Kadınlar 'Toplumsal Cinsiyet Eşitliği' seminerinde buluştu

  • 18:15 28 Temmuz 2018
  • Güncel
İSTANBUL - "Toplumsal Cinsiyet Eşitliği" seminerinde bir araya gelen kadınlar, toplumdaki eril dilin kadının önündeki en büyük engel olduğunu belirterek, ailede başlayan bu dilin değiştirilmesiyle eşitliğin sağlanacağını vurguladı. 
 
Gıda Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi’nin organizesiyle kadınlar, "Toplumsal Cinsiyet Eşitliği" konulu seminerde buluştu. Gıda Mühendisleri Odası’nda düzenlenen seminerde, "Cinsiyet nedir?", "Toplumsal Cinsiyet nedir?", "Toplumsal Cinsiyet Eşitliği nedir?", "Eğitimde ve iş hayatında toplumsal cinsiyet, toplumsal roller, dil ve toplumsal cinsiyet" ile "Avrupa Birliği (AB) Kadın-erkek eşitliği politikaları ve Türkiye" konu başlıkları konuşuldu. 
 
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun yanı sıra çok sayıda kadının katıldığı seminere, Kadın Meclisleri üyesi Melek Önder ve Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu üyesi Avukat Esin Yeşilırmak konuşmacı olarak katıldı. 
 
'Toplumsal cinsiyet erk üzerinden şekilleniyor'
 
İlk oturum Melek'in İstanbul Kadın Meclisleri’nin işlevini tanıtmasıyla başladı. "Kadınlarla ilgili olarak da saldırı altında olunan haklar nezdinde özgürce bir ülkede yaşama talebiyle mücadeleyi sürdürüyoruz" diyen Melek, toplumsal cinsiyetin erk üzerinden şekillendiğini söyledi. Erkeklerin kadın bedeni, hak ve sosyal yaşam üzerinden egemenlik sağladığını kaydeden Melek, erkek egemenliğine rağmen kadın mücadelesinin yüzyıllardan beri devam ettiğini vurguladı. Melek, "Dikta rejimine karşı verilen mücadelelerde tarih boyunca kadınlar en ön saflarda yer aldılar, hala da mücadeleyi bu şekilde sürdürüyorlar" diye konuştu.
 
'Kadınların yüzde 60'ı güvencesiz çalıştırılıyor'
 
Genellikle kadınlardan ev işleri ve çocuk bakımının beklendiğini belirten Melek, bu nedenle kadınların sosyal ve iş yaşamından geri kaldığına işaret etti.  Melek, şöyle dedi: "Farklı sınıflardan da olsanız buna mecbur bırakılıyorsunuz. Son yıllarda gördüğümüz süt yasası gibi ya da daha esnek çalışma modelleriyle kadınların çalışma hayatının rahatlatılacağı söylense de aslında öyle olmadığını görüyoruz. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TUİK) yaptığı araştırmaya göre, kadınların yüzde 60'ı güvencesiz bir şekilde ve partime çalışıyor. İşe alımlarda bile 'doğum yapacak mısın? Evlenmeyi düşünüyor musun?' gibi sorularla hepimiz karşılaşmışızdır. Ayrımcılık ve baskı henüz işe alınırken başlanıyor ve sistem önce erkeklerin istihdamını ciddiye alıyor.”
 
'Her işyerinde kreş olması gerekiyor'
 
İşyerlerinde çocuğu olan kadınlar için kreş olması gerektiğini vurgulayan Melek, Türkiye'de bu tür uygulamaların olmamasından dolayı kadınların iş yaşamında yer alamadığını söyledi. Melek, "Çocuğun sürekli olarak bakımının kadının üzerinde olması nedeniyle kadınlar iş alanında yer alamıyor. Sistem de bu durumu destekliyor. Yönetici kademelere baktığınızda genelde hep erkek olduklarını görüyoruz. Karar verici mekanizmalar hep erkeklerin elinde" diye belirtti.
 
'Okullarda cinsiyet eşitsizliği aşılanıyor'
 
Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin okullarda çocuklara aşılandığını ifade eden Melek, şöyle devam etti: "Eğitim alanında da kız çocuğu ve erkek çocuğu arasında kadın düşmanlığı üzerinden bir siyaset izlediğinizde ortaya kız çocuğunun erkek çocuğunun ayaklarını yıkaması gibi sahneler ortaya çıkıyor. Ataerkiyi çocuk yaşta normalize ederseniz o şekilde de devam ediyor. O yüzden de toplumsal cinsiyet eşitliğini eğitim sisteminde de oturtabilmek çok önemli."
 
'Sistem kadınlara sürekli edilgen olmayı öğretiyor'
 
Ardından söz alan Esin Yeşilırmak ise, dilin kadının önünde engel olduğunu ifade ederek, finans, siyaset, ekonomi, medya gibi her alanda dili erkeklerin belirlediğini söyledi. Eril dile aile başta olmak üzere eğitim ve iş yaşamında maruz kalındığına dikkat çeken Esin, "Sistemin kadınlardan şefkatli, nazik, duygusal olması gibi duygular gibi beklenirken erkeklerin güçlü, sert, lider ruhlu olması bekleniyor. Öğretmenler de kız çocuklarından kibar nazik, saygılı olmasını beklerken erkeklerin güçlü, mantıklı olması bekleniyor. Doğal olarak da nazik erkek toplumda kabul görmüyor. Sistem kadınlara sürekli edilgen olmayı öğretiyor. Doğal olarak kadınların sisteme ve sosyal hayata girmesi zorlaştırılıyor" dedi.
 
Seminer, soru-cevap bölümüyle sona erdi.