Adalet Nöbeti’nde bir gün: Meryem Soylu
- 09:02 24 Aralık 2023
- Güncel
Gülistan Gülmüş
AMED - Kurdistan ve Türkiye cezaevlerinde, “Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa çözüm” şiarıyla başlatılan açlık grevinin ardından aynı taleplerle çok sayıda kentte başlatılan Adalet Nöbeti’nin bir merkezi de Amed. Her gün nöbet eylemine gelen Meryem Soylu, “Eylemimiz sonuç alana kadar her gün buraya geleceğim” mesajını veriyor.
PKK Lideri Abdullah Öcalan’dan 3 yıla yakın süredir haber alınamamasına karşı 10 Ekim’de “Abdullah Öcalan’a özgürlük Kürt sorununa siyasi çözüm” hamlesi başlatıldı ve hamle kapsamında Kurdistan ve Türkiye cezaevlerinde 27 Kasım’da siyasi tutsaklar da süreli-dönüşümlü açlık grevi eylemi başlattı. Aynı taleplerle tutsak yakınları ve Tutuklu Aileleri Yardımlaşma Derneği (TUAY-DER) ise 4 Aralık’ta açlık Adalet Nöbeti’ne başladı. Nöbet eylemi İstanbul, Wan, Mersin ve Adana’da sürerken, eylemin Amed’deki adresi ise Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Rezan İlçe Örgütü. 3 haftadan bu yana devam eden Adalet Nöbeti’ne kadın örgütleri, sivil toplum örgütleri, siyasi partiler ve yurttaşlar ziyaretler gerçekleştiriyor.
Direniş yaşamının bir parçası
Amed’de süren Adalet Nöbeti’ne her gün katılanlardan biri de hasta tutsak Amine Kaya’nın annesi Meryem Soylu. Meryem için direniş yaşamın bir parçası. Bu nedenle Adalet Nöbeti de Meryem’in kendisini dışında görmediği bir eylem. Meryem, Adalet Nöbeti’nin başından bu yana aralıksız olarak eyleme katılıyor. Her sabah kahvaltı, temizlik gibi rutin işlerinin ardından hazırlanarak nöbet eylemine doğru yol alıyor. Saat 10.00-11.00 arası evden ayrılan Meryem, evi nöbetin tutulduğu DEM Parti Rezan İlçe Örgütü’ne uzak olduğu halde yürüyerek gidiyor. Meryem’in burada yaptığı ilk iş ise üzerinde, “Tecrit insanlık suçudur” yazılı önlüğü giyerek mücadele gerekçesini her gün yeniden hatırlamak oluyor.
Her gün aynı yerde…
Meryem, önlüğünü giydikten sonra öncelikle tüm kadınlarla selamlaşıyor. Kadınların özellikle kendisinden dinlemeyi istedikleri kilamları seslendiriyor ve PKK Lideri Abdullah Öcalan için örgü örüyor. Gün içerisinde annelere kızı Amine’nin cezaevindeki durumuna ilişkin aktarımlarda bulunan Meryem, diğer ailelerin tutsak çocukları ve yakınlarına dair hikayeleri dinliyor. Saatler 17.00’ye yaklaştığında ise Meryem önlüğünü çıkarıp katladıktan sonra her gün aldığı yere geri bırakıyor ve ardından herkesle vedalaştıktan sonra sonraki gün yeniden gelmek üzere binadan ayrılıp evine gidiyor.
JINNEWS olarak Adalet Nöbeti’ndeki bir gününü birlikte geçirdiğimiz Meryem, nöbetin önemini vurgularken, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın özgürleşmesi durumunda Orta Doğu’nun tamamının özgürleşeceğinin altını çiziyor.
‘Ailelerin iradelerini yıkmaya çalışıyorlar’
Açlık grevi ve akabinde aynı taleplerle başlatılan Adalet Nöbeti’nin temel amaçlarına dair konuşan Meryem, eylemlerinin devam edeceğinin altını çiziyor. “Önderimiz ve cezaevlerindeki arkadaşlarımız özgür olana kadar bu eylemimiz devam edecek” sözleriyle kararlılıklarını dile getiren Meryem, kızı Amine’nin de cezaevinde açlık grevine katıldığını paylaşıyor. Meryem, “Kızım safra kesesinden ameliyat oldu ve gözlerinde de sorun var. 6-7 aydır randevu almasına rağmen tedavi edilmiyor. Bu eylem ilk olarak Önder Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için başlatıldı. Daha sonra hasta tutsaklar ve şehitlerimizin kimyasallarla yakılıp ailelerine cenazelerinin verilmemesi için başlatıldı. Tüm bunları ailelerin iradelerini yıkmak için yapıyorlar. Tarihin hiçbir döneminde ölen birinin 20 yıl sonra mezarının yıkılıp kemiklerinin kimsenin bilmediği bir yere gömüldüğü görülmemiştir. Bu kabul edilemez” ifadelerine yer veriyor.
‘Dört duvar arasında dünyanın her yerindeyim’
Meryem, dünya tarihinde hiçbir halk önderinin bu kadar uzun süre tutuklu kalmadığına işaret ederken, “Abdullah Öcalan sadece bir halkın önderi değil, bütün Orta Doğu’nun, ezilen bütün halkların önderidir. Tutuklu olmasıyla beraber ailesiyle görüşmesine izin verilmiyor. Devlet, ‘Onların önderini tutuklayarak Kürt halkını da bitirdim’ diyor. Halbuki Önderimiz dört duvar arasında bile, ‘Hiçbir zaman irademizi yıkamazsınız. Dört duvar arasında tutukluyum ama dünyanın her yerindeyim’ dedi” hatırlatmasında bulunuyor.
‘Bu eylem için halkın caddelere çıkması gerekiyor’
Adalet Nöbeti’nin dışarıda da devam etmesi gerektiğini kaydeden Meryem sözlerini şöyle sürdürüyor: “Her Kürt, bu vahşete ‘Artık yeter’ demeli. Eylemimiz çok değerli ve önemli ama ben bu eylem için halkın dışarı çıkması gerektiğini söylüyorum. Genç, yaşlı, çocuk herkes bu eyleme katılsın. Bu eylem önderimiz, hasta tutsaklar ve diğer tutsaklar adına çok değerli. Önderimiz özgür olursa Orta Doğu’nun hepsi özgür olur. Eylemimiz sonuç alana kadar her gün buraya geleceğim. Göçebe olarak topraklarımıza gelenler bugün bize, ‘Buranın sahibi biziz, siz kimsiniz’ diyor. Oysa gitmesi gerekenler onlar, çünkü burası onların toprakları değil. Her Kürt bu vahşete, ‘Artık yeter’ demeli.”
Meryem Soylu kimdir?
Meryem Soylu, Êlih’in (Batman) Mareto Dağı’nın eteğinde bulunan Sason ilçesinde dünyaya gelir. Evlendikten sonra 13 çocuğu olan Meryem, hem devlet hem de feodal yapının baskısı karşısında direnişini bırakmaz ve gittiği her yerde mücadelesine devam eder. 3 çocuğu PKK’ye katıldıktan sonra Meryem daha çok mücadeleye bağlanır. Ancak Meryem, 68 yaşındayken “örgüt üyesi” olmak iddiasıyla tutuklanır ve 10 yıl cezaevinde kalır. Tahliye olduktan sonra bu kez de çocukları Amine ve Mehmet Kaya tutuklanır.
Meryem, daha sonra Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Medeniyetler Beşiğinde Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma, Dayanışma, Birlik ve Kültür Derneği’ne (MEBYA-DER) yönelik yürütülen soruşturma kapsamında 27 Şubat 2021 tarihinde gözaltına alınır ve 2 Mart’ta 71 yaşındaki Hatun Aslan ile birlikte çıkarıldıkları mahkemece tutuklanır. Meryem, 25 Mayıs 2021 tarihinde hakkında açılan davanın ilk duruşmasında sağlık sorunları nedeniyle tahliye edilir. Meryem’e, aynı dava kapsamında 3’üncü duruşmada ise “örgüt üyeliği” iddiasıyla 6 yıl 3 ay hapis cezası verilir.