‘Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü sağlanmalı’

  • 09:40 10 Mart 2025
  • Güncel
AMED - Amed’de kutlanan coşkulu 8 Mart Dünya Kadınlar Günü mitingine katılan kadınlar, 27 Şubat’ta Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın “Barış ve Demokratik Toplum” çağrısının önemine dikkat çekerken, fiziki özgürlüğünün sağlanması gerektiğini vurguladı. Kadınlar devlete, “Bu sorunun çözülmesi için Önder Apo’nun özgürlüğü sağlanmalıdır” çağrısı yaptı.
 
Tevgera Jinên Azad (TJA), 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kapsamında, Amed’in Yenişehir ilçesinde bulunan İstasyon Meydanı’nda yüzlerce kadının katılımıyla görkemli bir miting düzenledi. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın mesajının ilgiyle dinlendiği mitinge yüzlerce kadın, ulusal kıyafetleriyle katıldı. Kadınların miting öncesi yaptığı yürüyüşte sık sık attığı, “Jin, jiyan, azadî, azad bike reberti” sloganı dikkat çekti. Kadınlar mitingde kadın özgürlüğünü, mücadelesini ifade eden dövizler taşırken, Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta paylaşılan “Barış ve Demokratik Toplum” çağrısının önemine dikkat çekti.
 
Mitinge katılan kadınlar Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün neden önemli olduğuna dair değerlendirmelerde bulundu.
 
‘Önder Apo’nun özgürlüğü sağlanmalıdır’
 
Kadınların barıştan yana olduğunu ifade eden Berivan Natyar, “Öncelikle, bu ülkede barış ve demokrasi çerçevesinde yaşamamız gerektiğini belirtmek isterim. Barış, sadece tek tarafla mümkün değildir; iki tarafın da sürece dahil olması gerekir. Önder Apo’nun, PKK’nin ve Kürt halkının duruşu gayet nettir. Ancak diğer tarafın da aynı samimiyetle, kandırmadan ve oyunlar oynamadan hareket etmesi gerekir. Biz barış istiyoruz ama kimliğimiz, dilimiz ve özgürlüğümüz gibi bilinçaltımızı oluşturan değerlerimiz de var. Ayrıca, bu sorunun çözülmesi için Önder Apo’nun özgürlüğü de sağlanmalıdır. Bu yüzden barış, sadece söylemlerle değil, cesaret ve pratikle mümkündür. Biz samimiyetimizi gösterdik, çağrımızı yaptık. Diğer taraf da ne yapılması gerekiyorsa yapmalıdır. Onların attığı adımların da farkındayız. Geçtiğimiz günlerde üç aktivist, Kürtçe bir kitap yazdıkları için gözaltına alındı. Bu durum kafamızda yeni sorular oluşturuyor. Eğer barış konusunda samimilerse, bunu her şekilde göstermeliler” ifadelerine yer verdi.
 
‘Kürdistan halkının isteği barış ve özgürlük’
 
Sorgül Aytek, Kürt halkının yüz yıldır kimlik mücadelesi verdiğini ve artık barışın sağlanması gerektiğini belirtti.  Sorgül Aytek, "Kürdistan halkının en büyük isteği barış ve özgürlüktür. Kürt halkı yüz yıldır bunun için mücadele ediyor. Ancak hâlâ dilimizle ilgili temel haklara sahip değiliz. Artık yeter! Bu süreçte tartışılması gereken birçok konu var ve sürecin önünü görebilmek gerekiyor. İnanıyor ve umut ediyorum ki direnişimiz zaferle sonuçlanacak. En büyük talebimiz, Kürt halk önderinin özgürlüğüne kavuşarak yeniden halkının arasına dönmesidir" dedi.
 
‘Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü sağlanmadan kadınlar da özgür olmaz’
 
DEM Parti Meclis üyesi Hebun Aslan ise sözlerine, “Halk bu mesajla ne kadar heyecanlandıysa da hâlâ sonuca ulaşamadı” diyerek başladı. Hebun Aslan, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğüyle gelişecek sürecin kadınlar açısından önemine dikkat çekerek, “Bir an önce Kürt halk önderi Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü sağlanmalı. Bizler de Kürt halk önderinin özgürlüğünün sağlanması için çalışıyoruz. Her yerde halk ile temas kuruyoruz ve temas kurduğumuz herkes, Kürt halk önderinin fiziki özgürlüğünü beklediğini söylüyor. Kürt halk önderinin fiziki özgürlüğü sağlanmadığı sürece toplumun özgürlüğü de sağlanamaz. Demokratik bir toplumun oluşması gerekiyor ve sürecin cevabı bir an önce verilmeli. Bizler de cevap alana kadar geri adım atmıyoruz. Kadınlar 5 bin yıldır eziliyor; ataerkil zihniyet, kadının varlığı ve kimliği üzerinde hâkimiyet kuruyor, bu durum hâlâ devam ediyor. ‘Jin, jiyan, azadî’ felsefesinin sahibi Kürt halk önderi Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü sağlanmadan kadınlar da özgür olamaz. Kadının özgürlüğü, toplumun ve gençlerin özgürlüğüdür. Bu yüzden özgürlüğümüz, Abdullah Öcalan’ın özgürlüğüne bağlı” dedi. 
 
‘Devlet saldırılara devam ediyor’
 
Rabia Ataş ise mesajın ardından PKK’nin ateşkes ilan ettiğini, ancak buna rağmen devletin saldırılarının devam ettiğini söyledi. Devletin de barış için somut adımlar atması gerektiğini vurgulayan Rabia Ataş, şu ifadelere yer verdi: “Öncelikle Kürt halk önderi üzerindeki tecrit kaldırılmalı ve tüm tutsaklar serbest bırakılmalıdır. Başkan adım attı, ancak tek taraflı barış olmaz; iki tarafın da barış için bir araya gelmesi gerekir. Artık kan dökülmesin, anneler ağlamasın. PKK ateşkes ilan etti, ancak medya savunma alanlarına ve Suriye’ye yönelik saldırılar devam ediyor. Diyaloğun oluşması için onların da ateşkes ilan etmesi gerekiyor; bu, tek taraflı ateşkesle mümkün olmaz. Devletin de adım atması, duyarlı yaklaşması ve saldırılarını durdurması gerekiyor. Bütün dünya onları izliyor, utanmıyorlar mı? Eğer barıştan söz ediliyorsa gerçekten barış sağlansın, oyunlar oynanmasın.”  
 
‘Bu savaş bitsin’
 
Fatma Önal da barışın konuşulduğunu, ancak saldırıların devam ettiğini vurgulayarak, “Bizler barış olsun istiyoruz ama devlet adım atmıyor. Mutluyuz ve başkanımız özgür olacak diye bekliyoruz, ancak devlet hâlâ bir adım atmıyor. Cezaevlerinde çok sayıda tutsak var ve çoğu hasta. Artık ne Türklerin ne de bizlerin gözyaşı dökmesini istemiyoruz. Kürt halk önderi önemli bir mesaj gönderdi. Türkler de ayaklanmalı ve barışı talep etmelidir. Devlet ‘barış’ diyor ama aynı zamanda saldırılara devam ediyor. Hem Kandil’e hem de Rojava’ya saldırıyor. Bu kirli savaş bitsin, artık barış olsun istiyoruz” dedi. 
 
‘Başkanımız dünyaya barışı getirecek’
 
Son olarak söz alan Afife Kartal, özgürlük mücadelesinde kızını kaybetmesine rağmen “barış” demekten vazgeçmediğini ifade ederek şunları söyledi: “Bu süreç için Sayın Abdullah Öcalan adım attı. Türk devleti de adım atsın; ancak sesini çıkarmıyor, adım atmıyor. Türk devleti, Abdullah Öcalan’dan söz ederken ‘terörist başı’ demesin, onlar da ‘Sayın Öcalan’ desin. Bizler sağ olduğumuz sürece başkanımızın izinde olacağız. Canımızı bu uğurda verdik, başkanımız ne derse ona güvenimiz tam. Başkanımız dünyaya barışı getirecek. Artık kimsenin yüreği yanmasın istiyoruz. Asker ve polis anneleri, ellerini bizim ellerimize versin, dünyaya birlikte barışı getirelim. Biz, annelerin gözyaşları arasında ayrım yapmıyoruz. Ben, kızımın bir parça etini toprağa verirken bile ‘barış’ dedim. Türk devleti, başkanımızla el ele verip barışı, eşitliği ve özgürlüğü getirsin” dedi.