
Oğlunun yaşamını yitirdiği çatışmanın görüntüleri izletildi!
- 09:13 14 Ağustos 2018
- Güncel
Şehriban Aslan
DİYARBAKIR - Hakkari’de çıkan çatışmada yaşamını yitiren HPG’li Emrullah Atılgan’ın annesi Fatma Atılgan, polislerin oğlunun yaşamını yitirdiği çatışmanın görüntülerini izlettiğini belirtti.
Farklı tarihlerde çıkan çatışmalarda yaşamını yitiren PKK’liler için aileleri tarafından taziye kurulmasına izin verilmiyor. Diyarbakır’ın Bismil, Silvan ve Dicle ilçelerindeki ailelerin, kaymakam ve karakol komutanları tarafından aranarak, “Terörist cenazelerini getirmeyin, kurmayın” sözleriyle tehdit edildiği iddia edildi. Hakkâri’de çıkan çatışmada yaşamını yitiren Emrullah Atılgan ve YPG’li Orhan Demir ile Doktor Yaşaran’ın aileleri, kaymakamlık ve karakol komutanlığı tarafından aranarak, “Köydeki taziye evini kullanmayacaksınız. Evde kursanız dahi çok kişi katılmayacak” sözleriyle tehdit edildiklerini belirtti.
Aileler ise, devletin artık evlerinin içine kadar müdahale ettiğini söyleyerek, “Ne olursa olsun çocuklarımızın taziyelerini kuracağız. Geri adım atmayacağız. Çocuklarımız şerefli yolun yolcusuydu” sözleriyle tepki gösterdi.
‘Yapılanlar Müslümanlık değil'
Hakkâri’de çıkan çatışmada yaşamını yitiren Emrullah Atılgan’ın annesi Fatma Atılgan, oğlunun cenazesinin 20 gün boyunca morgda bekletildiğini belirterek, “Oğlum Kürdistan’ın, Hakkâri’nin şehididir. 20 gün morgda, buzhanede bekletildi. Oğlum helikopterden bombalama ile 7 arkadaşıyla şehit düştü. Erdoğan’ın ne hakkı var bize bunu yapmaya. Ne istiyor bizden?” diye sordu. Tepkisini dile getiren Fatma, “Yüreğime düşen ateş onunda yüreğine düşsün. Bu coğrafyada herkes çocuğunu ne zorluklarla büyütüyor kimsenin haberi var mı bundan? Çocuklarımızı onun için mi büyütüyoruz? Bizim başımıza gelen onun da eşinin de başına gelsin. Müslüman’ım diyor fakat bunun Müslümanlıkla hiçbir alakası yok. Onun yaptığını hiçbir devlet savaşta kendi düşmanına yapmaz” diye konuştu.
Cenazeyi defnettikleri sırada mezarlığın abluka altına alındığını söyleyen Fatma, “Cenazeyi defnedene kadar bizi kameraya çektiler. Kare kare fotoğraflarımızı aldılar. Cenazenin kaçta geleceğini bildikleri halde gelmeden önce sürekli ‘Ne zaman gelecek, bize kesin bildirin, saat kaçta gelecek? Camide taziyeyi kuramazsınız. Kuracaksanız evde taziyeyi kurun oda kalabalık olmasın’ şeklinde tehditvari konuştular” ifadelerini kullandı.
Oğlunun görüntülerini izlettiler!
Oğlunun yaşamını yitirdiği çatışmanın görüntülerinin kendisine izletildiğini ifade eden Fatma, şöyle dedi: “Dilerim Allah’tan Erdoğan’ın da çocuklarının CD’sini izletirler ona. Ne olursa olsun, ne baskı yapılırsa yapılsın sonuna kadar oğlumun izindeyim. Oğlum 7 arkadaşıyla beraber şehitler kervanına katıldı. Oğlum Amed şervanıdır ben de şervanımın annesiyim. Erdoğan elinden ne geliyorsa yap.”
‘Polis psikolojik baskı yaptı'
Polislerin kendilerine sürekli olarak psikolojik baskı yaptığını belirten abla Hasbiye Atılgan ise, “Polisler cenaze ile ilgili her şeyi bildikleri halde soru sorup duruyordu. Evin önünde 4 kişi bile toplanmamamız gerektiğini söylediler. Polisler sürekli telefon açıp, mesaj gönderiyordu. Onlara kalsa kardeşimi gizli saklı defnedecektik. Cenaze geldiğinde mezarlığın içine kimsenin fazla girmesine izin verilmedi” diye belirtti.
'Silah sıkarak, marş çaldılar'
Cenaze mezarlığa girer girmez polislerin silah sıkarak marş çaldığını kaydeden Hasbiye, “Artık bir şey hissetmemeye başladım. Kıyamet günü, mahşer günü sandım. Kimse kimseye bunu yapmaz. Taziyeye gelenler tehdit ediliyor. 3 gündür evimizin önü gözetiliyor” ifadelerini kullandı.
'Hangi Kürt genci yerinde durur ki?'
Hasbiye, 1990’lardan daha kötü bir dönemde olduklarını ifade ederek, çok kirli ve onursuz bir savaş yürütüldüğüne vurgu yaptı. Hasbiye, şöyle devam etti: “Öyle onursuz bir savaş yürütülüyor ki; çocuklarının operasyon, çatışma görüntüleri ailelere izletiliyor. Kardeşimin cenazesini gören kardeşim ve kuzeni tanınmaz halde olduğunu söyledi. O görüntüyü asla unutamayacaklarını söylediler. Fakat ne yaparlarsa yapsınlar biz cenazemizi kadınlar öncülüğünde defnettik. Taziyesini kurduk. Kardeşim şerefli bir yolda şehit düştü. Biz sağ olana kadar mücadelesinin takipçisi olacağız. Hiçbir şehit Kürdistan’da unutulmaz. Ayrıca devlet sanmasın ki bunları yaparak Kürt halkına geri adım attıracak. Devlet yetkilileri bilsin ki Kürt çocukları bunları gördükçe ateş olup onları saracak asla davasından soğumayacak. Hangi Kürt genci yakınını o halde görse yerinde durur ki? Devlet bunu 40 yıldır görüp tecrübe ediyor. Tüm Kürdistan’ın şehitlerine minnettarız.”