ÜKK'den 'Milliyetçilik ve militarizm karşısında: Feminizm' atölyesi

  • 18:19 21 Temmuz 2018
  • Güncel
ANKARA - ÜKK'nin , "Milliyetçilik ve militarizm karşısında: Feminizm" konulu atölyesinde konuşan ihraç edilen akademisyen Elçin Aktoprak, milliyetçi ideolojilerde toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin inşa sürecini anlatarak, "Milliyetçilik sizden şunu bekliyor, sadık bir eş, fedakar bir anne. Kamusal alanda da vatan için 'kadınlık' görevlerini yerine getiren kadın" dedi. 
 
Üniversiteli Kadın Kolektifi (ÜKK) Turuncu Sanat Merkezi'nde, "Milliyetçilik ve militarizm karşısında: Feminizm" konusunu Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden ihraç edilen akademisyen Elçin Aktoprak'ın yürütücülüğünde tartıştı.  Konuşmasına milliyetçiliğin kökeni ve tanımlamasıyla başlayan Elçin, akademik söylemde milliyetçilik tartışılırken,  inşa kavramına önem verildiğini belirtti. Elçin, "Millet inşa edilen siyasal  bir cemaat. Milleti inşa ederken hangi unsurları kullanıyorsunuz nasıl 'makbul' üyeler oluşturuyorsunuz? Devletlerin buradaki pozisyonu önemli" dedi. 
 
'Kemalist inşa ile AKP döneminde ki inşa yoğun olarak karşımıza çıkıyor'
 
Modern ekol üzerinden bakan biri olduğunu, bu anlamda milletin inşa edilen bir "cemaat" olduğunu söyleyen Elçin, " 'Kadın nerede? O cemaatin içinde kadın neyi temsil ediyor ?' sorularını sormak gerekiyor" şeklinde konuştu. Milliyetçiliğin kadını ve erkeği nasıl inşa ettiği meselesinin önemli olduğunu vurgulayan Elçin, "Bu mesele çok önemli. Bir ulus inşa edilirken,  ırk,  soy,  kan, kültür ve kurumlar bunların hepsi her milliyetçiliğin içinde vardır.  Bu unsurlar Türkiye' de de  ulus inşa süreci yoğun olarak karşımızda.Türkiye'de iki inşa görüyoruz.  Birincisi Kemalist ulus inşası. Bu eğitimi bürokrasiyi formatlar.  'Sen nasıl makbul bir Türk kadını olacaksın?' sorusuna cevap arar. Evet.  Kemalizm sana belirli bir özgürlük açıyor ama 'makbul' bir kadınlık da belirliyor.  İkinci inşa AKP döneminde yoğun olarak karşımıza çıkıyor. 2011 den sonra daha net ortaya çıkan AKP üzerinden 'makbul'  kadın bize tasvir etmeye çalışıyor" diye belirtti. 
 
'Milliyetçi inşa süreçlerinde kadın da erkeklik de inşa ediliyor'
 
Milliyetçi inşa süreçlerinde sadece kadının değil erkekliğin de inşa edildiğine dikkat çeken Elçin, şöyle konuştu: "Milliyetçilik devlet olmakla gelen bir ideoloji olduğu için erkeği inşa ederken şunu görüyoruz.  Ulusu erkek kardeşliği olarak karşımıza çıkarıyorlar. Kadınları aktif özenle olarak kabul etmeyen bir ideolojiden bahsediyoruz. Savaşa kim gidecek? Düzeni kim döndürecek? Başından itibaren bir erkeklik olarak görüyor. Dil olarak herkesi davet etse de bir  erkek dili kullanıldığı için kadınlara ancak 'Gel benim kadın kardeşim öyle oturma çalışacağın  yerler şuralar olsun.  Bunların dışına çıkma' deniyor." 
 
'Erkek cinselliği savaş dönemlerine 'silahlaşıyor'
 
Bütün milliyetçi ideolojilerde  kadına rol biçme ve yerini gösterme meselesi olduğuna  ifade eden Elçin, "Ulusa dair tüm kavramların yenilginin zaferin ve bir ulusun tarihi erkeklerin zaferi  üzerinden anlatılıyor. Tarih erkek egosu üzerinden tatmin ediliyor. Tarihsel olarak tüm savaşlarda  kadınlar 'ganimet'  olarak  görülüyor. Erkek cinselliğinin savaş döneminde silahlaşması buradan geliyor. Buradan giderek ulusu korumak erkeğin görevi" sözlerini kullandı. 
 
'Milliyetçilik kadından sadık ve fedakar bir anne olmasını bekliyor'
 
Bütün milliyetçi ideolojiler için kadının doğurganlık durumunun birinci  mesele olduğunu  söyleyen Elçin,  "Çünkü sen doğurmazsan 'erkek' yok. İkincisi,  etnik ve ulusal grupların sınırlaması, üçüncüsü, toplumun yeniden üreticisi olmak anlamına gelmesi. Milliyetçi ideolojilerde kadın  aynı zamanda etnik ve ulusal grubun sembolü olarak görülüyor. 'Sen doğuruyorsun yetiştiriyorsun pasif bir rolün var ama bizim için kutsalsın' deniliyor. Milliyetçilik  için özel olan çok önemli. Kadınların ve çocukların militarizasyonu önemli. Milliyetçilik sizden şunu bekliyor. Sadık bir eş, fedakar bir anne. Kamusal alanda da vatan için 'kadınlık' görevlerini getiren kadın olacaksın" ifadelerini kullandı. 
 
Savaşlarda cinsel saldırının kadın üzerinden bir ulusu cezalandırma yöntemi olarak kullanıldığını söyleyen Elçin, "Bosna da  kadınları hamile bırakarak soylarının bozulmasını amaçladılar. O anlamda tecavüz doğrudan bir penis değil aynı zamanda bir silah" diye belirtti. 
 
Forum, medyada siyasetçilerin kadınlara dönük cinsiyetçi söylemlerinin yer aldığı kısa videoların izlenmesi ile son buldu.