29 Ekim 2016: 675 sayılı KHK ile JINHA başta olmak üzere 15 basın kuruluşu kapatıldı
- 09:40 29 Ekim 2018
- Tarihte Bugün
Darbe girişiminin ardından hükümet tarafından ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) ile çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) birçok basın ve yayın kuruluşu kapatıldı. Bu KHK'lerden biri de 29 Ekim 2016 günü çıkarılan 675 sayılı KHK oldu. Yayınlanan 675 sayılı KHK ile yayın hayatına 8 Mart 2012 tarihinde başlayan ve Türkiye'nin ilk kadın haber ajansı olan Jin Haber Ajansı (JINHA) kapatıldı. JINHA'nın yanı sıra Özgür Gündem, Dicle Haber Ajansı (DİHA), Azadiya Welat ve Yüksekova Haber'in de aralarında bulunduğu 10 gazete, 2 haber ajansı ve 3 dergi için kapatılma kararı verildi.
Kapatılma kararının ardından JINHA, "Erkekler ne hüküm verir' diye düşünmeden kadınların sesi olarak yazmaya devam edecek" açıklaması yaptı.
JINHA'dan yapılan açıklamanın tamamında şu ifadelere yer verildi:
"Yayın hayatına 8 Mart 2012 tarihinde başlayan ve dünyanın ilk kadın haber ajansı olan JINHA bugün KHK ile kapatıldı. Bugüne kadar kadınların, çocukların ve ezilen tüm kesimlerin 'Ve yazıyoruz… Erkekler ne der diye düşünmeden yazıyoruz' şiarıyla sesi olan JINHA, AKP hükümetinin akşam çıkardığı KHK ile kapatıldı. Kadın odaklı haberciliği susturulamayacak olan JINHA, 'erkekler ne hüküm verir' diye düşünmeden yazmaya devam edecek.
Bakanlar Kurulu 675 ve 676 sayısı iki yeni Kanun Hükmünde Kararname yayınladı. Kararname uyarınca ajansımız JINHA, Dicle Haber Ajansı (DİHA) ve Kürtçe yayın yapan Azadiye Welat gazetesi de kapatıldı.
'Ve yazıyoruz… Erkekler ne der diye düşünmeden yazıyoruz' şiarıyla 8 Mart 2012 tarihinde tüm dünya kadınlarının sesi olarak kurulan dünyanın ilk kadın haber ajansı JINHA, kadın gücünden korkan ve kadın düşmanı politikalarıyla tarihe geçen AKP hükümetinin OHAL süresince uyguladığı KHK ile bugün kapatıldı. Erkek devletin, erkek hükümetin karar verdiği hükümlere boyun eğmeyecek JINHA, 'Erkekler ne hüküm verir' diye düşünmeden kadınların sesi olarak yazamaya devam edecek.
Kadın mücadelesinin sesi JINHA
Jin Haber Ajansı (JINHA) olarak 'Ve medyanın dilini değiştiriyoruz. Bizden sonra dünya medyası artık eskisi gibi olmayacak' sloganı ile 8 Mart 2012'de basın dünyasına adım attık. Erkeklerin içinde tüm algıyı kırmak adına kendine yer açmanın yanı sıra, onların eril dilini değiştirmek, değiştirmeye zorlamak adına kameramanından, muhabirine, fotoğrafçısından, editör, haber şefi, haber müdürüne kadar tüm çalışanları kadın olan bir ajans olarak muhalif, alternatif medyaya da muhalif bir tavır sergileyerek basın haritasının içinde alternatifin de alternatifi bir ajans olarak yer edindik. Gittiğimiz her yerde erkekler tarafından bakış açımıza ve haber dilimize yönelik bir müdahaleyle karşılaşsak da bundan asla ödün vermeden çalışmalarımızı yürüttük. Var olan dilin, kadını pornografik bir dille toplumsal cinsiyetçi kalıplar içine koymaktan başka bir şey yapmadığını defalarca dile getirerek, hem gazeteci hem birer kadın mücadelecisi olarak çalışmalarımızı sürdürürdük.
Rojava'daki kadın devrimini ilk JINHA duyurdu
Kararlı tutumumuz ve haklı mücadelemiz sonucunda ilk yıl bizim haberlerimizi kullanmayan gazete ve televizyonlar artık bizi referans almaya başladı. Sadece kadını ilgilendiren meseleler algısında, aslında kadını ilgilendiren meselelerin hayatın ta kendisi olduğu ve bu anlamada tüm alanlarda kadına dair haberlerin yapılması gerektiğini yaptığımız haberlerle ispatladık. Bu doğrultuda Rojava devriminin ilanının hemen ardından Rojava'ya giden ilk gazeteciler bizim ajansımızın muhabirleri olmakla kalmayıp, Rojava devriminin bir kadın devrimi olduğunu dünyaya ilk duyuran ajans yine JINHA oldu. JINHA bunun yanı sıra daha birkaç aylık ajans olmasına rağmen savaş muhabirliğini de yaparak Suriye savaşını da takip etti. Halep'te muhabir arkadaşlarımız birkaç defa hedef olmasına rağmen Irak'taki sıcak savaşı da halka duyurdu.
Şengal'den Van'a, Ankara'dan dünyaya
Bununla beraber Türkiye'de başlayan barış sürecinde kadınların söylemlerini işleyen ve hemen beraberinde başlayan Şengal saldırılarında Şengal'de tek muhabiri olan ajans yine JINHA'ydı. İlkesel duruşu ve kararlılığı nedeniyle artan muhabir sayısı gönüllülerle beraber şimdi 100'ü buldu. Aynı başarı Rojava'da da gerçekleşti. Şu an Rojava'nın merkezi Kobanê ve Qamişlo şubeleri olmak üzere birçok kentinde muhabirleri olan, Şengal'de hala muhabirleri olan Süleymaniye'de yine şubesi olan bir ajans olarak Türkiye'de de merkez Diyarbakır olmak üzere Ankara, İstanbul ve Van'da şubeler şeklinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Muhabirlerimiz gazetecilik heyecanlarıyla tutuklandı!
Bölgedeki muhabirlerimiz hem kadın, hem de devrimci duruşu nedeniyle birçok saldırılara maruz kalıyor ve polisin hedefi oluyor. Arîn Mîrkan'ın fotoğrafını paylaştı bahanesiyle Van muhabirimiz Vildan Atmaca tutuklandı. Diyarbakır muhabirimiz Beritan Canözer, haber takibi yaptığı sırada 'heyecanlı' olduğu gerekçesiyle gözaltına alındı ve tutuklandı. Van muhabirimiz Rojda Oğuz da Vildan özgürlüğüne kavuştuktan sonra tutuklanarak cezaevine gönderildi. Ancak tutuklu tüm arkadaşlarımız mücadelemiz sonucu özgürlüğüne kavuştular.
Cizre'de ilan edilen sokağa çıkma yasağında muhabir arkadaşlarımız diğer mahallelerde kalmayıp, saldırının gerçekleştiği mahallelere doğru haberi aktarma adına savaşın içinde barış gazeteciliği yaptı. Bu sırada arkadaşlarımız defalarca tarandı, kaldıkları ev ise kurşun ve bomba atarların hedefi olduğu için harabeye döndü. Arkadaşlarımız doğru haberi ulaştırma adına kanalizasyon hattını kullanarak haberi halka ulaştırma çabası gösterdiler. En son editörümüz Zehra Doğan, sokağa çıkma yasakları altındaki Mardin, Nusyabin ve Derik'ten geçtiği haberler nedeniyle tutuklandı. Zehra hala Mardin E Tipi Cezaevi'nde tutsak ediliyor.
Savaşın ortasında hedef gösterildi
Yine aynı şekilde Silvan'da, Sur'da, Silopi'de, Nusaybin'de, Derik'te ilan edilen sokağa çıkma yasağı öncesi ve sonrası olmak üzere aylardır bölgelerden haber geçiyorlar. Bu sırada taranıyorlar, yaralanıyor, sayısız ölüm tehlikesi altında haber yapıyorlar. Savaşın en ağır şeklini bildiğiniz gibi hak haberciliği yapan basın çalışanları yaşar. JINHA da bu alanda emek sarf eden ajanslardan. Yine Şengal'i kurtarma hamlesinde arkadaşlarımız savaş anını takip etmiş hatta günlerce onlardan haber alamamıştık. Sur içinde ve sınırda arkadaşlarımız hedef olmuş ve ağır yaralanmıştı. Şehriban Aslan arkadaşımız polisin gaz fişeğiyle başından darbe almış ve bu anlamda geçirdiği beyin kanaması nedeniyle aylarca yoğun bakımda kalmıştı. JINHA çalışanlarının yaşadıklarının içerisinde buna benzer birçok örnek var.
Kadın odaklı habercilik
JINHA olarak sadece var olan kadın dünyası algısının aslında olması gereken bir dünya olduğuna ve savaşın içinde inatla barış gazeteciliğini yapmaya ısrar ederek tüm haberleri kadın odaklı habercilik perspektifiyle sunma mücadelesi içerisindeyiz.
Sokaklarda bedenleri teşhir edilen kadınlardan cezaevlerinde işkence gören kadınlara, direniş alanlarında özsavunma gerçekleştiren kadınlardan sokakları terk etmeyen kadınlara, 'Devlet kimdir' diyerek yeşili ve doğası için direnen kadınlardan sendikal mücadele veren kadınlara, cinsel saldırıya maruz bırakılan kadınlardan cinsel istismara maruz bırakılan çocuklara, katledilen LGBTİ'lerden onur mücadelesine, katledilen kadınlardan erkek şiddetine öz savunmada bulunan kadınlara kadar tüm çocukların, kadınların, LGBTİ'lerin ve tüm susturulan tüm kesimlerin sesi olduk.
'Erkekler ne hüküm verir' demeden yazacağız
JINHA, bugün yayınlanan Kanun Hükmünde Kararname ile kapatıldı. Bütün saldırılara, engellemelere, gözaltı ve tutuklamalara karşı susmayan JINHA, KHK ile susturulamayacak. JINHA, kadınların ve kadın mücadelesinin sesi olmaya devam edecek.
Erkek devletin, erkek hükümetin karar verdiği hükümlere boyun eğmeyecek JINHA, 'Erkekler ne hüküm verir' diye düşünmeden kadınların sesi olarak yazamaya devam edecek."