‘Üniformalı tacizine karşı özsavunma geliştirilmeli’
- 09:03 10 Ekim 2023
- Güncel
Nazlıcan Nujin Yıldız
İZMİR - Wan’da 6 uzman çavuşun 2 kadını taciz etmesine tepki gösteren kadınlar, özel savaş ve cezasızlık politikalarına dikkat çekti. Kadınlar, üniformalıların iktidar tarafından korunması karşısında örgütlülüğünün ve özsavunmanın önemini vurguladı.
Wan’ın (Van) Rêya Armûşê (İpekyolu) ilçesinde bulunan Maraş Caddesi’nde, 1 Ekim tarihinde 2 kadının 6 uzman çavuş tarafından taciz edilmesinin duyulması üzerine uzman çavuşlar halk tarafından darp edilmişti. Özelde Kurdistan’da üniformalıların kadınlara yönelik taciz ve tecavüz olayları, Wan’da yaşanan olayla tekrardan gündeme gelirken kadınların tepkisi de devam ediyor. Üniformalıların, özellikle Kurdistan’da, Kürt kadınlara yönelik taciz ve tecavüzlerinin özel savaş politikası dâhilinde olduğunu söyleyen kadınlar, iktidarın cezasızlık politikasıyla failleri koruduğunun altını çizdi.
‘Ses çıkarmamak suça ortak olmaktır’
Wan’da yaşanan taciz olayının ilk defa yaşanmadığını ifade eden Halkların Demokratik Kongresi (HDK) üyesi Emine Dayıoğlu, özel savaş politikalarının, Kurdistan’da Kürt kadınların üzerinde baskı ve tahakküm oluşturduğuna olduğuna dikkat çekerek “Bu baskı ve tahakküm artık başka bir boyuta ulaştı. Özellikle oradaki üniformalılar, cinsel tacize varan boyutlarda saldırıda bulunuyorlar. Son olarak da Wan’da üniformalıların kadınlara cinsel tacizi, oradaki Wan halkının itirazlarına da neden oldu. Buna rağmen, üniformalılar halka karşı hakaretlerde bulundular. Ama kadınlar bu saldırıları kendi örgütlü mücadeleleriyle aşacaklardır. Elbette ki buna karşı özellikle batıdaki kadınların da ses çıkarması gerekiyor. Çünkü ses çıkarmamak, suça ortak olmaktır” dedi.
‘Kirli politikalara karşı direneceğiz’
İktidarın özellikle Kurdistan’da Kürt kadınlara karşı özel savaş politikaları yürüttüğünü belirten Halkların Demokratik Partisi (HDP) Karabağlar İlçe Eşbaşkanı Emine Bozdağ ise, “Wan’da yaşanan olay bize büyük bir hakarettir. Bu sebeple her yerde buna ses çıkarmalıyız, mücadelemizi büyütmeliyiz. Kabul edilemez bir şeydir bu. Kürt kadınların boynunu eğmek istiyorlar. Bizler de bu özel savaş politikalarına karşı, bu kirli politikalara karşı direneceğiz diyoruz” şeklinde konuştu.
‘Cezasızlık politikasıyla failler korunuyor’
Türkiye’de kadınların ve çocukların aleyhinde politikalar yürütüldüğünü kaydeden Buca Evka 1 Kadın Kültür ve Dayanışma Evi’nden (BEKEV) Neşe Gürgör de, iktidarın uyguladığı cezasızlık politikasıyla, tecavüz faillerini ve kadın katillerini koruyup güçlendirdiğinin altını çizdi. Neşe şu ifadeleri kullandı: “İktidar kadın kazanımlarını yok etmeye yönelik bir politika yürütmektedir. Üniformalı tacizciler de, gücünü bu politikalardan almakta ve üniforma ile kendilerini daha da güçlü görmekteler. Yıllardır bölgede devam eden çatışma ve ayrımcı hareketler, kadınları daha da olumsuz etkiliyor ve değersizleştiriyor. Kadın mücadelesiyle özgür, eşit, demokratik bir yaşama, aydınlık yarınlara kavuşabiliriz. Mücadele eden kadınlar, hep beraber örgütlü bir şekilde mücadele etmelidir.”
Özsavunma vurgusu
Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) İzmir il yönetiminden Şükran Adıyaman da, Wan’da yaşanan olayın devlet politikası olduğunu belirterek, bu politikanın kırk yılı aşan bir sürenin parçası olduğunu dile getirdi. Şükran, bu durumun halkta da bir öfkeye neden olduğuna dikkat çekerek bir özsavunmanın gerçekleştiğinin altını çizdi. Özsavunma ile gereken tepkinin verildiğini kaydeden Şükran, “Bütün toplumun bu tür taciz ve tecavüzlere tepki verip alanlara dökülüp bu politikalara ses çıkarması gerekiyor. Bu tüm kadınların birliğiyle ortaya çıkacaktır. Kadınlar bu konuda bilinçlenip özsavunma geliştirip devletin kadın kırımı politikasının önüne geçmeli. Buna bir dur denilmesi gerekiyor. Bu politikaya dur denilmediği sürece devam edilecek. Çocuğa, kadına, hayvana, doğaya bu kırım devam ediyor. Kadınlar olarak bir araya gelip buna ses çıkarmamız gerekiyor” diye konuştu.