde masraf yapması anlamına geliyor. 
 
Alım gücü tükendi 
 
Bu verilere göre, yılda bir defa bile et ve süt ürünlerini alamayan yurttaşlar, giyim ürünlerini ise sadece bayramlarda, o da sadece çocuklar için alabildiklerini söylüyor. Çoğu işsiz ve mevsimlik tarım işlerinde çalışan İpekyolu ilçesine bağlı Hacıbekir (Xaçort) Mahallesi sakinleri, kurulan semt pazarında yaklaşan Kurban Bayramı için alışveriş yapan yurttaşlara mikrofon uzattık. 
 
Alım gücü en düşük durumda olan kadınların, 100 TL, 200 TL ve 500 TL ile bir yandan akşam için pişirilecek yemeğin hesabını yaparken, diğer yandan kollarından, eteklerinden çekiştiren çocukların taleplerini karşılamak için kara kara düşünerek tezgahların arasında ilerlerken karşılaşıyoruz. Kadınlar, tek sorunlarının sebze ve gıdaya ulaşamamak olmadığını, aynı zamanda Kürt sorununun savaş ve çatışmalarla sürdürülemeyeceğini vurguluyor. 
 
‘Alışveriş yapmaya gelmedim: Param yok’
 
Mahalle sakinlerinden Nurcan Özdemir, tezgahların arasında atık halde bulunan sebzeleri avuçlayarak evine doğru yol alıyor. Bu sırada uzattığımı mikrofona gülümseyerek yaklaşan Nurcan, amacının topladığı atık sebzeleri, beslediği tavuklarına vermek olduğunu söyleyen Nurcan, “Annemle yalnız yaşıyoruz. Annemin aldığı yaşlılık maaşıyla geçiniyoruz. Alışveriş yapmaya gelmedim, çünkü param yok. Sadece atık sebzeleri toplayıp tavuklara götürmeye geldim” diyerek adeta yoksunluğun tablosunu gözler önüne seriyor. 
 
500 TL ile 7 toruna kıyafet alma çabası
 
Hakkari’nin Yüksekova ilçesinden bayram alışverişi için semt pazarına gelen Nesibe Şahin ise 7 torununa kıyafet alacağını belirtiyor. Nesibe, “Daha bir şey almadım. Fiyatlara bakıyorum. Kıyafetler için 500 TL ayırdım. Umarım her torunum için kıyafet alabilirim” diye belirtiyor. Nesibe ile tezgahların arasında kıyafetlerin etiket fiyatları ve sıkı bir pazarlık yaparken eşlik ediyoruz. İki tişört için 140 TL ödeyen Nesibe, diğer torunları için de başka tezgahlara yöneliyor. Nesibe’yi diğer torunları için kıyafet alabilme çabası ile yalnız bırakıyoruz. 
 
Sadece birer parça kıyafet için bin 500 TL harcadı
 
Bayram alışverişi için 4 çocuğuna kıyafet ve ev için gıda malzemesi alışverişine çıkan yurttaşlardan Çiğdem Çelçuk ise, 2 bin TL ile geldiğini aldığı birer parça kıyafetle cebinde sadece 5 yüz TL kaldığını belirtiyor.
 
‘Ayda bir defa et alabilirsek şükrediyoruz’
 
“Sebze fiyatları 15 TL, 17 TL, 16 TL.  Kimse hiçbir şey alamaz duruma geldi” sözleriyle tepki gösteren Naciye Tekin ise, “Ayda bir defa et alabilirsek şükrediyoruz. Kurban bayramı için de belki kurbanını bizimle paylaşırlarsa biz de et yeriz. Eskiden he hafta pazara geliyorduk. Şimdi kimse pazara dahi çıkamıyor” ifadelerini kullanıyor. 
 
‘Çocukların isteklerini karşılayamıyorum’
 
Eşi adli bir suçtan dolayı müebbet hapis cezası aldığını söyleyen Elif Öğür ise şunları dile getiriyor: “Pazara getirdiğimiz çocuklarımızın gözleri tezgahlarda kalıyor. Sebze yediremiyorum çocuklarıma. Evden çıkarken çocuklardan saklanarak çıkıyorum. Çünkü onların isteklerini karşılayamıyorum.”
 
Bayram alışverişi henüz yapamayan Elif, “Yöresel kıyafet almak istedim. Yöresel kıyafetin en ucuzu dikimiyle birlikte 700 TL’ye denk geliyor. Nasıl geçineceğiz? Nasıl hayatta kalacağız bilmiyorum” diye ekliyor. 
 
‘Bayramda çocukların eski kıyafetlerini giydireceğim’
 
Hem kendisi hem de eşi işsiz olan Nermin Karatay da, pazardan eli boş dönenlerden. Nermin, “Her şey giderek daha da pahalı oluyor. Hiçbir şey alamadım. Çocuklarımın eski kıyafetlerini yıkayıp ütüleyip tekrar giydireceğim. Bayram için de bir masraf yapmayacağım. Çünkü masrafı yapacak gücüm yok” diyor. 
 
‘Kürtlerin sorunu kriz değil, barış istiyorlar’
 
“Hiçbir şey alamaz duruma geldik” diyerek, krizin sebebi olarak iktidarı gösteren Aysa Özlü de, “Önümüz Kurban Bayramı, ama koşullarımızı zorlayıp dini vecibelerimizi yerine getireceğiz. Allah kabul etmesin. Yine kriz ve hayat pahalılığına razıyız. Yeter ki Kürt sorunu çözülsün, barış sağlansın. Sorunumuz ekonomik değil, dört bir yanımızda savaş var. Bu savaş dursun. Bir çözüm getirilsin. Artık kimse öldürülmesin. Yeter bir çözüm istiyoruz. Dua ediyorum ki bu çatışmalar son bulsun. Kürt halkının sorunu kriz değil ki”  ifadeleriyle tepkisini dile getiriyor.