Sêvê Demir’in annesi: Sêvê direnişçiydi
- 09:02 4 Ocak 2024
- Güncel
Nazlıcan Nujin Yıldız
MANİSA - Katledilişinin 8’inci yılında Sêvê Demir’i anlatan annesi Sakine Demir, Sêvê’nin en çok da Kürt kadınlar için çalıştığını, direnişçi bir kişiliği olduğunu söyleyerek “Sêvê hep yaşamak direnmektir diyordu” dedi.
Şirnex’in (Sırnak) Sîlopiya (Silopi) ilçesinde Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Parti Meclisi (PM) üyesi Sêvê Demir, Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan Kongreya Jinên Azad (KJA) aktivisti Fatma Uyar ile Sîlopiya Halk Meclisi Eşbaşkanı Pakize Nayır 14 Aralık 2015’te ilan edilen sokağa çıkma yasaklarının ardından 4 Ocak 2016’da zırhlı araçtan açılan ateşle katledildi. Açılan davada Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığı “yetkisizlik” kararı vererek dosyayı Silopi Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderdi. Mahkeme 3 kadın siyasetçinin katledilmesinin, “şüphe” üzerine gerçekleştiğini belirterek dosyanın üzerini kapattı.
Sêvê ve ailesi Kürtlere reva görülen sürgün yaşamıyla karşılaştı
Sêvê Demir, Mêrdîn’in Stewr (Savur) ilçesine bağlı Şûtê (Şenocak) köyünde dünyaya gelir. Sêvê ve ailesi Kürt halkının maruz bırakıldığı sürgün yaşamını 90’lı yıllarda yaşar. Aile, ilk olarak Amed’e sonra Manisa’ya göç eder. Sêvê, sürgün yaşama rağmen kimliğinden ve çalışmalarından uzak kalmaz. Demokratik Toplum Kongresi (DTK), Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) ve Demokratik Bölgeler Partisi’nde (DBP) çalışır. Bir süre gazetecilik de yapan Sêvê, siyasi parti çalışmalarının yanı sıra kadın mücadelesinde de aktif rol alır ve Demokratik Özgür Kadın Hareketi’nde de (DÖKH) çalışmalar yürütür. Birçok kadının bilinçlenmesinde ve örgütlenmesinde önemli etkisi olan Sêvê, katledildiği ana kadar mücadelesine devam eder.
İlk başkaldırış ve ardından gelen mücadele
1990 yılında devlet tarafından gördükleri baskı sonucu köylerinden göç etmek zorunda kalan Sêvê, ailesi ile Amed’e yerleşir. Amed’e yerleştikleri süreçte de baskılar devam eder. Bir gün evlerine baskın yapan polislerin aile fertlerine "teröristsiniz" diye hakaret etmesi üzerine Sêvê, "Asıl evimize çamurlu ayakkabılarla girerek bize baskı ve zulüm yapanlar teröristtir" diyerek, baskıya ve hakaretlere karşı sesini yükseltir. Yine baskılar nedeniyle ailesiyle birlikte Manisa’ya göç etmek zorunda kalan Sêvê, 2002 yılında çalışmalarda aktif olarak yer almaya başlar. Sêvê, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Kadın Komisyonu üyesi olarak çalışma yürütürken "KCK” adı altında gerçekleştirilen operasyonlar sonucu tutuklanır. Tutuklu olduğu süreçte PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle 12 Eylül 2012’de başlatılan süresiz-dönüşümsüz açlık grevi eylemine dâhil olur. Sêvê, cezaevinden çıktıktan sonra ise DBP PM üyesi olarak Mêrdin ve Şirnex’te çalışmalara başlar. 4 Aralık 2015’te ilan edilen sokağa çıkma yasağı sırasında bölgeye gider.
Sêvê, toprağını bırakmadığı ve mücadeleye en zor koşullarda devam ettiği süreçte KJA aktivisti Fatma Uyar ile Silopiya Halk Meclisi Eşbaşkanı Pakize Nayır ile birlikte 4 Ocak 2016’da zırhlı araçtan açılan ateşle katledildi.
Sêvê’yi katledilişinin 8’inci yılında annesi Sakine Demir anlattı.
‘Sêvê direnişçiydi’
Kürt halkının yükünün çok ağır olduğunu söyleyen Sakine, ilk olarak PKK Lideri Abdullah Öcalan’dan 3 yıla yakındır hiçbir haber alınamadığını ve bu sebeple dünyanın, cezaevlerindeki tutsakların, dışarıdaki halkların mücadele ettiğini belirtti. Sêvê’nin yirmi yıl boyunca Kürt halkı için mücadele ettiğini paylaşan Sakine, Sêvê’nin nerede olursa olsun çalışmalarını başarılı bir şekilde yürüttüğünü ifade etti. Sakine, “Yedi yılını tamamladı, sekizinci yılına giriyor. Onun adına herkesi anıyorum. Sêvê ne için şehit düştü, Kürt halkı iyi biliyor. Neden, çünkü Sêvê direnişçiydi. Kendi kültürü, çalışmaları, dili için çok çalışıyordu. Halkını, toprağını, kimliğini çok seviyordu. Ama benim içimde kalan bir şey var, ben onun yanında değildim. Yirmi yıl çalışmak az değil. Benim de bu süre içinde kızımın yanında olmam gerekiyordu. Onun gibi binlerce kişi şehit düştü. Bizim onun şehadetinden dolayı başımız diktir. Hiçbir zaman onun yolundan dönmeyeceğiz. Biz Kürt’üz, toprağımız, kimliğimiz için mücadele edeceğiz” diye ifade etti.
‘En çok Kürt kadınlar için çalışıyordu’
Sakine, hem 9 Ocak 2012’de Fransa’nın başkenti Paris’te katledilen 3 Kürt kadın siyasetçi Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylamez’in hem de Sîlopiya’da 4 Ocak 2016’da katledilen 3 Kürt kadın siyasetçi Sêvê Demir, Fatma Uyar ve Pakize Nayır'ın ardından birçok halkın onlar için ayaklandığını dile getirdi. Sakine, Sêvê’nin en çok Kürt kadınlar için çalıştığını vurguladı.
Sêvê hep ‘Yaşamak direnmektir’ diyordu
Kürt sorununun Kürtlerin birliğiyle çözüleceğinin altını çizen Sakine, “Biz birbirimizin elinden tutmadıkça hiçbir şey çözülmez. Türk halkının önderi olmasa evlerinde oturabilirler mi? Kürtlerin de yüreği yanıyor. Kürtler de önderlerini seviyorlar ama biz bugün ondan hiçbir haber alamıyoruz. Hepimizin ayaklanması lazım, ayaklanıyoruz ama yeterli olmuyor. Biz Avrupa’ya da çağrı yapıyoruz. Avrupa kendi çıkarlarını düşünüyor ama ne zamana kadar? Bu ülkeye barış gelirse herkesin çıkarına olur. Bazen Sêvê’nin arkadaşları bana diyordu ki ‘Anne bugün ben kalkmazsam, başkası kalkmazsa kim kalkacak?’ Biz ayaklanmaya mecburuz. Bazen de ben Sêvê’ye ‘Yorulmuyor musun?’ diye soruyordum. O da bana ‘Anne ben yorulmuyorum, benim işim çoktur. Kurdistan’ın tüm şehirleri bana yetmez. Benim çalışmam lazım. Yaşamak direnmektir’ diyordu” diye anlattı.
‘Birbirimize destek olmalıyız’
Cezaevlerinde yaşanan sorunlara ve PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle tutsakların 27 Kasım’da başlattığı açlık grevlerine de değinen Sakine, tutsakların birçok zorlukla karşı karşıya kaldığını vurgulayarak “Vicdanları nasıl kabul ediyor bunu? Bu hukuksuzluktur. Bugün hepimiz birbirimize destek olmalıyız. Açlık grevleri ne için başlatıldı? Bugün devlet ‘Onlara yol açmıyoruz, bu tecridi kaldırmıyoruz, savaşı da durdurmuyoruz’ diyor. Halkımızın topyekûn ayağa kalkıp yeter demesi gerekiyor. Cezaevlerine selamlarımı gönderiyorum, hepsine başarılar diliyorum. Hepimize başarılar” dedi.