
Figen Aras: Zihniyet değişmeden sorunları çözme şansımız yok
- 09:05 25 Temmuz 2018
- Güncel
DİYARBAKIR - Cinsel suçları durdurmanın tek yolunun zihniyet değişimi olduğunu belirten Diyarbakır Kadın Akademi çalışanı Figen Aras, "Zihniyet değişimi ve dönüşümü olmadan çeşitli araç ve gereçle sorunları çözme şansımız yoktur" dedi.
Ülkede gün geçtikçe kadın, çocuk ve hayvanlara dönük cinsel saldırı, istismar, ve katliamlar artarken, caydırıcı cezaların olmaması aynı suçların tekrar yaşanmasına neden oluyor. Kadın örgütleri başta olmak üzere kamuoyunda oluşan yoğun tepkiler üzerine iktidar partisinin cinsel suçlara karşı gündeme getirdiği “hadım” ve “idam” uygulamaları da yine tepkilerin odağında.
Diyarbakır Kadın Akademisi çalışanı Figen Aras, gündeme getirilen uygulamaların hiçbir şekilde caydırıcı olmadığını belirterek, öncelikle zihniyetin değişmesi gerektiğine dikkat çekti.
'Zihniyet dediğimiz şey düşünce yapılanmasının kendisi'
Zihniyet denilen olgunun insanlık tarihi boyunca toplumsallaşmanın kendisiyle birlikte açığa çıkan bir durum olduğunu kaydeden Figen, "Zihniyet dediğimiz şey düşünce yapılanmasının kendisidir. İnsan zihniyeti bazen çok esneyebilirken bazen de çok katılaşabiliyor. Tarih boyunca düşünce biçimleri zihniyetleri oluşturmakta çok büyük katkı sunmuştur. Asıl mesele ise bireyin toplumsallaşırken ne düşündüğü, neye inandığı ve hakikatin doğrultusunda bilginin kaynağına nasıl ulaştığıdır" diye belirtti.
‘Zihniyet değişimi olmadan sorunları çözemeyiz’
"Maddi uygarlıklar dediğimiz her şey aslında zihniyetimizin ürünleridir" diyen Figen, "Düşünmezsek yapamayız, üretemeyiz, konuşamayız. Diyelim ki ahlaki bir toplum inşa etmek istiyoruz ama öncesinde bunu bir planlamak, doğruluğunu ve hakikatini açığa çıkarmak gerekir. İşte zihniyet burada inancın, anlamının, mücadelenin kendisi oluyor. Zihniyet değişimi ve dönüşümü olmadan yani iyinin, doğrunun ve güzelin hayata geçmesi mümkün olmadan bizim çeşitli araç ve gereçle sorunları çözme şansımız yoktur" dedi.
'Hakim olan düşünce yapılarının sorgulanması gerekiyor'
Öncelikli olarak toplumsal zihniyete hakim olan düşünce yapılarının sorgulanması gerektiğini vurgulayan Figen, şöyle devam etti: “Kadın katliamları neden bu kadar normalleştiriliyor? Neden bu kadar gazete haberlerinde sıradan bir haber gibi ele alınabiliyor? Ya da kadın bedeninin neden meta olarak kullanıldığı tartışılması gerekiyor. Bana göre bu bir sorundur ama başkasına göre sorun değildir. Çünkü ikimizin zihniyet yapıları farklıdır. Fakat sistem bunu çok muazzam bir şekilde işleyerek kullanıyor. Çocuğun doğumundan, okula gidişi, çevresi, medya, değer ve ahlaki yargıları ile birlikte bireyin zihniyet yapısı egemenin kölesi noktasında geliştiği için öncelikle eğitim ve diyaloglarla, sorgulamalarla bu zihniyet yapısını değiştirmek gerekiyor."
'Kadınlar muazzam bir sistem saldırısı altında'
Zihniyetle mücadele etme yollarının doğru bilginin kişinin kendisinde açığa çıkarmasıyla başladığını fakat bununda tek başına yetmeyeceğinin altını çizen Figen, "Kadın özgürlük paradigması var ama bunu yaygınlaştırmak, eylemsellikler yapmak, kurumsallaştırmak çok değerlidir. Jineoloji’nin burada ki yaklaşımı bireyin özellikle kadının kendisinden başlamasıdır. Yaşamın anlamını sorgulamaya başlamak ve toplumsallıkla kadın arasında, yaşamla kadın arasında, doğa ile kadın arasında ki bağı açığa çıkarmak birde bunu paylaşıp yaymak çok önemlidir. Bundan dolayı atölyelerimiz ve seminerlerimiz var. Bunlar yeterli mi elbet değil. Kadınlar muazzam bir sistem saldırısı altında. Kadın yaşamın kendisidir. Kadın olmadan yaşam olmaz diye bir sorumluluğa sahip olmamız gerekiyor" ifadelerini kullandı.
'Zihniyetin kendisini öldürmek önemlidir'
Son dönemde tartışılan “Cinsel kastrasyon”un çözüm olmasının mümkün olmadığının altını çizen Figen, "Hadımın uygulanacağı organ bedenin bir organıdır. O organ düşünmediğinde, planlamadığında çalışan bir organ değildir. Hadımla birlikte o organın etkisizleştirilmesi planlanıyor. Aslında sorun olan organı harekete geçiren zihniyettir. Organ hadım edilse bile düşünce devam ediyor. Düşünce ortadan kalkmadıkça hadım edilmesi doğru değildir. Bir erkeği hadım ettiniz peki diğerleri ne olacak? Erkekler sürekli hadım mı edilecek? Başta çocuklara özgür eş yaşam dediğimiz eşitlikçi uyumu, birlikteliği, cins ayrımına dayalı değil cinslerin bir arada yaşayacağına dair bilinci anlatabilmenin derdine düşülmelidir. Zihniyetin kendisini öldürmek önemlidir” dedi.