Ebeveynlere uyarı: Çocuğu sosyal yaşam alanlarından alıp eve kapatmayın

  • 09:04 15 Temmuz 2018
  • Güncel
VAN - SES üyesi Mesude Demir, her bireyin çocuklar için sorumluluk alması gerektiğini, devletin de sosyal politikaları geliştirmesi gerektiğini vurgulayarak, istismara karşı yapılması gerekenleri anlattı. 
 
Türkiye'nin en önemli sorunlarından biri olan çocuk istismarına karşı önlem olarak “hadım” ve “idam” cezalarının çözüm olmayacağını belirten Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edilen Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) üyesi Mesude Demir, alınması gereken asıl tedbirlere dikkat çekti. 
 
'Çocuğu sosyal yaşam alanlarından alıp eve kapatmayın'
 
Öncelikle bu konuda ebeveynlerin yapması gerekenleri sıralayan Mesude, şöyle devam etti: "Cinsel istismarların basına yansımasıyla birlikte kadınların ilk olarak aldıkları önlem çocuğunu sokaktan alma ve eve hapsetmek oluyor. Sokağa çıktığında ise çocuğunu tedirginlikle çıkarıyor ve elini bırakmıyor ya da fazla uyarmak gibi bir uygulamaya geçiyor. Haklı olarak bunu her anne yapar. Ama her yerde ya da en yakınlarımız tarafından gerçekleşen istismarların önlemini bu şekilde alamayız. Aksine çocuğu sosyal yaşam alanlarından alarak eve hapsetmek çocukta ilerleyen yaşlarda topluma adapte olmak gibi birçok psikolojik sorunlarla karşılaşması kaçınılmaz olur. Oysaki birey olarak biz toplumun bir parçasıyız. Çocuğu da toplumun bir bireyi olarak yetiştirmemiz gerekir." 
 
'Koruma içgüdüsünü iyi kontrol etmek gerekir'
 
Ebeveynlerin koruma içgüdüsünü kontrollü tutmaları gerektiğini kaydeden Mesude, "Örneğin onu eve kapatıyor. Arkadaşlarıyla oynamasını engelliyor. Bu daha da tehlikeli sonuçlar doğuruyor. İletişim anlamında sorunlu, paylaşıma kapalı çocuklar yetiştirmiş oluruz. Annenin cinsel istismarlar karşısında koruma içgüdüsünü çok kontrollü yapması gerekir. Bu konuda ebeveyne büyük sorumluluklar düşüyor. Ama asıl olan toplumsal değişimlerdir" ifadelerini kullandı. 
 
'Ebeveynlerin çocuklarıyla aralarında şifre oluşturmaları gerekir'
 
Ebeveynlerin alması gereken önlemler arasında çocuklarla fazla vakit geçirmek olduğunu belirten Mesude, şu önemli uyarılarda bulundu: "Bu konuda ebeveynlere söyleyeceğimiz belli kriterler var. Çocuk algılayabilecek düzeyde ise mahrem bölgelerini ona öğretebilmek, yani 'ben annen olarak vücudunun bölgelerine dokunabilirim, başka kimse dokunamaz' diye öğretmeleri gerekiyor. Sosyal yaşamda yabancıları tamamen ötekileştirme yerine mesafeli olmayı öğretmesi, bunun eğitimini vermesi gerektiğini, mümkün mertebe ona hissettirmeden gözetim altında tutabilmesi gerekir. Bunun yanı sıra çocuğunuz algılayacak düzeyde ise kendi aranızda bir şifre oluşturmak önemli. Örneğin 'annen beni gönderdi seni çağırıyor' şifresini sormak ve onun cevabını almak gerekir. Bunu yaparken de çocuğu korkutmak değil amaç. Bunları iyi ayırt etmek lazım. Çocuğa sebep sonuçlarını anlatmak yerine 'böylesi daha uygun' ya da 'böylesi ikimiz içinde daha güvenli' demek gerekir." 
 
'Sosyal politikalar geliştirilmeli' 
 
Çocuk istismarlarına karşı tedbirleri yalnızca anne ya da ebeveynlerin alamayacağını kaydeden Mesude, özellikle bu konularda devlete büyük sorumlulukların düştüğüne dikkat çekti. Devletin yaşamın her alanında sosyal politikaları geliştirmesi gerektiğine vurgu yapan Mesude, sosyal politikaların ise çok daha önemli olduğunun altını çizdi. Eğitim sistemi örneğini veren Mesude, "Eğitim sisteminin bilimsel, evrensel ve cinsiyetçilikten uzak tamamen eşit düzeyde geliştirilmesi ve uygulanması çok önemli bir etkendir. Maalesef eğitimin geldiği düzey ortada" diye belirtti. 
 
'Birey olarak sorumluluk almamız gerekiyor' 
 
Devletin gerçek bir koruma sistemiyle cinsel istismarları önleyebileceğini ifade eden Mesude, "Gerçek koruma sisteminin oluşması için devletin hukuken, sosyal alanda ciddi değişim ve dönüşüme ihtiyaç vardır. Devlet hadım gibi, idam gibi ilkel yöntemlerle bunu bitirmeyi düşünüyor. Şimdi bu ilkel yöntemlerin kullanıldığı devletlerin hiçbirinde çözüm olmadığını bizler görüyoruz. Bizim birey olarak cinsel istismarların karşısında tepkimizi göstermemiz lazım. Bu toplumun bir bireyi olarak benim sorumluluğumdur. Toplumsal olarak bunu düşünmemiz gerekiyor. Komşunuzda ya da oturduğunuz binada, bir çocuk ısrarla ağlıyorsa benim gidip o kapıyı çalıp 'o çocuk kim, neden ağlıyor' öğrenmem lazım. Bizim artık toplum olarak 'aman bana ne' demekten uzak durmamız gerekiyor. Çocuğu artık annenin, babanın, bakıcının malıymış gibi görmekten uzak duralım. Çocuk toplumun bir bireyidir. Sağlıklı bir birey olması için de bizim toplum olarak bu sorumluluğu almamız gerekiyor" dedi.