Yüksekova'daki yasakta oğlunu kaybeden Kıymet: Katiller hesap vermeden bana huzur yok

  • 09:09 16 Ağustos 2018
  • Güncel
HAKKARİ - Yüksekova'daki yasak sırasında oğlu Jehat'ı kaybeden Kıymet Dogma, adalet arayışını sürdüreceğini belirterek, "Yasaklar Kürtleri bitirme operasyonuydu ama bu plan başarılı olmadı" dedi.
 
2016 yılında ilan edilen sokağa çıkma yasakları döneminde büyük bir yıkımın yaşandığı kentlerden biri de Hakkari’nin Yüksekova ilçesi idi. 79 gün boyunca süren yasak sırasında yoğun hak ihlalleri yaşanmış ve binlerce ev yakılıp, yıkılmıştı. Yasak sonrası yapılan incelemelerde ise, çatışmalarda yaşamını yitiren 52 kişinin cenazesinin kimsesizler mezarlığına defnedildiği, 25 cenazenin ise ailelerine teslim edildiği belirtildi. 
 
Bu dönemde yaşamını yitirenlerden biri de Jêhat Dogma’dı. Jehat'ın annesi Kıymet Dogma, yasağı ve oğlunun nasıl katledildiğini anlattı. 
 
'Zulme karşı bir mücadele vardı' 
 
“Hiçbir ölüm bir evladın ölümü kadar ağır değil” diyen Kıymet, "Sokağa çıkma yasağı ilan edildiği vakit sokaklar, ölümlere koynunu açmıştı. Sessizlik ve karanlık hakimdi. Kurtlar ölüm avına çıkmıştı. Direnmeye karşın, ölüm avı başlamıştı. Yasak ilan edildiği vakit bende çıktım. Evimi terk etmek zorunda kaldım. Ama Jêhat kalmak istediğini söyledi. Evde kaldı. Evler yıkılıyor ve yakılıyordu. Şüphesiz zulme karşı bir insan mücadelesi vardı. Oğlum sivildi, hiçbir günahı yoktu. En son beni aradığında 'Anne kimyasal kullanıyorlar, bu koku insanı öldürüyor' dedi. Ve birden telefon kesildi. Bir daha oğluma ulaşamadım. Sonra televizyonlar ve haber siteleri 'Yüksekova'da kimyasal kullanıldı iddiası' tarzında haberler servis etti. Benim oğlumu kimyasal kullanarak katlettiler sonra 13 kurşun sıktılar. Yetkililer 'kimyasal kullanılmadı' dedi. Eğer kimyasal kullanılmamışsa oğlumun yüzü neden tanınmayacak haldeydi, neden bedeni paramparça olmuştu? Ben onlara inanmıyorum. Zulüm ettiler bize. Onlara göre Kürt'ün yaşamaya hakkı yoktu. Otopsi için cenazeyi Erzurum'a göndermişlerdi. Oğlumun cenazesini almaya gittim. Benim başım dikti ve ben tek bir damla gözyaşı dökmedim ta ki oğlumu toprağa verene kadar" ifadelerini kullandı.
 
'Taybet ana, Cemile sivil değil miydi?' 
 
"Devlet oğlumun katillerini biliyor" diyen Kıymet, adalet arayışını her şeye rağmen sürdüreceğini vurguladı. Jehat'ın esnaf olduğunu ve herkes tarafından tanınan, bilinen biri olduğunu dile getiren Kıymet, şöyle dedi: "Benim kuzum daha çok küçüktü. Hem okul okuyordu, hem de esnaflık yapıyordu. Gever'de oğlumu tanımayan, sevmeyen yoktu. Devlet sokağa çıkma yasağı döneminde hiçbir sivili katletmediğini söylüyor her gün. Öyleyse size sorarım; Taybet Ana sivil değil miydi ya küçücük bedeni ile günlerce buzdolabında kalan Cemile? Gever, Sur, Nusaybin ve Cizre'de binlerce insanı katlettiniz. Cizre bodrumlarında insanlığı katlettiniz. Kürdistan'ın her yerinden binlerce sivil insanı katlettiniz. Devlet bütün ordusuyla Gever'e saldırdı. 'Yüksekova teröristlerden temizlendi' haberlerini servis ettiler. Devlet katletmeyi, yıkmayı ve yakmayı başarı olarak ilan etti. İnsan mücadelesine karşı siz insanlığı  katlettiniz  neyin zaferini kutladınız? Oğlum toprağını terk etmedi ve kaldı. Hepimizi öldürmek istediler ama bu plan başarılı olmadı. Sokağa çıkma yasakları Kürtleri bir bütün bitirme operasyonuydu. Bunca insanı katledenler hesap verene kadar ben son nefesime kadar mücadele edip, direneceğim. Katiller hesap vermeden bana huzur yok. Ben oğlumun izindeyim. Oğlum katledildiğinden beri adalet arıyorum. Adalete olan inancım kalmadı ama adalet arayışım ömrümün sonuna kadar devam edecek. "