1 Mayıs 1977: Taksim’de İşçi Bayramı’nda 41 kişi katledildi
- 09:06 1 Mayıs 2021
- Tarihte Bugün
İstanbul Taksim Meydanı’nda 1977’de gerçekleştirilen 1 Mayıs kutlamalarına dönük saldırılarda 9’u kadın 41 kişi katledildi.
1977: İstanbul Taksim Meydanı'nda 1 Mayıs İşçi Bayramı kutlamaları sırasında gerçekleşen saldırıda kimi kaynaklara göre 34 kişi katledildi, 136 kişi yaralandı. Ancak DİSK’in yıllar sonra yaptığı çalışma sonucunda yaşamını yitirenlerin sayısı 41 olarak güncellendi. Olay, tarihe “Kanlı 1 Mayıs” olarak geçti. Katliamda yaşamını yitirenlerin isimleri şöyle: Ahmet Gözükara, Aleksandros Konteas, Ali Sidal, Ali Yeşilgül, Bayram Çıtak, Bayram Eyi, Bayram Sürücü, Diran Nigiz, Ercüment Gürkut, Garabet Akyan, Hacer İpek Saman, Hamdi Toka, Hasan Yıldırım, Hatice Altun, Hikmet Özkürkçü, Hüseyin Kırkın, Jale Yeşilnil, Kadir Balcı, Kadriye Duman, Kahraman Alsancak, Kenan Çatak, Leyla Altıparmak, Mahmut Atilla Özbelen, Mehmet Ali (Mustafa) Elmas, Mehmet Ali Genç, Mehmet Ali Kol, Meral Cebren (Özkol), Mürtezim Ortulu, Mustafa Ertan, Nazan Ünaldı, Nazmi Arı, Niyazi Darı, Ömer Narman, Özcan Gürkan, Ramazan Sarı, Rasim Elmas, Sibel Açıkalın, Tevfik Beysoy, Yücel Elbistanlı, Ziya Baki, kimliği belirsiz 35 yaşında bir erkek.
Tarihte öne çıkan diğer önemli olaylar şöyle:
1979: İstanbul'da 1 Mayıs kutlamaları yasaklandı ve sokağa çıkma yasağı getirildi. Sokağa çıkan Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Behice Boran ve 1000'e yakın kişi gözaltına alındı. Behice Boran ve 330 TİP’li 6 Mayıs'ta tutuklandı. DİSK'e bağlı bir grup sendika ise İzmir'de "izinli" 1 Mayıs kutlaması yaptı.
1988: Sosyalist feminist Kaktüs dergisi yayın hayatına başladı. Derginin yazarları, Gülnur Savran, Nesrin Tura, Sedef Öztürk, Banu Paker, Şahika Yüksel, Aksu Bora, Nural Yasin, Ayşegül Berktay, Özden Dilber, Nalan Akdeniz, Fadime Tonak'tı. Dergi Eylül 1990'a dek 12 sayı yayımladı.
2010: 32 yıl sonra Taksim'de ilk kez izinli olarak 1 Mayıs kutlamaları yapıldı.
1910: Yaşamını devrimci mücadeleye adayan Behice Boran, 1910 yılında bugün Bursa’da doğdu. Savaş döneminde Yunanlar Bursa’ya girince, ailesiyle İstanbul’a göç eden Behice, burada eğitimini sürdürdü. Eğitiminden sonra Manisa Orta Mektebi İngilizce öğretmenliğine atanan Behice, ABD’deki Amerikan Michigan Üniversitesi’nin burs teklifi üzerine burada sosyoloji doktorasını yaptı. Behice aynı zamanda ABD’den doktora alan ilk Türkiyeli kadın oldu. Behice, 1939 yılında Türkiye’ye döndükten sonra Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'nin (DTCF) Sosyoloji bölümüne doçent olarak atandı. Ancak, atanması çok da kolay olmaz. Üniversiteye “kadro yok” denilerek alınmadığı için “hademe kadrosunda” bile görünüp hocalığa razı olmasına karşın “hademe kadrosu da yok” denilerek reddedilince dönemin Milli Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel’e başvurdu Behice ve doçentliğe ataması böyle gerçekleşti.
‘Sakıncalı’ isimler arasına alındı
DTCF Dekanı Prof. Enver Ziya Karal’ın kaleminden çıkan “fişleme raporu” ile Milli Eğitim Bakanlığı’na Doç. Behice Boran, Doç. Pertev Naili Boratav ve Doç. Mediha Berkes hakkında aslında ihbarda bulunuldu. Yükseköğrenim Genel Müdürü Halil Onan da sözü geçen öğretim üyelerinin “sakıncalı” olduğu konusunda Milli Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel’e bir yazı verdi. Bu yazılardan sonra 15 Aralık 1945 tarihinde, aralarında Behice Boran’ın da bulunduğu öğretim üyeleri aktif eğitimden çıkarıldı.
Fikirleri dolayısıyla kendisine yönelik baskılar son bulmayan Behice’ye, Kore Savaşı’na karşı yayımladığı bir bildiriden dolayı 15 ay hapis cezası verildi. 1953 yılında da TKP davasından üç ay tutuklu kaldı. 1962 yılında, 27 Mayıs Darbesi’nden sonra kurulan Türkiye İşçi Partisi’ne (TİP) üye olan ve 1965 genel seçimlerinde Urfa’dan milletvekili seçilerek 1965-69 döneminde parlamentoda bulunan Behice, birkaç dönem Avrupa Parlamentosu’nda (AP) Türkiye’yi temsil etti.
Genel başkan oldu
Behice’nin TİP’in dördüncü büyük kongresinde genel başkan seçilmesinin ardından, 12 Mart 1971’den sonra TİP kapatıldı, Behice Boran’a ise 25 yıl hapis cezası verilir. 1974 yılında serbest bırakıldıktan sonra TİP’i yeniden kuran Behice’ye, 12 Eylül 1980 darbesinde kapatılan tüm partilerin üyeleri gibi bir süre evinde gözaltında tutuldu. Hastalandıktan sonra yurtdışına çıkan Behice ve partisi hakkında soruşturma açıldı. 1981 yılında vatandaşlıktan çıkarılan Behice Boran, Belçika’ya yerleşti.
Birlikte mücadele çabası
Yurtdışında Türkiye Komünist Partisi (TKP) ve TİP’in birleşmesi çalışmalarında yer alan Behice, iki partinin yetkili kurullarının birleşme kararını açıklamalarından iki gün sonra 10 Ekim 1987’de Brüksel’de yaşamını yitirdi. Behice’nin cenazesi Türkiye’ye getirildikten sonra TBMM’de tören düzenlendi, törenin ardından ise İstanbul’daki Zincirlikuyu Mezarlığı’nda son yolculuğuna uğurlandı.