28 Eylül 2009: Ceylan Önkol katledildi
- 15:48 28 Eylül 2018
- Tarihte Bugün
Ceylan Önkol 28 Eylül 2009'da, Diyarbakır, Lice'nin Şenlik (Sıpéni) köyüne bağlı Hambaz (Xambaz) mezrasında koyun otlatırken Tapantepe Karakolu’ndan atılan havan topunun patlaması sonucu katledildi. Cenazesi altı saat boyunca olay yerinde bırakılan Ceylan’ın olay yeri incelemesi için, savcı "can güvenliği" yok diyerek üç gün sonra gitti.
Ceylan’ın hayatını kaybettiği yer, Bingöl-Diyarbakır sınırının Bingöl tarafındaki Tabantepe askeri birliğinin, Abalı ve Yayla jandarma karakollarının üçgeninde yer alıyordu.
Jandarma ve Emniyet raporları
İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi'nden avukat Serdar Çelebi 2009’da, Ceylan’ın yaşamını yitirmesinde hedef gözetilerek ateş edilmesi ihtimali olduğunu açıklamıştı. Serdar, “Ceylan Önkol'un cenazesinde ayaklar, bacaklar sağlamdı. Yerde de bir çukur yoktu. Bu mayın ihtimalini ortadan kaldırıyor” demişti.
Ceylan’ın yaşamını yitirmesiyle ilgili raporlar Jandarma Komutanlığı ve Emniyet tarafından hazırlandı, bu raporlarda Ceylan’ın patlayıcıya tahra (eğri budama bıçağı) ile vurduğu, patlamanın bu şekilde gerçekleştiği iddia edildi.
AİHM'e iki kez başvurdular
Ceylan’ın ailesi ise bıçağın kullanılan uç bölümünün zarar görmediğini, sadece ortasından büküldüğünü, bunun da çocuğun bıçakla bombaya vurmadığını kanıtladığını ifade etti. 2010'da Ceylan’ın ailesinin avukatları, soruşturma devam ederken dosya hakkında alınan gizlilik kararına yaptıkları tüm itirazlar reddedildiği için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurdu.
Mayıs 2012'de ise soruşturmanın etkin ve tarafsız yürütülmemesi, soruşturmanın derinleştirilmesine yönelik talepler reddedildiği ve aradan geçen süreye rağmen dava açılmaması ve şüphelilerin bulunmaması nedeniyle tekrar AİHM'e başvuruldu. Avukatlar farklı tarihlerde yapılan iki başvurunun birleştirilerek değerlendirileceğini söyledi.
Savcılık zamanaşımına bıraktı
30 Nisan 2014’te Ceylan’ın katledilmesiyle ilgili soruşturmayı yürüten Lice Cumhuriyet Başsavcılığı, dosyadaki kanıt ve raporların faillerin tespiti için yetersiz olduğuna kanaat getirdi ve dosya için “Daimi arama kararı” verdi. Savcılık kararında, havan mermisinin Tapantepe Taburu'ndan atıldığı yönündeki tanık ifadeleri, otopsi tutanağı, ekspertiz raporları, olay yeri tutanakları, bilirkişi raporlarına istinaden faillerin tespitinin mümkün olmadığı gerekçesi ile bu kararı verdiğini bildirildi. Kararda "olayın kasten gerçekleştiğine dair yeterli delil elde edilmediği" de belirtildi.
Bu haliyle olayın “Taksirle ölüme neden olma suçu” olarak kabul edildiği ve zamanaşımı süresinin sonuna kadar faillerin aranmasını ve kimlik tespitinin yapılması ile “düzenli olarak yılda bir kez” kolluk kuvvetlerinin savcılığa bilgi vermesi istendi.
Türkiye'de dava açılmadı
Savcılığın kararı Ceylan’ın ailesinin avukatları tarafından AİHM dosyasına eklendi. Ceylan’ın katledilmesiyle ilgili olarak Türkiye’de hala dava açılmadı. Aile 100 bin maddi, 150 bin manevi tazminat talebiyle Diyarbakır 2. İdare Mahkemesi'nde dava açmıştı, bu davada da mahkeme, aileye 28 bin 208 lira 85 kuruş maddi tazminat ödenmesini kararlaştırdı. Mahkeme manevi tazminat yönünde karar vermedi. AİHM ailenin başvurusunu 17 Ocak 2017'de sonuçlandırdı, etkin soruşturma ve yaşam hakkı açısından “ihlal olmadığına” karar verdi.