Kazancı Yokuşu'nda katledilen emekçiler için anma

  • 14:35 28 Nisan 2022
  • Emek/Ekonomi
İSTANBUL - Kazancı Yokuşu'nda 1 Mayıs 1977'de katledilen emekçileri  için düzenlenen anmada, “1 Mayıs 1977 Katliamı’nı unutmadık”  dedi. 
 
78'liler Girişimi, İstanbul Beyoğlu’nda bulunan Kazancı Yokuşu'nda 1 Mayıs 1977'de katledilen emekçileri andı. Etkinlik öncesi İstiklal Caddesi’nin çok sayıda polis tarafından ablukaya alınarak kapatıldığı anmaya, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) İstanbul Meclisi Eşsözcüsü Erkan Tepeli, Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Musa Piroğlu, İstanbul İl Eşbaşkanı İlknur Birol ve il yöneticileri ile birlikte çok sayıda kişi katıldı. “Yaşasın 1 Mayıs”, “Biji yek gulan” sloganlarının atıldığı anmada, “1 Mayıs 1977 Katliamı’nda Yaşam Hakları Ellerinden Alınan 42 İnsanımıza Adalet” ve “1 Mayıs 1977’yi unutmayacağız” pankartları açıldı. Anmada 78'liler Girişimi, HDK, HDP, Karşı Sanat Çalışmaları’nın ortak basın metnini 78'ler Girişimi Sözcüsü Celalettin Can okudu.
 
‘Darbe yapma iddiası soruşturulmadı’
 
Açıklamada ilk olarak, 45 yıl önce Taksim’de toplanan yaklaşık 500 bin işçi ve emekçinin uğradığı silahlı ve bombalı saldırıda 42 kişinin hayatını kaybettiği anımsatıldı. Celalettin, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: “Kazancı Yokuşu’nda boğularak ve ezilerek hayatını kaybeden 29 kişinin 8'i kadındı. 126 kişi ise yaralandı. '5 Haziran 1977'de Orgeneral Namık Kemal Ersun ve 200 subay re'sen emekliye sevk edildiler.’ 1 Mayıs katliamı üzerinden ‘toplumsal şok’ yaratma ve ‘darbe yapma’ iddiası soruşturulmadı. 12 Eylül darbesinin başlıca gerekçesi 1 Mayıs ve diğer ‘terör’ vakalarını açığa çıkarmak ve cezalandırmaktı. Aradan 45 yıl geçti, 1 Mayıs Katliamı’nın suçluları ve güçleri açığa çıkarılıp yargılanmadı. Ordu Komutanı Orgeneral Namık Kemal Ersun söz konusu ‘Darbe Girişimini’ hazırlamak ile ilgili şüpheli idi. O ve beraberinde re' sen emekliye sevk edilen 200 subay darbe şüphelisi oldukları halde yargılanmadan emekliye sevk edildiler. 12 Eylül darbesinden sonra ‘şimdiye kadar işçiler güldü, gülme sırası bizde’ diyen TISK (Türkiye İşveren Sendikası) başkanı Halit Narin, Sakıp Sabancı gibi büyük patronların yanı sıra MHP Genel Başkanı Alparslan Türkeş'in darbe toplantılarına katıldıkları iddiaları soruşturulmadı.”
 
‘Kimlerin adı geçmiyordu ki…’
 
“1 Mayıs Katliamı’nın hazırlanmasında kimlerin adı geçmiyordu ki” diyen Celalettin, katliamda adı geçenlere dair şunları hatırlattı: “1970'li yılların ‘kirli’ bir üne sahip MİT'çi Hiram Abas, MİT'çi Mehmet Eymür, MİT İstanbul Dairesi Başkanı Nuri Gündeş, MİT'çi Orhan Kilercioğlu ve diğer isimlerin 68 ve 78 kuşağı için tanıdık olduğuna vurgu yaptı. Sular İdaresi’nin üzerinden topluluğa ateş açtığı iddia edilen takriben 20 kişilik grubu, Sular İdaresi bölgesinden sorumlu Jandarma Üsteğmeni Abdullah Erim'den teslim alan ve Sular İdaresi’nden sorumlu İstanbul Emniyet Müdürü Yardımcısı Metin Gür'ün kolaylaştırıcılığı altında serbest bırakan ‘ünlü’ polis şefi Mete Altan da bizim kuşağımız için tanıdıktı. Intercontinental (The Marmara) sorumlusu İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Mehmet Akzambak'ın ve güvenlik güçlerinin, 5-6. kattaki Amerikalılarla oynadığı role ilişkin iddialar soruşturulmadı.”
 
‘Panzerleri sürme emrini verenler soruşturulmadı’
 
Katliamda yaşanan ölümlerin önemli bir kısmının Kazancı Yokuşu'nun başında park edilen kamyonet ile panzer baskısının arasında sıkışma sonucu gerçekleştiğine işaret eden Celalettin, panzerleri halkın üzerine sürme emrini verenler ve halkın üzerine sürenlerle ilgili bir soruşturma açılmadığını da sözlerine ekledi. Celalettin ayrıca 1 Mayıs Davası iddianamesini hazırlayan 5 Toplum Suçları Savcısı Çetin Yetkin'in 1 Mayıs 1977 Katliamı’na, "Yurt ve insanlık düşmanı karanlık güçler ve emniyet mensuplarının da yarattığı panik, korku ve kusurlu davranışlar sonucunda 35 kişi öldürülmüş, 126'yı aşkın kişi de yaralanmıştır" sözlerine yer verildiğini belirtti.
 
İçişleri Bakanlığı’na başvuru
 
Celalettin, bu iddia üzerine 78'liler Girişimi tarafından 28 Nisan 2006'da Kazancı Yokuşu’nda savcının iddia ettiği sözlere karşın, karanlık güçlerin kimler olduğu, niçin ve hangi politik amaçlarla 1 Mayıs Katliamı’nı düzenlediklerini açığa çıkarmak için dosya açıldığını ifade etti. İçişleri Bakanlığı’na da başvuru yaptıklarını söyleyen Celalettin, “29 yıl karanlıkta kalan 1 Mayıs 1977 Katliamı’nın aydınlatılması için DİSK Davaları avukatı Rasim Öz'ün de içinde olduğu bir grup avukat, mağdur ve geniş 78'li katılımcı, Bilgi Edinme Yasası çerçevesinde İçişleri Bakanlığı'na başvurdu. Talebimiz katliam günü görevli olan tüm resmi- sivil güvenlik ve istihbarat görevlilerin kimliklerinin tarafımıza bildirilmesi idi” dedi.
 
‘Türkiye katliamın hesabını soramadı’
 
Katliamın üzerinden 45 yıl, katliamın aydınlatılması için başvuru tarihi üzerinden ise 16 yıl geçtiğini dile getiren Celalettin, “Türkiye 1 Mayıs 1977 Katliamı’nın hesabını soramadı. İstanbul Üniversitesi, Sivas, Balgat, Bahçelievler, Maraş, Çorum katliamlarının da hesabını soramadı. Başka bir halkın acılarına duyarlılık geliştiremeyen bir halkın zamanla kendi acılarına karşı da duyarlılık geliştiremeyeceği gerçeğiyle yüzleşmek için zaman hala geç değildir. 1 Mayıs 1977 Katliamı’nı unutmadık”  diye belirtti. 
 
‘Yaşasın 1 Mayıs’
 
Daha sonra söz alan 1 Mayıs 1977’de katledilen Rasim Elmas’ın kızı Gönül Birsen Kement, 1977 yılında 16, şimdi ise 64 yaşında olduğunu ve Türkiye’de hala hiçbir şeyin değişmediğini dile getirdi. Mücadelelerini sürdüreceklerinin altını çizen Gönül, “Dünyada da değişmiyor ama biz değiştirmeye devam edeceğiz, mücadelemize devam edeceğiz. Dünyada, Türkiye’de kutlanacak olan 1 Mayıs’a ‘Yaşasın 1 Mayıs’ diyorum” dedi.
 
‘İktidarlar işçi sınıfından korkuyor’
 
Katliamın 45’inci yılında Kazancı Yokuşu’nda katledilenleri anan HDP İstanbul İl Eşbaşkanı İlknur Birol da, iktidarların işçi sınıfından korktuğunu ifade ederek, “Korkmakta haklılar çünkü onların zapturapt altına aldığı toplumlar biat etmek, sömürünün ve köleliğin her türlüsüne boyun eğmek üzere bir toplum sistemine mahkum edilmiştir. İşçi sınıfı ve devrimci güçler bunun kader olmadığını, emeğin eşit ve özgür bir ülkede, toplumda yaşamanın mümkün olduğunu söyleyen en dinamik güçtür” diye kaydetti. 
 
‘İnsanca yaşayabilmek için alanlara akacağız’
 
İlknur, 1977’de yaşananların toplumu daha demokratik, özgür ve eşit bir biçimde yaşayabilir bir toplum olması talebini dile getiren milyonların sesini kısmak ve korku yaymak niyetiyle yapıldığını vurguladı. İlknur son olarak yoksulluğun, işsizliğin, baskıların bunca arttığı, savaşların ve operasyonların aralıksız sürdüğü böyle bir dönemde özgürce nefes alabilmek, insanca yaşayabilmek ve köle olmamak için yine alanlara akacaklarının mesajını verdi.
 
‘Katliamlara diz çökmedik’
 
Katliamın yükselen işçi sınıfının ve büyüyen devrimci dalganın önünü kesmek için gerçekleştirildiğini söyleyen HDP İstanbul Milletvekili Musa Piroğlu ise şu ifadeleri kullandı: “Bilmeliler ve yanılmalılar ki zulüm şimdiye kadar sökmedi, katliamlara, baskıya da diz çökmedik. Tüm işçi hareketini, yoksulluğun altında ezilen halkları, sefaletle boğuşan insanları, kadınları, gençleri 1 Mayıs meydanlarında buluşmaya çağırıyoruz. Bütün halkları savaşa ve sömürüye karşı çıkmaya çağırıyoruz.”
 
Karanfiller bırakıldı
 
Anma, Kazancı Yokuşu’na karanfillerin bırakılmasıyla sona erdi.