DTK: DAİŞ’in elindeki Êzidî kadınlar için seferber olunmalı

  • 11:56 2 Ağustos 2018
  • Güncel
DİYARBAKIR - DTK, Şengal’de kaçırılan binlerce kadınının akıbetinden aradan 4 yıl geçmesine rağmen hala haber alınamaması ve özgürlüklerine kavuşturulmamasını “insanlığın utancı ve kara lekesi” olarak nitelendirerek, “Êzidî Kürt kadınlarının bir an önce kurtarılmaları için seferber olunmalıdır” dedi. 
 
Demokratik Toplum Kongresi (DTK), DAİŞ’in Êzidîlere dönük gerçekleştirdiği 73’üncü fermanın 4’üncü yıldönümü dolayısıyla yazılı açıklama yayımladı. Açıklamada, emperyalist ve yerel işbirlikçi devletlerin Kürdistan başta olmak üzere Türkiye ve Ortadoğu’da yüzyıllardır halklar üzerinden soykırım ve katliamlar gerçekleştirdiği belirtildi. 
 
Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi: “Mezhep ve din savaşlarının merkezi olan Ortadoğu’da en çok Êzidî toplumu 73 fermanla tarihin en acımasız ve vahşi katliamlarıyla yüz yüze kaldı. DAİŞ çeteleri Ortadoğu gericiliğinin teşfiği ve himayesinde, 4 yıl önce 3 Ağustos 2014 yılında Êzidî Kürtlerin kadim ve kutsal toprakları Şengal’a saldırarak büyük bir katliam gerçekleştirmiştir. Binlerce Kürt  Êzidî kadını DAİŞ çeteleri tarafından kaçırılarak köle pazarlarında satılmış, çok ağır ve sistematik işkencelere, tacizlere ve  tecavüzlere maruz bırakılmışlardır. Yüzbinlerce Êzidî, kendi anavatanlarından göç etmek zorunda kalmış, Ortadoğu’nun ve Avrupa’nın birçok ülkesine savrularak, oluşturulan kamplarda büyük trajediler yaşamak zorunda bırakılmışlardır.
 
‘Şengal’deki demokratik yönetim rahatsız etmekte’
 
Şengal’de Êzidî Kürt halkına, özellikle de kadınlarına yapılan bu zulüm çağımızın en büyük insanlık suçu ve ayıbıdır. Bakurê Kürdistan’ındaki halkımızın ve belediyelerimizin katkılarıyla oluşturulan kamplarda kısmen de olsa bir yaşam ortamı oluşturmaya çalışan Êzidî topluluğu, özellikle Kürdistan’daki belediyelere kayyumlar aracılığı ile el konulması sonrasında büyük ve ağır baskılara maruz bırakılmış, horlanmış, açlıkla terbiye edilmeye çalışılmış, adeta intikam alırcasına bir muameleye tabi tutulmuşlardır.
 
Ancak DAİŞ terörü ve katliamına rağmen Êzidî halkımız, direnmekten ve kendi anavatanını korumak, onu özgürlüğüne kavuşturma inancından da vazgeçmemiştir. Êzidî Kürt kadınlarının öncülüğünde oluşturulan öz savunma güçlerinin büyük direnişi ve mücadelesi ile Şengal DAİŞ çetelerinden temizlenmiştir. Ancak Ortadoğu gericiliğinin Şengal’le ilgili saldırgan politikaları farklı biçimler alarak sürdürülmek istenmektedir. Son bir yıldır TC devleti ve AKP-MHP ittifakının Şengal’e müdahale hazırlıkları ve açıklamaları da bunun bir sonucudur. Şengal’de Êzidî halkının kendi özgücü ve iradesine dayanarak, daha demokratik bir yönetim oluşturması Türkiye başta olmak üzere Ortadoğu gericiliğini rahatsız etmektedir.
 
‘Uluslararası ve bölgesel güçler bu ayıbı temizlemeli’
 
Êzidî halkının Şengal’de yaşadığı insanlık trajedisinin baş sorumlusu da bu zihniyettir. Ancak tarih ve insanlığın tanıklığında Êzidî halkımız Şengal ve Rojava başta olmak üzere tüm Ortadoğu’ya ışık tutacak siyasal ve toplumsal gelişmelere öncülük etmektedirler. Şengal’de kaçırılan binlerce Kürt kadınının akıbetinden, aradan 4 yıl geçmesine rağmen hala haber alınamaması, bunların özgürlüklerine kavuşturulmaması insanlığın bir utancı ve kara lekesi olarak durmaktadır. DAİŞ çetelerine karşı mücadele ettiklerini söyleyen uluslar arası ve bölgesel güçler ve tüm demokratik kurum ve kuruluşlar, bu ayıbın temizlenmesi ve kaçırılan Êzidî Kürt kadınlarının bir an önce kurtarılmaları için seferber olmalıdırlar.
 
‘Yeni fermanlarla yüz yüze kalmamak için mücadele içinde olunmalı’
 
Halkımız ve onun bütün kurumları başta olmak üzere bütün insanlığın, Êzidî halkımızla dayanışma içerisinde olması, onları yeni fermanlarla yüz yüze bırakmamak için yaşamın her alanında mücadele içinde olması tarihi bir insanlık görevi ve sorumluluğudur. Demokratik Toplum Kongresi olarak, Şengal katliamının 4. yıldönümünde bir kez daha Şengal katliamını ve Êzidî Kürt kadınlarına yapılan insanlık dışı zulmü şiddetle kınıyor, Êzidî halkımızla büyük bir mücadele birlikteliği içerisinde olduğumuzu ifade etmek istiyoruz.”