Yürüyüşün tek değişmeyeni!

  • 09:04 6 Temmuz 2024
  • Güncel
Semiha Alankuş 
 
WAN - 30 Haziran’da İstanbul’da startı verilen “İradeye Saygı Yürüyüşü” 3 Temmuz’dan bu yana da Wan’dan Colemêrg’e 6 günlük yürüyüş ile sürüyor.
 
Yürüyüşçüler 6 günlük yürüyüşün üçüncü gününü tamamladı. Yüreklerine birçok anıyı biriktirerek. heybelerini direnişle doldurarak. 8 Temmuz’a kadar planlanmış son duraklarını muhtemelen yeni bir başlangıca aktaracaklar. Kendilerine katacakları yeni direnişçilerle çoğalacaklar.
 
Halay yaşı 18!
 
Yol boyunca yürüyüşçüler, uğradıkları her yerde, dokundukları yer yerde yüreklere direniş ruhunu bazen ekerek yani amaçlarını anlatarak,  bazen de yürüyüşün ne için olduğunu bilenlerden daha güçlü destekler alarak, heybelerini motivasyonla dolduruyor. İlk çıktıkları yerden uzaklaşıp, varacakları yere kilometreler yaklaştıkça zorlu, engebeli yollarda ayaklar ödem topluyor, parçalanıyor. Ama onlar buna hiç aldırmadan adeta daha çok motive oluyorlar. Araçlarla gitmeleri istendiğinde ise ısrarla reddediyorlar. Yürüyüşün amacına odaklanma acı, ağrı hissettirmiyor. Hatta onca kilometreleri arşınlayıp, yokuşlardan inip çıktıktan sonra mola yerine geldiğinde yeni bir motivasyon kaynağı başlıyor. “Kimlikteki yaşım 83 ama halay yaşım 18” diyen yürüyüşçü eline kırmızı mendilini alıp halaya başlayınca herkes ardı sıra diziliyor, dakikalar süren halayın ardından yeniden yola koyulmak için dinlenmeye geçiyorlar. 
 
Meslek alternatiflerine gazetecilik
 
Yol güzergahının manzarası ise ayrı güzel. Gazeteci arkadaşlarımızın çektiği görüntü ve fotoğrafına yansıyanlar oluyor ama bir de gidişatından dolayı yansıyamayan görüntüler var. İşte bu manzaralar denk geldiğinde gazeteci arkadaşlar hemen oraya koşup en güzel kareleri yakalamaya çalışıyor. Manzaranın doyumsuzluğu insanda doğanın kokusunu yansıtma isteğini geliştiriyor. Teknolojinin bunu da yansıtabilmesini istiyor. 
 
‘Dayanırım’
 
Yürüyüş boyunca Kurdistan ve Türkiye’nin birçok kentinden gelenler, yeni yeni ilişkiler, dostluklar kuruluyor. Sohbetler gelişiyor. Yürüyüşün en genci ile sohbet ediyoruz. Daha ilk öğretim öğrencisi. Yüzlerce yürüyüşçünün en önünde yürüyor. Neden yürüdüğünün farkında. Yürürken ne düşündüğünü aklından neler geçtiğini, merakını anlatıyor. Büyüyünce ne olacağına ilişkin de çok farklı alternatifleri var. Teknoloji merakı var. Ancak yürüyüş boyu tanıştığı gazeteci arkadaşlar çok dikkatini çekmiş. Alternatifleri arasına onu da yerleştiriyor. Tarihi merak ediyor, Hoşap’tan geçince.  Kimlerin yaşadığını, kalenin nasıl olarak inşa edildiğini soruyor. Seçimler sonrasında Wan’da halkın direnişi çok etkilemiş. Onu konuşuyoruz. Akdamar Adası’nın tarihi öğrenmiş onu anlatıyor. Yürüyüşe motivasyonu ise apayrı. Güneşin yakması, ayaklarının ağrıması hiç etkilemiyor. Araca binmeyi reddediyor ve “Ne olursa olsun dayanırım” diyor. 
 
 
 
Karelerden yansıyan manzaralar
 
Uğrak yerlerinde hiç tanımadıkları insanlar kapılarını açıyor. Her yaştan insanlarla sevgi sellerini büyütüyorlar. Mesela Hoşap yakınlarındaki uğrak yerindeki daha henüz 8 yaşında olan bir çocukla sohbet ediyoruz. Kurdistan’da çocuklardan biri belki ama küçücük yüreği onu daha şimdiden büyütmüş, geleceğe kilitlemiş. Yürüyüşçülerin neden yürüdüklerini anlamaya çalışıyor. Sohbet koyulaştıkça büyüdüğünde ne yapmak istediğini soruyorum. Yaşının küçüklüğüne rağmen ”hekim olmak” istiyorum diyor. Nedenini sorduğumda da annesinin hasta olduğunu onu tedavi etmek için bu mesleği seçeceğini söylüyor. Kolları sürekli ağrıyan annesine yardımcı olmak için daha şimdiden yaşamın yükünü sırtlamayı düşünmeye başlamış. Kurdistan’daki çocukların kendi yaşlarınca, duygularınca yaşamadıklarının bir örneği.
 
 
Nûda…
 
Yürüyüşçüler her günü farklı bir şekilde anlamlandırıyor. Colemêrg’e giderken yolda özgürlük mücadelesine özellikle kadın özgürlük mücadelesine öncülük edenler unutulmuyor. Tıpkı 1-15 Şubat tarihleri arasında PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü ve Kürt sorununun çözümü için başlatılan “Büyük Özgürlük Yürüyüşü” sürecindeki gibi. 15 gün boyunca 75 kişinin Wan ve Qers’ten startını verdiği yürüyüş boyunda adım atılan her yerde tarih boyunca özellikle de son 40 yıl içerisinde özgürlük mücadelesinde yaşamını yitirenler anılmıştı. 15 günlük “Devr-i Kurdistan”  yolculuğunda Kurdistan’nın direniş tarihi, hafıza canlandırılmıştı yeniden yeniden. İşte bu yürüyüşte de aynı durum yaşandı.  Özgürlük mücadelesi özellikle de kadın özgürlük mücadelesinde öncülük eden Nûda Karker’in (Nazan Bayram) köyünün yakınından geçerken anma yaptı yürüyüşçüler. Nûda, için yazılan şarkıyı seslendirdiler. Jin jiyan azadî solganı ile mücadelesini büyütme mesajı verdiler. Nûda, 2008 yılında çıkan bir çatışmada yaşamını yitirdi. Nûda’dan bahsederken bir hatırlatma yapmadan geçmek olmaz. Yaşamını yitirmeden bir süre önce Nûda’nın yaşamını yitirdiği haberi yansımıştı. Ardından ona ilişkin bir çok anma yapıldı. Yazılar yazıldı, değerlendirmeler yapıldı. Ancak yaşamını yitirmediği anlaşıldı. Nûda, Kürt halkı ve Kürt kadınların özgürlük mücadelesi tarihinde ardında nelerin anlatılıp, değerlendirildiğini, nasıl anıldığını gören ilk kadın olarak da tarihe geçti. 
 
 
Her güne yeni bir renk katılıyor
 
Yürüyüşün renkli yanlarından biri de her güne farklı bir anlam katmaya çalışmaları. Üçüncü günde şarkıların, sloganların sohbetlerin yanında, “küçük bir serbest kürsü” düzenlenmesi oldu. Yürüyüşün amacı, yürüyüşteki kararlılık, kayyımı göndermedeki ısrar tekrar tekrar vurgulandı. Yürüyüşçüler kendi yeteneklerini sergiledi. Şarkılar, kilamlar seslendirdi.  Bu küçük kürsünün sonunda yürüyüşçüler içerisinde yeteneklerinin yanı sıra mücadelede bir şekilde yolları kesişen ve yıllardır da birlikte mücadele ortaklığı yapanlara tanık oldu gazeteci arkadaşlar ve yürüyüşle birlikte mücadele öykülerini aktaracak haberleri yapmak için kollar sıvandı.
 
 
Bir çok şey değişse de….
 
Yürüyüş boyunca birçok şey değişse de değişmeyen tek şey PKK Lideri Abdullah Öcalan için atılan sloganlar, yürüyüş başlarken yapılan açıklamalarda ağırlaştırılmış tecridin kaldırılmasına ilişkin vurgular hiç değişmiyor. “Bijî Serok Apo” sloganı ilk günden bu yana yürüyüşün değişmeyeni.
 
 

Etiketler:

Okumadan geçme!