‘Mahkemeleri de satın alsanız 10 Ekim’in takipçisiyiz’

  • 08:35 2 Ağustos 2018
  • Güncel
İSTANBUL - Sincan’da görülen 10 Ekim Gar Katliamı davasının takipçisi olduklarını belirtmek için birçok siyasi parti ve sivil toplum örgütü tarafından gerçekleştirilen eylemde, “Unutulmasın ki, mahkemeleri de satın alsanız bu davanın takipçisiyiz” denildi. 
 
10 Ekim Ankara Garı katliamı karar duruşmasının 31 Ocak'ta başlaması üzerine dün Kadıköy Beşiktaş İskele Meydanı’nda basın açıklaması gerçekleştirildi. AKA-DER, Devrimci Hareket, Devrimci Parti, HDK, Kaldıraç, KÖZ, SYKP, TİP, Toplumsal Özgürlük Partisi, Halkların Demokratik Partisi(HDP), Emek Partisi(EMEP), HALKEVLERİ, KESK, gibi birçok partinin katıldığı açıklamada, “10 Ekim’i unutma unutturma! Davanın takipçisi ol! Katilleri tanıyoruz! Hesabını soruyoruz!” pankartı açılırken “10 Ekim için adalet istiyoruz”, “Unutmadık, affetmeyeceğiz” şeklinde dövizler taşındı. “Direne direne kazanacağız” “10 Ekim’i unutma unutturma” sloganlarının atıldığı açıklamada ilk olarak HDP İstanbul Milletvekili Hüda Kaya söz aldı.
 
‘Davayı takip etmek isteyen halka engel konuldu!’
 
Hüda, davanın devam edeceğini hatırlatarak davayı takip etmek isteyen halka engel konulduğunu söyledi. Hüda, “Biz ülkemizde yaşama saygı konusunda insanca barış içinde nasıl bir toplum nasıl bir zihniyetle karşı karşıya olduğumuzu farkındayız. Bizim insanımız sadece bu ülkede kan dökülmesin insanca bir yaşam olsun diye Türkiye’nin her tarafından Ankara’ya yola çıkmışlardı ve geri dönülmez bir şekilde onları ittirdik. Onlar ne uğruna gittiler?” ifadelerini kullandı.
 
‘Kan dökenler bizi terörizm ile itham ediyorlar’
 
Hüda, muhalifleri  "terörist" diye liste başı yapmak istediklerini belirterek, “Ölenler kan dökülsün diye gitmediler Ankara’ya. Barış olsun diye canlarını verdiler. Bu ülkede barışı ağızda almak hainlikle eşleşmiş hale geldi. Kan dökenler bizleri terörizmle itham ediyorlar. Biz ne istediğimiz çok iyi biliyoruz” diye konuştu.
 
‘Tekbircilerin aramıza sızmasına izin verdiler’
 
Hüda’nın konuşmasının ardından KESK İstanbul Şubeler Platformu’ndan Görkem Doğan söz alarak, katliamda 100 arkadaşlarını kaybettiklerini söyledi. Görkem, “Terörle mücadele lafını ağzından düşünmeyenler tekbircilerin aramıza sızmalarına izin verdiler. Yapılan sadece tiyatrodur. Canlı bomba olan insanların yargılanması değil, 100 kişi öldüğünde yaralılara müdahale edenlere saldıranların ortaya çıkarılması adaleti getirebilir. Türkiye’ye adaleti biz getireceğiz. Adaleti zaten mahkemelerde aramıyoruz” dedi
 
Ardından AKA-DER üyesi Damla Şahin basın metnini okudu.
 
‘102 canımızı bu alçak saldırıda kaybettik’
 
Damla, devletin egemenlerinin 10 Ekim’de yaşanan katliamı "şeref" hanelerine yazdırdıklarını söyleyerek, “Besleyip yetiştirdikleri iki IŞID’çi caniyi kendi elleriyle Ankara’ya taşıyarak miting için toplandığımız Gar önünde patlattılar, yüz iki canımızı bu alçakça saldırıda kaybettik” dedi. Devlet egemenlerinin korkaklığına değinen Damla, “Bu korkuyla sadece Kürt halkına değil, kendilerine biat etmeyen tüm kesimlere savaş ilan ettiler. Kapsamlı saldırı dalgası Suruç katliamı ile başlatıldı. Başında Erdoğan’ın bulunduğu savaş bloğu, öncelikle 7 Haziran seçimlerinde AKP’yi bölgeden silen Kürt halkı ve siyasal önderliği olmak üzere, devrimci-sosyalist-sol güçlere, Alevilere, tüm muhalif kesimlere topyekûn bir saldırı başlattı. İktidarlarını kaybetme korkusuyla el altında tuttukları kirli savaş planlarını devreye soktular” şeklinde konuştu.
 
‘Bu davanın takipçisiyiz’
 
Damla son olarak karar duruşması dün başlayan 10 Ekim Ankara Katliamı davasını Sivas, Hrant Dink, Soma gibi birçok davada olduğu gibi mahkemelerin bir tiyatro sahnesine dönüştüğünün ispatı olduğuna dikkat çekti. Damla konuşmasının devamında şunları söyledi: “Tüm duruşmaları Sıhhiye’de yapılmış olan davanın karar duruşmasının, 50 celsedir öne sürülmeyen ‘güvenlik’ gerekçeleriyle Sincan’a kaçırılması, katliamın asıl sorumlularının yargılanmaması için davayı halktan saklayarak sona erdirme çabasının göstergesidir. Burjuva hukuk, oyuna devam etmektedir 24 Haziran seçimleriyle beraber, artık yaptıkları hileyi bile saklamaya gerek duymaksızın, sonuçları dört gün önceden ilan eden egemenler biz halklara, işçi ve emekçilere, özgürlük isteyenlere açtıkları savaşta daha fazla yetki, daha fazla baskı ve tehditle bu savaşı kazanacaklarını düşünmektedirler. Unutulmasın ki, mahkemeleri de satın alsanız, bu davanın biz takipçisiyiz.”