Psikolog Leyla Soydinç: Şiddet uygulamak ruh sağlığı sorunu değil
- 09:01 2 Temmuz 2024
- Güncel
Elfazi Toral
İSTANBUL - Mor Çatı üyesi Psikolog Leyla Soydinç, giderek artan kadına yönelik şiddet ve katliamların psikolojik boyutunu değerlendirerek, “Katletmek veya şiddet uygulamak ruh sağlığı sorunu değildir, faillerin kendi gücünü sürdürebilme çabasıdır ve iktidar göstergesidir” dedi.
Kadına yönelik şiddet ve katliamlar her geçen gün artarak devam ediyor. Kadınlar, şiddetin, tacizin ve katliamın her boyutuna maruz kalıyor. Faillerin şiddet argümanlarına maruz kalan kadınlar, hem fiziksel hem ruhsal hem de psikolojik tahribatla yüz yüze kalıyor. Toplumda, erkek failler tarafından işlenen katliamlar gerçekleşirken, hem şiddeti hem de faili aklayan ve meşrulaştıran politikalar hayata geçiriliyor.
2023 yılında basına yansıyan şiddet ve katliam tablosuna göre, 2022 yılında en az 311 kadın katledilmiş, 181 kadın ise şüpheli şekilde yaşamını yitirmişti. İktidar, şiddetle mücadele etmek yerine, şiddete karşı alanlara çıkan kadınlara saldırırken, 30 Aralık’a kadar derlenen verilere göre, 2023 yılında en az 320 kadın katledildi, 189 kadın ise şüpheli şekilde yaşamını yitirdi. 2024 yılının ilk 5 ayında ise Ocak ayında 27 kadın ve 4 çocuk katledildi, 17 kadın ve 3 çocuk ise şüpheli şekilde yaşamını yitirdi. Şubat ayı şiddet çetelesine göre 39 kadın katledildi, 15 kadın şüpheli şekilde yaşamını yitirdi. Mart ayında 24 kadın ve 2 çocuk katledildi, 24 kadın ve 2 çocuk şüpheli şekilde yaşamını yitirdi. Nisan ayında 30 kadın ve 2 çocuk katledildi, 15 kadın ve 1 çocuk şüpheli şekilde yaşamını yitirdi. Mayıs ayı şiddet çetelesine göre 34 kadın ve 8 çocuk katledildi, 18 kadın ve 2 çocuk şüpheli şekilde yaşamını yitirdi.
Kadına yönelik şiddetin ne olduğunu ve toplumun nasıl bir psikolojiye maruz kaldığını değerlendiren Mor Çatı üyesi Psikolog Leyla Soydiç, ajansımız JINNEWS’e açıklamalarda bulundu.
Kadına yönelik şiddet nedir?
Kadına yönelik erkek şiddetinin ne olduğuna dair değerlendirmelerde bulunan Leyla, “Kadınlara cinsiyetlerinden ötürü, yani kadın oldukları için maruz kaldıkları bir şiddet biçimidir. Kadınlar üzerindeki güç ve kontrolü göstermek amacıyla uygulanan bir şiddet biçimidir. Kökenini toplumsal cinsiyet sisteminin yarattığı eşitsizlikten alıyor. Erkekler, kadınları kontrol etmek, güç göstermek ve toplumsal cinsiyet rolleri dolayısıyla sahip oldukları iktidarı sürdürmek için bu şiddeti uyguluyorlar” dedi.
Devam eden şiddet döngüsü
Şiddet uygulamanın bir öfke kontrolü sorunu olmadığına dikkat çeken Leyla, “Ruh hastalığı değil” ifadesini kullandı. Şiddet ve katliamların iktidarla ilişkili olduğunu ifade eden Leyla, “Toplumsal cinsiyet düzeni, erkeklerin kadınlar üzerindeki iktidarlarını sürdürmeyi ve bu ayrıcalıklı rollerine devam etmeyi istemeleriyle ilgili” şeklinde konuştu. Son süreçlerde günde en az 10 kadının katledildiğine işaret eden Leyla, “Kadınların çoğu kocaları ya da eski kocaları tarafından öldürülüyor. Bu da özellikle cinayetlerin en yoğun yaşandığı bir süreçteyiz. Kadınlar, erkeğin alanından çıkmak istediklerinde, erkekler buna izin vermek istemiyor” dedi.
Kadınlar failleri neden terk edemiyorlar?
Kadınların şiddet gördükleri erkeklerle ilişkilerini bitirme noktasında zorlandıklarını belirten Leyla, bunun çeşitli sebepleri olduğunu ifade etti. Ekonomik sebeplerin başı çektiğini, kadınların bu ilişkiye bağımlı kılındığını ve çalışmayan kadınların bile ekonomik kontrole sahip olmadığını söyledi. Leyla, “Sosyal olarak da boşanmış bir kadın olmanın toplumda farklı algılanması, kadınlar üzerinde psikolojik baskı oluşturuyor” diye ekledi.
‘Şiddet uygulamak ruh sağlığı sorunu değil’
Şiddet uygulayan faillerin “öfke kontrolü sorunu” veya “ruhsal bozukluk” gerekçesiyle katliamları meşrulaştırmaya çalıştıklarına dikkat çeken Leyla, bunun bir gerekçe olmadığını ve tamamen tercih meselesi olduğunu vurguladı. Leyla şöyle devam etti: “Erkeklerin büyük bir bölümü normal hayatlarında kendi işlerini sürdüren, sosyal hayatlarını yaşayan bireylerdir. Ancak bu kişiler, kadınlara karşı iktidarlarını sürdürmek ve güçlerini göstermek için şiddet uyguluyorlar. Bu nedenle şiddet uygulamak bir ruh sağlığı sorunu değil; failler, iktidarlarını göstermek için bu şiddeti uyguluyorlar.”
Şiddetin önüne nasıl geçilmeli?
Kadına yönelik şiddet ve katliamların önlenmesi için çözüm önerilerinde bulunan Leyla, “Kadınlar, bu sistemde hayatta kalmaya ve hayatlarına sahip çıkmaya çalışıyorlar. Kadın dayanışmasını güçlendirmek, cinsiyet eşitsizliğiyle mücadele etmek ve toplumsal cinsiyet rollerini sorgulamak gerekiyor. Şiddeti meşrulaştırmak yerine, iktidar ve güç ilişkileriyle mücadele ederek bu sorunu çözebiliriz” sözlerini kullandı.
Kadına yönelik şiddetle mücadelede kadın dayanışmasının önemini vurgulayan Leyla, “Kadınlar olarak dayanışmadan güç ve umut buluyoruz” diyerek sözlerini tamamladı.