‘Birileri sofra donatırken biz ‘bugün ekmek götürebilecek miyiz’ derdindeyiz’

  • 09:02 6 Haziran 2021
  • Emek/Ekonomi
 
Beritan Canözer - Sema Çağlak
 
DİYARBAKIR - Kuraklık nedeniyle çiftçiler zorluklar yaşarken, en çok etkilenen ise tarım işçisi kadınlar oluyor. Çınar’da tarlada çapa işi yapan kadınlar, her yılın bir önceki yıldan daha zor geçtiğini söylüyor. Kadınlar, emeklerinin karşılığını da alamamaktan şikayetçi.
 
Türkiye'de en fazla emek sömürüsünün yaşandığı ve özellikle kadınların ucuz iş gücü olarak görüldüğü istihdam alanlarından biri tarım alanı. Sabahın erken saatlerinden geç saatlere kadar tarlalarda çalıştırılan kadınlar, günlüğü cüzi bir miktara ter döküyorlar. Çiftçilik, Türkiye'yi ekonomik olarak ayakta tutan alanlardan biri olmasına rağmen işçilerin emeği sömürülüyor ve zor şartlarda çalışmaya mecbur bırakılıyor. Özellikle dünyayı etkisi altına alan pandemi ile beraber her alanda olduğu gibi çiftçilikte de zorluklar yaşanmaya devam ediyor. Bu yıl fazla kuraklık nedeniyle neredeyse birçok çiftçi zarara uğrarken, bundan en çok çalışanlar etkileniyor.
 
Diyarbakır’ın Çınar ilçesinde Buğday Pazarı’nda bulunan pamuk tarlasında sabah 06.00 akşam 18.00 mesaisiyle çalışanların çoğunluğunu 12-25 yaş arası çocuklar ve kadınlar oluşturuyor. Sabahın erken saatlerinden akşam geç saatlere kadar çapa yapan çocuklar ve kadınlar, tüm gün güneşin altında duruyor. 
 
‘Kadınların çalışabileceği başka alan yok’
 
Yıllardır tarlada çalışan Hediye Gündüz (23), tarlada çalışmak dışında bir yaşamı olmadığına işaret ediyor. Hediye, sabah gelip, akşam saatlerine kadar çapa yaptığını söyleyerek, bunu yapmak zorunda olduğunu ve geçimini böyle sağladığını dile getiriyor. İlçede kadınların çalışabileceği başka alanın bulunmadığını belirten Hediye, neredeyse tüm kadınların tarla işlerinde çalıştığını ifade ediyor.
 
‘Bugün ekmek götürebilecek miyiz’ derdindeyiz’
 
Günlüğü 70 liraya çalışan Hediye şöyle devam ediyor: “12 saat çalışıyoruz ama saatimiz 10 TL’ye bile tekabül etmiyor. Erkekler bizden daha az çalışıyorlar, neredeyse tüm işi kadınlar yapıyor. Çapa zamanı çapa yapıyoruz, ekin zamanı ekin yapıyoruz, toplama zamanı topluyoruz. 23 yaşındayım ama 23 yaşına gelene kadar tarla dışında bir yer görmedim. Kış aylarında daha az çalışıyoruz ama o da evde geçiyor. İlk zamanlar bir süre bu işi yapıp bırakacağımı düşünüyordum ama yıllardır çalışıyorum. Bu yıl kuraklık yüzünden de çok zorlanıyoruz. Emeğimizin karşılığını da zaten alamıyoruz. Birileri sofra donatırken biz ‘bugün ekmek götürebilecek miyiz’ derdindeyiz.”
 
‘Ağrılardan uyuyamıyoruz’
 
Aynı tarlada çalışan Halime Gültekin (25) de, 9 yıldır tarla işlerinde çalışıyor. Akşama kadar ayakta olduklarını ve yaptıkları işin çok zor olduğunu söyleyen Halime, haklarını alamadıklarından yakınıyor. Halime, henüz çocuk yaşta çalışmaya başladığını ve hiçbir dönem emeğinin karşılığını alamadığı söyleyerek, “Bu yıl bir de kuraklık vurdu bizi. Sulamayı daha çok yapmak zorunda kalıyoruz çünkü yağmur yok ama toprak kuruyor. İş yükümüz, sorumluluğumuz da arttı. Ayaklarımızın, kollarımızın ağrısından bazen uyku bile uyuyamıyoruz. Yazın ortasında güneşin altında saatlerce çalışıyoruz. Üstümüzde yanmayalım diye bir süre şey giyiyoruz, yüzümüzü bile kapatıyoruz. Tüm bu zorluklara rağmen günlük 70 lira alabiliyoruz” diyor.
 
‘Erkeklerden çok kadınlar çalışıyor’
 
Semanur Gündüz (20) ise işin çok zahmetli olduğunu vurguluyor. Yaşamının tarlada geçtiğini söyleyen Semanur, “Burada tabi güzel arkadaşlıklar da ediniyoruz. Yorgunluğumuzu bu şekilde unutmaya da çalışıyoruz ama akşam olup eve gidince bütün günün ağrısı o zaman başlıyor. Burada kız çocukları okula gönderilmiyor. Tarlaya gönderiliyor çalışsın diye. Erkeklerden çok kadınlar çalışıyor” diye ifade ediyor.
 
‘Emeğimizin karşılığını alamıyoruz’
 
Tarım işçilerinin büyük bir emek sömürüsüne maruz kaldığına dikkat çeken Sultan Aydın (19), “Her gün her yıl rutin olarak aynı işi yapıyoruz. Bu yıl toprak kuruduğu için işimiz zor. Pamuk kuruluktan dolayı hala olgunlaşmadı. Toplama zamanı her yıldan biraz daha geç olacak. Bu yıl sıcaklık da çok fazla ve biz tüm gün bu sıcaklığa maruz kalıyoruz. Mecbur çalışıyoruz başka şansımız yok. Hayatımız bundan ibaret. Emeğimizin karşılığını bile alamıyoruz” diye belirtiyor.
 
‘Tarlada çalışmak zorunda olmasam okumak isterdim’
 
Şilan Tunç da hem kuraklığa hem de emeğinin sömürülmesine değinerek, çocuk yaşta çalışmaya başladıklarını ve evlendirilinceye kadar da tek yaptıkları işin tarlada çalışmak olduğunu dile getiriyor. Şilan, “Ben tarlada çalışmak zorunda olmasam okumak isterdim ama okul yerine buraya geliyorum. Burada kız çocukları okutulmuyor. Ya tarlaya gönderiliyor ya da ev işleri yaptırılıyor. Hayatımız böyle gidiyor. Bilmem kaçıncı yüzyıldayız ama hala bunları yaşıyoruz işte” diyerek yaşadıklarını özetliyor.