Gar Meydanı’nda anma: Buradayız, burada olacağız
- 12:08 10 Ekim 2023
- Güncel
ANKARA - Ankara Garı önünde 104 kişinin yaşamını yitirmesine neden olan katliamın 8’inci yılında, Gar meydanında yapılan anmada, gerçek failler bulunana ve cezalandırılana kadar mücadeleye devam edileceği mesajı verildi. Anmada, "Buradayız, burada olacağız" denildi.
Ankara Gar Meydanı’nda 10 Ekim 2015’te Emek, Barış, Demokrasi Mitingi’ne yönelik DAİŞ saldırısında 104 insan katledildi. 8’inci yılına giren katliamın gerçek failleri ve kamu görevlilerine ilişkin herhangi bir yargılama yapılmazken, Sivil Toplum Örgütü (STK) temsilciler, Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti), Emek Partisi (EMEP), Türkiye İşçi Partisi (TİP), ve CHP Ankara Garı önündeki anmaya katıldı.
Saat 09.15’te Ankara Ulus metrosu önünde buluşan kitle kortejler oluşturarak sloganlar eşliğinde Gar’a ve 10 Ekim anıtının bulunduğu alana doğru yürüyüş gerçekleştirdi. Yapılan yürüyüşte, “Savaşa hayır barış hemen şimdi”, “Katil IŞİD işbirlikçi AKP’, “10 Ekimi unutma unutturma”, “Gün gelecek devran dönecek katiller halka hesap verecek”, “Anaların öfkesi katilleri boğacak” ve “Onlar sözümüz barış olacak” sloganları atıldı.
8 yıldır adalet aranıyor
Anmada 10 Ekim Barış Derneği adına söz alan dernek başkanı İshak Kocabıyık, 8 yıldır adalet peşinde olduklarını hatırlattı. İshak, “Yargılama sürecinde ortaya çıktı ki, Marquez'in Kırmızı Pazartesi kitabında anlatıldığı gibi, devletin güvenlikle ilgili bütün kurumlarının bilgisi olduğu katliam, adım adım gelmiş. Bir devlet düşünün ki, kendi insanına karşı yapılan katliama sessiz kalsın. Sessiz kalmayı bırakın; katillere yol versin, sırtlarını sıvazlasın. Yargılama sürecinde hakikat ortaya çıksın, adalet gerçek anlamda tesis edilsin diye çaba gösterdik. Hala da gösteriyoruz. Avukatlarımızın binbir zahmetle ortaya koyduğu deliller yok sayıldı. Katliamı aydınlatabilecek nitelik taşıyan devletin kendi soruşturmaları, istihbarat raporları görmezden gelindi. Emniyet müdürlüğü mahkemenin kendisinden istediği bilgiler için “yok” demeye bile tenezzül etmedi, cevap vermedi” sözlerini kullandı.
‘Barış meydanı oluncaya kadar buradayız’
Katliamın yapıldığı yerde bir anıt yapılmasını defalarca dile getirdiklerini belirten İshak, “Katliamın olduğu yere bir anıt yapılsın, bu anıt bizim yasımız olsun, toplumsal hafızamızda 10 Ekim Katliamı’nı unutturmasın istedik. Bırakın anıt yapılmasını, meydan düzenlemesini, Belediye Meclisi’nin bu konuda almış olduğu karar bile saklandı, uygulanmadı. İşte 8 yıl böyle geçti. Bu 8 yıl, devlet ve siyasi iktidar tarafından bizim taleplerimizi yok saymakla, katliamın üstünü örtme gayretiyle geçti. Bizim açımızdan ise adalet arayışıyla, barış isteğiyle geçti. Savaş çığlıklarının çoğaldığı dönemlerde “barış” diye haykırmanın nelere mal olduğunu biliyoruz. Yaşıyoruz. Şenyaşar ailesinin adalet haykırışı ile 10 Ekim Ailelerinin haykırışı aynıdır, birdir. Madımak aileleri ile Suruç ailelerinin sesi aynıdır, birdir. Roboski ailelerinin çığlığı bizim de çığlığımızdır. Katledilen kardeşlerimiz, anne babalarımız, çocuklarımız, yoldaşlarımız bu ömürlerini bize borç olarak bıraktılar. Bu borç adalet mücadelemizle, barış mücadelemizle, eşitlik, kardeşlik mücadelemizle ödenebilecek bir borçtur. Bu borcu ödemekte kararlıyız. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Bu meydan, Barış Meydanı oluncaya kadar, bu meydana bu katliamı hatırlatacak anıt yapılana kadar buradayız. Burada olacağız” ifadelerini kullandı.
‘Evrensel insan hakları dahi askıya alınmıştır’
Ardından söz alan Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu'nun (DİSK) Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, “8 yıl önce burada kaybettiğimiz canların isimlerini okurken şunu söylemek istiyoruz ki her biri bizim yol arkadaşımız, yoldaşımız, mücadele arkadaşımız. Onların anısı önünde öncelikle saygı ile eğiliyoruz. 8 yıl önce bu meydanda yaşadıklarımız, yaşanan katliam bugün bize yaşatılmaya çalışılan, dayatılan Türkiye’ye giden yolun taşlarından bir tanesiydi. 8 yıl önce sonuçları kabul edilmeyen ve tekrar ettirilen iki seçimin arasında emek için barış için demokrasi için ülkemizin aydınlık geleceğine sahip çıkmak ve onu kurma irademize sahip çıkmak için bu meydanda buluşmuştuk. Bugün öyle bir ülkede yaşıyoruz ki düzenin bütün çarkları zengini daha zengin, yoksulu daha yoksul yapmak için dönüyor. Yoksuldan alıp zengine vermek için dönüyor. Bu ülkede demokrasinin bütün kırıntılarının ortadan kaldırıldığı, bütün denge denetleme mekanizmalarının yok edildiği, hukukun üstünlüğünün ve evrensel insan haklarını dahi askıya alındığı bir Türkiye yarattılar ve bizi burada yaşamaya mahkum ettiler” diye belirtti.
‘İktidarını savaşlar, katliamlar üzerine inşa edenler kaybedecek’
10 Ekim’in böylesi bir ülkeye giden yola döşenen taşlarından biri olduğunu söyleyen Arzu sözlerini şöyle sürdürdü:” 8 yıldır yaşadıklarımızı biliyoruz. Dava sürecinde yaşananlar hiçbir sorumlunun yargılanmaması, 10 Ekim katliamı ile hesaplaşılmaması, yitirdiğimiz canların hesabının sorulmaması, bu meydanın bile hala yasaklı olması, hala bu geçici anıtla bu süreci devam ettirmek zorunda kalmamız sürecin ne olduğunu çok açık biçimde ortaya koyuyor. Biz buradan bir kez daha 8 yıldır dinmeyen öfkemizle sesleniyoruz. Öfkemiz hiç dinmeyecek, unutmayacağız, unutturmayacağız. Gelecek kuşakların belleğinde 10 Ekim katliamının aslında yaşanan bu sürecin nedeni olduğunu da açık bir biçimde ortaya koyacağız. Buradan yitirdiğimiz bütün yoldaşlarımıza sözümüz barıştır. Bu ülkeye barışı getirmektir. İşçi sınıfının, emekçilerinin hak ettiği bir yaşama kavuşmasıdır. Katiller kaybedecek. İktidarını savaşlar, katliamlar üzerine inşa edenler kaybedecek. Barış kazanacak, emek kazanacak, demokrasi kazanacak.”
Yapılan açıklamaların ardından milletvekilleri, aileler ve gelen kitle anıtın önüne karanfiller bırakarak anmayı sonlandırdı.