Yangın ve medyanın yanıltıcı dili

  • 09:03 23 Haziran 2024
  • Medya Kritik
 
Derya Ceylan
 
HABER MERKEZİ – Mêrdîn ve Amed'deki yangında medya, spekülatif  "anız yangını" ifadesiyle gerçeği saklıyor mu? Neden kimse elektrik kablolarına dikkat çekmiyor,  ya da yangına geç müdahale edildiğini belirtmiyor?  Bu tutum,  gazetecilik etiğini hiçe sayarak medyanın güvenilirliğini de yerle bir ediyor diyebilir miyiz? 
 
Her yıl yaz aylarında karşılaştığımız olaylara dair değişmeyen tutumuyla medya bir kez daha yapması gerekeni görmezden geldi. Bu olaylardan biri de yangın. Ekolojik kıyımın bile farklı amaçlar doğrultusunda devam ettiği doğa ise bir bütün. Biz ise bu bütünü görmezden gelen medyaya bunu nasıl anlatabiliriz?
 
Şemrex ve Xana Axpar’da yangın felaketi
 
Çok uzağa gitmeye de gerek yok. 20 Haziran gecesi, Mêrdîn’in Şemrex ve Amed’in Xana Axpar ilçeleri arasında 66 kilometrelik alan çıkan yangın sonucunda küle döndü. Bu yangın esnasında çok sayıda kişi yaşamını yitirirken, onlarca kişi de yaralandı. Yangının yaşandığı bölgede ayrıca çok sayıda hayvan da hayatını kaybetti.
 
Medyanın yangınlara bakış açısı
 
Şimdi esas sorumuza gelelim. Medya bu yangını hangi bakış açısıyla gördü. Bu bakış açısı, iktidarın lehine mi, kamuoyunun lehine mi? Sormak lazım, nedeni belirlenmemiş olayları “oldu bitti” üzerinden vermek, size ne kazandırdı, ne kaybettirdi? Bu haliyle medyaya güven olur mu, olmaz mı? Bu soruların cevabı elbette vardır, ancak havuz medyanın bu haline artık yeter demek de yetmiyor.
 
Farklı gazetelerin yangın haberleri
 
Yangına ilişkin dört farklı gazetenin haberlerini inceleyerek, bu haberlerde henüz netleşmemiş olan “anız yangını” tanımının kullanılması ve yangına geç müdahale edilmesine dair bilgilerin eksikliğine odaklanacağız. Ayrıca medyanın olayları nasıl aktardığı ve bu eksiklerin okuyucu üzerinde nasıl bir etki yaratabileceğine dikkat çekeceğiz.
 
Sabah Gazetesi
 
Sabah gazetesi, yangın haberinde, “Diyarbakır’da anız yangını: Facianın boyutu gün ağarınca ortaya çıktı! Soruşturma başlatıldı” başlığını kullandı. Görgü tanıklarının anlatımına yer verilen haberin başlığında yer alan “anız yangını” ifadesi ise okuyucuların, yangının nedeni hakkında yanlış bilgilendirilmesine yol açar. Oysa görgü tanığı, elektrik kablolarına dikkat çekiyor ve bu kabloların uzun zaman önce değiştirilmesi gerektiğini hatırlatıyor. Ancak, görgü tanığının elektrik kablolarıyla ilgili sözleri, görmezden gelindi. 
 
Hürriyet Gazetesi
 
Hürriyet gazetesi ise olayı, “Diyarbakır ve Mardin’de anız yangını: 6 ölü, 10’u ağır 44 yaralı” manşetiyle verdi. Gazete haberinde, netleşmeyen bir nedeni başlığına taşırken, okuyucuları yanıltmaya devam etti. Haberde, yangının büyümesine ve yaşamını yitirenlerin olmasına neden olan etkenler ise belirtilmemiş.
 
Cumhuriyet Gazetesi
 
Cumhuriyet gazetesi, yangına dair “Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi duyurdu: Yangında 8 kişi hayatını kaybetti” başlığıyla servis ettiği haberinde, “anız yangını” ifadesini kullanmamış. Ancak müdahalede gecikmeye dair de hiçbir bilgiye haberde yer vermedi.
 
Yeni Şafak Gazetesi
 
Yeni Şafak gazetesi ise yangına ilişkin şöyle bir başlık atmış: “Yangına müdahale ve soruşturma.” Söz konusu gazete de diğerleri Hürriyet ve Sabah gibi başlığa taşıdığı “anız yangını” ifadesini haberin detaylarında da kullanmış. Gazete, haberinde detay vermedi, okuyucuların da yeterli bilgi almasını da engelledi.
 
Gazetecilik etiği ve doğru bilgilendirme
 
Bir olayın haberleştirilmesi sırasında henüz nedeni belli olmamasına rağmen yanlış veya spekülatif bilgiler verilmesi, gazetecilik etiği açısından ciddi sorunlar yaratır. Bu durum, gazetecilik mesleğinin temel ilkelerine aykırı olup, hem okuyucuların doğru bilgiye ulaşmasını engeller hem de medyanın güvenilirliğini zedeler.
 
Gazetecilik, doğru bilgi sağlama sorumluluğuyla yükümlüdür. Bu sorumluluk, haberlerin doğruluğunun titizlikle kontrol edilmesini ve spekülasyondan kaçınılmasını gerektirir. Gazetecilik etiği açısından haberlerin doğruluğunu teyit etmek ve okuyuculara gerçek bilgiler sunmak esastır. Yanlış ve teyit edilmemiş bilgilerin yayınlanması, okuyucuları yanıltır ve kamuoyunu yanlış yönlendirir. Ayrıca kamuoyunun güvenini sarsan yanlış bilgileri yaymak aynı zamanda yanlış kararlar alınmasına ve paniğe kapılma gibi sonuçlara yol açar.
 
Medyanın rekabeti ve yanlış bilgi yayılması
 
Tüm bu sonuçları da göz önünde bulundurursak, günümüzde medya, birbiriyle rekabeti, kamuoyunu bilgilendirmenin de ötesinde tutarken, “hızlı yayın baskısı”, “kaynak sorunu”, “sosyal medya ve dijital platformlar” ve “tıklama tuzağı başlıkları” gibi nedenler de yanlış bilginin yayılmasında önemli oranda rol oynar.
 
Doğru bilgiyi sağlama sorumluluğu
 
Gazetecilik etiği, doğru ve tarafsız bilgi sağlamayı gerektirir. Bu nedenle, gazetecilerin ve medya organlarının, doğru bilgi sağlama sorumluluğunu yerine getirmeleri ve spekülasyondan kaçınmaları önemlidir.