Minik bedeni cezaevi koşullarını kaldıramıyor: Arin bebeğin suçu ne?

  • 09:01 25 Temmuz 2018
  • Güncel
Dilan Babat
 
ANKARA - Baba Mihdi Yılmaz, cezaevi koşullarından dolayı Arin bebeğin vücudunda sürekli yaraların oluştuğunu belirtirken, HDP’li Meral Danış Beştaş, çocukların göz göre göre maruz bırakıldığı bu işkence yönteminin sonlandırılarak, 0-6 yaş aralığındaki bebek ve çocukların cezaevinde kalmamaları için gerekli yasal düzenlemelerin derhal yapılması gerektiğini söyledi.
 
Türkiye’de 2018 verilerine göre, 668’in üzerinde çocuk annesiyle birlikte cezaevinde tutuluyor. Bu çocuklardan biri de 13 aylık astım hastası Arin bebek.  Urfa 2 Nolu T Tipi Cezaevi’nde kızı Arin ile birlikte kalan Esma Yılmaz, tüm başvurulara rağmen denetimli serbestlik hakkından yararlanamadı. Kamuoyu baskısı ve Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) İnsan Hakları Komisyonu’na verilen dilekçeler sonucu cezaevi yönetimi tarafından Arin bebeğin ilaçları verilmeye başlandı.  
 
19 Temmuz’da eşini ve kızını görmeye giden baba Mihdi Yılmaz, oluşan kamuoyu baskısından sonra kızı Arin’e ilaçlarının verildiğini ve doktora götürüldüğünü söyledi.  Arin’in tahlillerinin yapıldığını kaydeden Mihdi, 5 Ağustos günü sonuçları çıktıktan sonra yeni bir tedavi uygulanacağını aktardı.   
 
‘Temiz hava alma koşulu yok’
 
Arin’in Mardin Cezaevi’nde kaldığı sürece dışarıda temiz hava alma imkânının olduğunu ifade eden Mihdi, Urfa Cezaevi’nde ise hem hava sıcaklığı hem de cezaevi koşullarından dolayı Arin’in temiz hava alamadığını belirtti. Mihdi, “12 kişilik olan koğuşta 33 kişi kalıyor. 40 derece sıcaklıkta yetişkinler dahi kalamazken, bebekler, çocuklar nasıl kalacak? Sıcaklıklar yüzünden klima verilmiyor. Arin’in ateşi çıktığında ve bunu cezaevi yönetimine bildirdiklerinde ‘Burayı beş yıldızlı otel mi zannediyorsunuz, şartlar bunlar’ yanıtı veriliyor” dedi. 
 
‘Vücudunda sürekli yaralar oluşuyor’
 
13 aylık Arin’in sıcaklıktan sürekli etkilendiğini dile getiren Mihdi, “Arin’in bu  şartlar altında kalması hukuksuzluğun göstergesidir. Arin’in sürekli vücudunda yaralar meydana geliyor. Eşim Esma’nın psikolojisi iyice bozulmuş durumda. Düşünün ki evladınız gözünüzün önünde eriyor ve siz hiçbir şey yapamıyorsunuz. Ne Arin’in ne de eşimin bir suçu var. Siyasi partilerde çalışmak, eşbaşkanlık yapmak suçsa o zaman partileri kapatsınlar. Cezaevlerinde binlerce Arinler anneleri ile birlikte kalmak zorunda bırakılıyor.  Cezaevlerinde olan çocuklara ve annelerine bir an önce denetim serbestlik verilmesi lazım” diye konuştu.   
 
‘13 aylık bebek 9 ayını cezaevinde geçirdi’
 
Arin için Meclis İnsan Hakları Komisyonu’na dilekçe veren Halkların Demokratik Partisi (HDP) Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş ise, 13 aylık Arin’in 9 ayını cezaevinde geçirdiğini vurguladı. Cezaevinde anneleri ile birlikte tutulan bebeklerin durumuna dikkat çeken Meral, anne ile birlikte bir bebeğe de ceza çektirildiğini söyledi. 
 
‘Arin’e reva görülen işkencedir’
 
Meral, cezaevi koşullarının yetişkin bir birey için dahi sakıncalı olduğu ve birçok tutsağın bu olumsuz koşullar nedeniyle sağlıklarını yitirdikleri bir tabloda Arin’e reva görülenin işkence olduğunun altını çizdi. Meral, şöyle dedi: “Annesi bahane edilerek küçücük bir bebeğe bunların yaşatılması kabul edilemez. Üstelik Arin hasta.  Eğer tedavi edilemezse başka sıkıntılar yaşaması muhtemel. O nedenle Arin’in hastalığının telafi edilemez boyutlara gelmesine müsaade edilmemeli ve bu duruma derhal son verilmelidir.” 
 
‘Astım hastası biri için temiz hava önemlidir’
 
Esma ile Arin’in uzakta bir cezaevinde kalmaya zorlandıklarını kaydeden Meral, “Daha evvel yani Mardin Cezaevi’nde iken babası gündüzleri dışarı çıkararak temiz hava almasını sağlıyordu. Astımı olan bir bebek için temiz hava önemlidir. Yine babasıyla dışarıda, dış dünya ile doğa ile temas halindeydi. Şimdi bu imkândan da mahrum bırakılmış durumda. Ayrıca dışarı çıktığında diğer kardeşleri ile vakit geçirebiliyor ve sosyalleşme olanağı buluyordu. Bu bir bebek için olmazsa olmazdır. Oyun oynama, kardeşlerini görme, cezaevindeki taş zemin yerine toprağa basma şansı da elinden alınmış oluyor” ifadelerini kullandı.   
 
‘Gerekli yasal düzenlemeler derhal yapılmalı’
 
Meral, Arin’in Esma ile birlikte denetimli serbestlikten yararlanabileceğini belirterek, “Astım hastaları için gerekli olan hava cihazı babası tarafından bin bir güçlükle temin edilmiş ancak bu cihaz kalabalık cezaevi koğuşunda etkisini gösteremiyor. Astım hastalığını bilen bilir. Öksürük atakları normal koşullarda hastane ortamında bile zor kontrol altına alınabilirken Arin bebeğin cezaevinde yaşadıklarını varın siz düşünün. Nefes alamama hali, göz altlarının morarması, öksürükten yemek yiyememe gibi minicik bünyesinin kaldıramayacağı sıkıntıları yaşıyor cezaevinde. Hal böyle olunca anne Esma Yılmaz’ın denetimli serbestlik başvurusunun kabul edilmesi ve Arin’in cezaevinden çıkarılması gerekmektedir. Aksi halde minicik bir bebeğin devlet eliyle cezalandırılmasına tanıklık edeceğiz. Ancak bu asla kabul edilebilecek bir durum değildir. Devlet bu konuyu öncelikli gündemleri arasına almalı ve 0-6 yaş aralığındaki bebek ve çocukların cezaevinde kalmamalarına ilişkin gerekli yasal düzenlemeleri derhal yapmalıdır” dedi.  
 
‘Göğün bir tek gündüzü var’
 
Cezaevlerinde kalan çocuklarının gökyüzünden, ağaçtan, temiz havadan yoksun bırakıldığını ifade eden Meral, cezaevinde kalan bir çocuğun yaşamını anlatan “Uçurtmayı Vurmasınlar” filmini anımsatarak, “Diyor ya 'Uçurtmayı Vurmasınlar' filminde küçük Barış: 'Sen artık yıldız görebiliyor musun İnci? Bizim göğümüzün bir tek gündüzü var. Senin göğünde akşam oluyor mu?’ Hapisteki çocukların göğünün bir tek gündüzü var. O gündüz ise demir parmaklıklara ve belirli saatlere sıkıştırılmış. Belli ki cezaevlerindeki o gündüz, güneşli de değil hep parçalı bulutlu. Yani yetişkin bir bireyin dahi insan onuru ile bağdaşmayacak pek çok uygulamaya maruz kaldığı, küfür, şiddet gibi olayların yaşandığı bir ortam” diye belirtti. 
 
‘Çocukların suçu ne?’
 
Aşırı kalabalık koğuşlarda yerde soğuk zemine atılan bir döşek üzerinde uyumaya çalışan, son derece sağlıksız koşullarda beslenmek zorunda kalan çocukların geleceğinin ellerinden alındığını vurgulayan Meral, “Peki bu çocukların suçu ne? Anneleri mahpus sadece. Bu gerekçe ile saçının teline zarar gelse içimizin acıdığı çocuklarımız hastalığa, açlığa mahkûm ediliyor. Çözüm bu mudur? Değil elbette” dedi.  
 
‘Çocuk haklarına aykırı bir uygulamadır’
 
Cezaevlerinde çocuklara uygulanan muamelenin evrensel hukuk kuralları ile bağdaşmadığını söyleyen Meral, bir an önce Arin’in ve diğer çocukların cezaevlerinden çıkarılması gerektiğini vurguladı. Meral, şöyle devam etti: “Çocukların anneleriyle birlikte cezaevinde kalmaları öngörülen 0-6 yaş aralığı çocuk gelişimi açısından son derece önemli bir yaş dilimi olup ne yazık ki 668 çocuk gökyüzünden, ihtiyacı olan sıcak ev ortamından, diğer ebeveyn ve kardeşlerinden, oyun ve aktivitelerden yoksun olarak büyümeye zorlanmaktadır. Bu gerçekten hiçbir evrensel kriterle örtüşmeyen, çocuk haklarına, cezaların şahsiliği ilkesine aykırı bir uygulamadır. 0-6 yaş aralığında bir çocuğun cezaevi ortamında büyümeye zorlanması hem hukuken hem de psikolojik ve sosyolojik olarak değerlendirilerek acil çözüm üretilmesi gereken bir meseledir.” 
 
‘Cezaevlerindeki çocuk sayısı günden güne artıyor’
 
Çocuk Hakları Sözleşmesi ve hukukun temel ilkeleri gereği “çocuğun üstün yararı” ilkesinin esas alınması ve bu kriterlere göre çözüm üretilmesinin  devletin önemli sorumluluklarından biri olduğunu belirten Meral, “Ancak ne yazık ki çağrılarımıza kulak asılmadı, önergelerimiz yok sayıldı ve bu günlere geldik. Üstelik günden güne cezaevindeki çocuk sayısı artıyor. Buradan tekrar çağrı yapmak ve geleceğimizin güvencesi olan bu çocukların geleceklerine sahip çıkmak için gerekli adımların derhal atılması gerekliliğini bir kez daha ifade etmek istiyorum” diye konuştu.