
Cumartesi Anneleri: Kararlılığımızdan asla vazgeçmeyeceğiz
- 13:27 11 Ağustos 2018
- Güncel
İSTANBUL - Cumartesi Anneleri'nin 698'inci haftasında akıbeti sorulan İbrahim Kartay'ın eşi Salime’nin “Onun kemiklerini görmediğim sürece yaşadığına inanacağım. Bu davamdan asla vazgeçmeyeceğim” sözleri hatırlatılarak, Saime’nin kararlılığının kendilerinin de kararlılığı olduğuna dikkat çekildi.
Cumartesi Anneleri, kayıpların akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle 698'inci kez Galatasaray Meydanı'nda bir araya geldi. Eylemde üzerine karanfiller bırakılan "Failler Belli, Kayıplar Nerede" yazılı pankart açılarak gözaltında kaybedilenlerin fotoğrafları taşındı. Çok sayıda Cumartesi İnsanı'nın katıldığı eylemde bu hafta 1994 yılında Diyarbakır'ın Hani ilçesine bağlı Gömeç köyünde gözaltına alındıktan sonra kaybedilen İbrahim Kartay'ın akıbeti soruldu.
'Kayıpların hiçbiri aydınlatılmadı'
Eylemde ilk olarak, gözaltında kaybedilen Rıdvan Karakoç'un kardeşi Hasan Karakoç konuştu. Kayıpların akıbetini sormanın en doğal hakları olduğunu söyleyen Hasan, "Yüzyıldır Kürdistan ve Türkiye'de insanlarımızı kayıp ettiriyorsunuz. Bu suçu işleyenleri koruyorsunuz. Dünyanın neresine giderseniz gidin en vahşi yerde bile ölüye saygı vardır. Ama Türkiye'de kayıplarımızın hiç biri aydınlatılmadı" diye konuştu.
'Köydeki evler yakıldı'
Ardından kaybedilen Hayrettin Eren'in ablası İkbal Eren basın metnini okudu. İkbal, İbrahim'in 15 Ağustos 1994 yılında askerlerin Diyarbakır'ın Hani İlçesi'ne bağlı Gömeç köyüne baskın düzenlediğini belirtti. Baskında köydeki evlerin askerler tarafından yakıldığını dile getiren İkbal şöyle devam etti: "Yüzlerce asker köylüleri meydana topladı ve köyü boşaltmalarını söyledi. Köylülerin eşyalarını ve gıda maddelerini almalarına zaman vermeden evleri yakılmaya başlandı. Köylülerin geçim kaynağı olan hayvanlar da silahla taranarak öldürüldü. Evlerin ateşe verilmesiyle 29 yaşındaki İbrahim Kartay hamile olan eşine, üç küçük çocuğunu yanına alarak köyü terk etmeye hazırlandı. 6 aylık hamile olan eşine üç çocuğunu da yanına alarak köyden uzaklaşmasını söyledi. Kendisi de henüz yanmayan evine yiyecek almak için girdi. Yanına bir miktar peynir, salça ve ekmek aldı. Ailesinin yanına gitmek için dışarı çıktı. Biraz yol almıştı ki askerler tarafından fark edilerek gözaltına alındı. Köy çıkışında eşini bekleyen Salime Çakır'a köylüler İbrahim'in gözaltına alındığını bilgisini verdi. Çocuklarıyla komşu köye sığınan Salime Çakır eşinden haber alma umuduyla 10 gün bekledikten sonra kayınpederi ile birlikte Hani'ye giderek savcılığa başvurdu."
'İbrahim'den 'beni öldürecekler' bilgisi geldi'
Eşi ve babasının savcılıktan cevap alamaması üzerine Hani Jandarma Karakolu'na gittiğini belirten İkbal, karakolda baba Kadri Kartay'a "Senin oğlun terörist ama biz onu serbest bıraktık, nerede olduğundan haberimiz yok" cevabının verildiğine dikkat çekti. Kadri'nin bir süre daha oğlunun gelmesini beklediğini kaydeden İkbal, "Gelmeyince tekrar karakola gitti. Karakoldan kendisine ateş açıldı ve oğlunu bir daha sormaması için tehdit edildi. Komşu köylerden bir kişi aileye gönderdiği haberde 8 gün İbrahim ile birlikte gözaltında tutulduğunu ve İbrahim'in kendisine 'aileme ve akrabalarıma haber ver beni öldürecekler' dediği bilgisini ulaştırdı" sözlerini kullandı.
'Kemiklerini görmediğim sürece yaşadığına inanacağım'
Ailenin tüm başvurularının sonuçsuz kaldığını dile getiren İkbal, gözaltına alınırken ve gözaltındayken insanlar tarafından görülmesine rağmen gözaltına alındığının inkar edildiğini söyledi. İbrahim'in kayıp ettirilmesinden 21 yıl sonra mezarlık bekçisi olan bir kişinin aileye İbrahim'in Hani ilçesi merkezinde bulunan mezarlığın hemen yanındaki elektrik trafosunun yanında gömülü olabileceğini söylediğini hatırlatan İkbal, şöyle dedi: "Bu bilgi üzerine eşi ve oğlu İHD Diyarbakır Şubesi aracılığı ile Hani Cumhuriyet Savcılığı'na başvurdu. İbrahim Kartay eşi Salime Çakır ve görgü tanığının ifadelerini alan savcılık, ilgili yerde kazı yapılmasına karar verdi. 3 Haziran 2015 tarihinde gerçekleşen kazıda kemik parçaları ile birlikte giysi kalıntılarına da ulaştı. Kemiler kimliklendirme çalışması için İstanbul Adli tıp Kurumu'na gönderildi. Ancak adli tıp hazırladığı raporda kemiklerin aileden alınan DNA örnekleriyle uyuşmadığını açıkladı. İbrahim'in eşi Salime 24 yıldır Diyarbakır'dan yükselen 'eşimin akıbetini ömrümün sonuna kadar araştıracağım. Onun kemiklerini görmediğim sürece yaşadığına inanacağım ve hep arayacağım. Bu davamdan asla vazgeçmeyeceğim' diyen kararlığı bizimde kararlığımızdır."
Eylem, 5 dakikalık oturma eyleminin ardından sonra erdi.