İHD: OHAL'i olağan hale getiren yasa teklifi geri çekilsin!

  • 16:10 20 Temmuz 2018
  • Güncel
İSTANBUL - OHAL'in yasalaşmasına zemin hazırlayan yasa tasarısına ilişkin milletvekillerine çağrı yapan İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri,  "OHAL'in sürmesine olanak sağlayacak yasa tasarısının meclisten geçmesinin engellenmesini istiyoruz. Bu yasa değişiklikleri tüm toplumun hak ve özgürlüklerini engelleyecek ve telafisi imkansız pek çok mağduriyet yaratacak" dedi.
 
İki yıllık Olağanüstü Hal (OHAL) sürecinde yaşanan hak ihlallerine ve OHAL yerine Meclis'e sunulan yasa tasarısına ilişkin İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi basın toplantısı düzenledi. Şube binasında yapılan toplantıda "OHAL'i olağan hale getiren yasa teklifi geri çekilsin" pankartı açıldı. Basına açıklamayı yapan İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, pek çok temel hakkın OHAL uygulamaları tarafından ihlal edildiğini vurguladı. 2 yıllık süreçte İHD'ye yapılan hak ihlalli başvurularında ciddi bir artış yaşandığını söyleyen Gülseren, 2017 Ocak ayında 20 başvuru olurken,  2018'de ise hak ihlali başvurularının 97 olduğu örneğini verdi. 
 
2017 Ocak ayında cezaevlerinden 2 başvuru alırken, 2018 Ocak ayınca bu sayının 70'e yükseldiğini de aktaran Gülseren, göz altılara, kayıplara ve ajanlık dayatmasına ilişkin durumlarda da artış yaşandığının altını çizdi. 
 
125 bin 800 kamu görevlisi ihraç edildi
 
Bazı sendika ve sivil örgütlerinin yaptığı çalışmalara göre 125 bin 800 kamu görevlisinin işinden ihraç edildiğini söyleyen Gülseren, "446 kişi hakkında adli işlem yapıldığını, hala 100 bin 661 soruşturmanın devam ettiğini ve OHAL tutuklusu diyebileceğimiz kişi sayısı 40 bine yakın. Ama aslında bu sayının 70 binin üzerinde olduğu dönemleri de biliyoruz" dedi.
 
'İntihar ve şüpheli ölümler arttı'
 
Gülseren, OHAL'de 174 Medya ve yayın kuruluşunun kapatıldığını hatırlatarak, yaşanan diğer hak ihlallerini de genel hatlarıyla şöyle aktardı: "İhraç edilenler ve soruşturmaya uğrayanların eşlerinin ve kendilerinin pasaportları iptal edildi. Grevler yasaklandı. 50'yi aşkın kişi bu süreçte intihar etti.  OHAL'deki intiharların sebeplerini iki başlıkta toplamak mümkün; bunlardan bir tanesi gözaltı merkezlerinde ya da çıktıktan sonraki uygulamalardan kaynaklı intiharlar olarak kayıtlara geçerken ikincisi ise özellikle mali olarak zor duruma düşürülen kişilerin açlıkla karşı karşıya kalmaları, sosyal hayatlarının tamamen bitirilmiş olması, kişinin hedef edilmesi toplumsal dayanışmanın engellenmiş olmasıyla ilişkin intiharlar belirlendi.  Bunların bir kısmı için şüpheli ölüm diyebiliriz. Çünkü hem gözaltı merkezlerinde ölüm olayları gerçekleşmişti, orada da intihar tabiri kullanılmıştı ama ailelerin anlatısında bu olayın oluşumu bu durumun bir intihardan ziyade şüpheli bir ölümü çağrıştırdığı bilgisi vardı."
 
OHAL sürecinde kaçırılma olaylarında da artış yaşandığını belirten Gülseren, ilk yılda 11 kaçırılma vakası varken İHD'ye yansıyan pek çok kaçırma ve kaybolma vakası yaşandığını da sözlerine ekledi. İşkencenin hem anayasada hem de uluslararası sözleşmelerde yasak olmasına rağmen OHAL sürecinde artarak devam ettiğini kaydeden Gülseren, işkencenin dozajının da arttığı ihlaller yapıldığını ifade etti. 
 
'Yasa teklifi yasalaşırsa ciddi sorunlara neden olacak'
 
OHAL'in kaldırılmasından sonra Meclis'te görüşülen yasa teklifine ilişkin konuşan Gülseren, bu yasa teklifinin yasalaşırsa ciddi sorunlara neden olacağını söyledi. Sunulan yasa teklifiyle OHAL'in kalıcılaştırılmak istendiğini dile getiren Gülseren, "OHAL'in kalıcılaştırılmak istenmesini sadece bu yasa teklifiyle sınırlandırmak da doğru değil. Çünkü 16 Nisan Anayasa Referandumu ile anayasada da değişiklik olarak işlenmiş olan cumhurbaşkanlığına ciddi yetkiler veren ve parlamentoyu yetkisizleştiren düzenlemeler var" diye belirtti. 
 
Milletvekillerine çağrı yaptı
 
OHAL'den sonra Meclis'e sunulan yasa teklifinin geri çekilmesini talep ettiklerini belirten Gülseren, Meclis'e ve milletvekillerine şu çağrıyı yaptı: "Bu yasa görüşülürken hak ve özgürlüklere yönelik getireceği kısıtlamalar doğru değerlendirilmeli. OHAL'in sürmesine olanak sağlayacak yasa tasarısının Meclis'ten geçmesinin engellenmesini istiyoruz. Bütün milletvekillerine bu çağrıyı yapıyoruz. Bu yasa değişiklikleri tüm toplumun hak ve özgürlüklerini engelleyecek."
 
'Yasa işkenceye yasal zemin hazırlayacak'
 
Yasa teklifinin yeni bir torba yasa mantığıyla hazırlandığını hatırlatan Gülseren,  toplamda 25 maddeden oluşan yasa tasarısının, "İl İdaresi Kanunu, Sıkı Yönetim Kanunu, Jandarma Teşkilat Görev ve Yetkilileri Kanunu, Terörle Mücadele Kanunu, İdari Yargılama Usulü Kanunu, Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu, Sahil Güvenlik Kanunu, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu" gibi pek çok kanuna uygun olmadığını ve bertaraf edeceğini kaydetti. Gülseren, sunulan yasa teklifinin Anayasa Mahkemesi (AYM) ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) aykırı olarak hak ve özgürlüklerin özüne dokunur şekilde kısıtlamaları içerdiğini belirtti. Gülseren, "Gözaltı süresinin uzatılması, arama ve el koyma prosedüründe yetkinin kolluğa verilmesi, kişi özgürlüğü ve güvenliğini ihlal edeceği gibi işkencenin de artmasına zemin hazırlayacak. Zaten işkence OHAL sürecinde oldukça artmıştı. Bu yasal düzenleme gerçekleşirse işkenceye yasal olarak da zemin sunulmuş olacak. Bu maddeler yasalaştığında gösteri ve toplantı yapma hakkımız izne tabi olacak.  Valiye verilen geniş yetkilileri de göz önüne alırsak keyfiyetin nerelere vardırılacağını bizlere gösteriliyor" diye konuştu. 
 
'Yasa telafisi imkansız mağduriyet yaratacak'
 
Gülseren, son olarak toplumda korkunç bir sessizliğin hakim olduğuna vurgu yaparak şunları söyledi: "Uzun bir süredir insanlar farkında değiller ama bu yasalar kabul edilip yürürlüğe girdiği andan itibaren telafisi imkansız pek çok mağduriyet yaratacak. O yüzden basın ve yayın organlarının da bu çağrımıza kulak verip ses olmasını arzu ediyoruz."