
Kadınlardan TSK’nin hava saldırısına tepki
- 15:48 16 Ağustos 2018
- Güncel
HABER MERKEZİ - TSK’nin Şengal’e yönelik hava saldırısını kınayan Zorla Alıkonulan Kadınlar İçin Mücadele Platformu ve TJA, “90 binlik Êzidî nüfusu yeni bir katliamla karşılaşma riski altındadır. Bu vesileyle devleti, ulusal ve uluslarası hukuka uygun davranmaya ve Êzidî halkının can, mal ve habitat bütünlüğüne saygı duymaya çağırıyoruz” dedi.
Zorla Alıkonulan Kadınlar İçin Mücadele Platformu, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) Şengal’e yönelik dün gerçekleştirdiği hava saldırısına ilişkin yazılı açıklama yaptı. DAİŞ’in 3 Ağustos 2014 tarihinde Şengale yönelik gerçekleştirdiği ve 73. Ferman olarak nitelendirilen katliam saldırılarını hatırlatan Platformu’nun yazılı açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
“21.yüzyılın ve insanlık tarihinin en vahşi, en barbar, en korkunç çete örgütlenmesi olan IŞİD tarafından gerçekleştirilen ferman boyunca binlerce kadın kaçırılıp köleleştirildi, 10 binlerce Êzidî katledildi, 250 bini ise farklı coğrafyalara zorunlu göç etmek ve son derece ağır koşullarda hayatta kalma mücadelesi vermek zorunda bırakıldı. Bizler de Zorla Alıkonulan Kadınlar İçin Mücadele Platformu olarak Türkiye’deki birçok kadın örgütleriyle, ferman sonrası zorla alıkonulan ve cinsel saldırıya maruz kalan kadınlar için mücadele etmek amacıyla bir araya geldik.
Aradan geçen 4 yıllık süre zarfında gerek Êzidîlerin ana yurdu Şengal’e yönelik saldırıların devam etmesi, gerek açığa çıkan toplu mezarlar gibi birçok delilin gösterdiği detaylar, gerek mülteci kamplarında Êzidîlerle yaptığımız görüşmeler, fermanın boyutunun insanlığa karşı işlenen suçların başında gelen soykırımı ve kadın kırımı olduğunu açığa çıkartmıştır. Nitekim sahada özgün çalışma yürüten Birleşmiş Milletler (BM) Özel Komisyonu Haziran 2016’da yayınladığı raporuyla, Êzidîlere yönelik gerçekleşen 3 Ağustos saldırılarının tam anlamıyla bir soykırım olduğunu ortaya koymuştur.
Ferman sonrası BM Özel İyiniyet Elçisi de seçilen ve Şengal’e bağlı Koço köyünden olan Nadia Murad’ın da aktardığı gibi Koço köyü, içinde tek bir erkeğin sağ bırakılmadığı ve kadınlarla çocukların tamamının IŞİD tarafından kaçırıldığı bir köy olarak bilinmektedir. Geçtiğimiz yıl Nadia Murad ve beraberindeki BM heyeti köyün son durumuyla ilgili yerinde incelemeler de yapmıştı. Ancak Halen bölgedeki Êzidîler kendilerini güvende hissetmediği gibi sınırlı sayıda geri dönüşleri bıçak gibi kesebilecek gelişmeler dün itibariyle yani Koço köyüne yapılan saldırının 4. yıldönümünde gerçekleşmiştir.
TSK tarafından Halen 90 bin sivilin yaşadığı Koço ve Şengal’e yönelik hava saldırıları, telafisi imkansız zararlar doğuracaktır. Dünyanın dört bir tarafına dağılan Êzidîlerin kendi ana yurtlarına dönüşlerinin yegane yolu güvenliği sağlanmış bir Şengal’den geçmektedir. Bebeklerin, hastaların, yaşlıların, gençlerin, kadınların oluşturduğu toplam 90 binlik Êzidî nüfusu yeni bir katliamla karşılaşma riski altındadır. Bu vesileyle devleti, ulusal ve uluslarası hukuka uygun davranmaya, sivillerin yaşam hakkına saygı duymaya ve büyük acılarına rağmen ana vatanlarına geri dönmeye ve yaralarını sarmaya başlayan Êzidî halkının can, mal ve habitat bütünlüğüne saygı duymaya çağırırken başta kadınlar olmak üzere Ortadoğu’nun en eski halklarından olan Êzidî halkıyla dayanışmamızı ve alıkonulan kadınlar için mücadelemizi sürdüreceğimizi ve yapılan saldırıyı kınadığımızı belirtiriz.”
TJA: Uluslararası güçler saldırılara göz yummuştur
Tevgera Jinên Azad (TJA) da, yaptığı yazılı açıklamada “AKP-MHP iktidarı 3. Dünya Savaşı koşullarında her yerde Kürt ve Êzidî halkına saldırarak, Kobani’de, Mimbiç’te, Rakka’da ve Efrin’i işgal ederek yürüttüğü Kürt ve Êzidî soykırımını Şengal’de tamamlamak istemişlerdir” denilen açıklamada, “Sürdürebilirliği mümkün olmayan AKP-MHP iktidarı, erkek egemen, militarist, işgalci ve sömürgeci bir söyleme tutunarak ancak savaş ile varlığını devam ettirmeye çalışmaktadır” ifadelerini kullandı.
Açıklamanın devamında ise şöyle denildi: “Başta Türkiye olmak üzere gerici bölge devletleri, emperyalist ve işbirlikçi güçlerin desteklediği DAİŞ ve barbar çeteler, kadınların öncülüğünde görkemli bir direniş ile öz savunmasını ve öz örgütlülüğünü oluşturarak Şengal’de büyük bir yenilgiye uğratılmıştır. Kürt ve Êzidî halkının öncülüğünde sürdürülen demokratikleşme ve özgürlük mücadelesine düşmanlığın kaynağında da bu vardır. DAİŞ saldırısı sonucu bölgenin güvenliğinden sorumlu peşmergenin ağır silahlarını bırakıp kaçmasıyla 3 Ağustos 2014’de Şengal topraklarında tam bir soykırım yaşanmıştır. 400 bin Ezidi zorla göç ettirilmiş ve bu saldırılarda yaklaşık 7.000 Êzîdî kadın ve çocuk savaş ganimeti olarak esir alınarak çetelerin toplu tecavüzüne uğramıştır. Halen üç bin beş yüz Ezidi kadın ve çocuk DAİŞ’in elinde esir olarak tutulmaktadır. Ezidi kadınlar ve çocuklar olmak üzere halk katliamdan gerilmiştir. Uluslararası güçler bu saldırılara göz yummuş ve görmezden gelmiştir.
‘İşgalci güçler yenilmeye mahkumdur’
Şengal’de son iki yılda oluşturulan demokratik yaşam, yönetim ve savunma biçimi Şengal’in demokratikleşmesini istemeyen çeteci güçlerin, emperyalistlerin ve faşizmin korkusu olmuştur. 15 Ağustos 2018 günü Türk savaş uçaklarının Şengal topraklarını bombalayarak sivil halkı hedef olması bunun son örneği olmuştur. Bu saldırıyla Kürt ve Ezidi halkına dönük katliam devam etmektedir. AKP-MHP iktidarı ve işbirlikçi güçleri bilmelidir ki; Şengal kadınları ve halkının özgürlük mücadelesinin yanındayız. Sömürgeci ve işgalci her bir güç kadınların ve halkların direnişiyle yenilmeye mahkumdur.
‘Sessiz kalmayın’
TJA olarak dün Êzidî halkının yönetim biçimine ve statüsüne dönük geliştirilen soykırım amaçlı hava saldırısını ve DAİŞ saldırılarında Koço köyündeki katliamda yaşamını yitirenlerin anmasından döndüğü sırada suikast’e uğrayan Êzidî Toplumu Koordinasyon üyesi Mam Zeki Şengalî’ye dönük saldırıyı kınıyor, Ezidi halkının özgürlük mücadelesinin yanında olduğumuzu bir kez daha belirtiyoruz. Tüm emperyalist ve sömürgeci güçlere karşı mücadele eden demokratik dinamikleri, kurum, kuruluşları ve halkımızı sessiz kalmayarak mücadeleye çağırıyoruz.”