Sibel Yiğitalp OHAL'de yaşanan hak ihlallerini açıkladı

  • 14:29 25 Nisan 2018
  • Siyaset
ANKARA - HDP Diyarbakır Milletvekili Sibel Yiğitalp, OHAL sürecinde Türkiye'de yaşanan hak ihlallerine dikkat çekmek için Meclis'te basın toplantısında düzenledi. 
 
Diyarbakır Milletvekili Sibel Yiğitalp, OHAL sürecinde Türkiye'de yaşanan hak ihlallerine dikkat çekmek amacıyla Meclis'te basın toplantısı düzenledi. Türkiye'nin, hak ihlalleri noktasında zirveye ulaştığı günlerden geçildiğini söyleyen Sibel, “OHAL ilanıyla birlikte 15 Temmuz farklı bir sürece girmiş oldu. KHK'lerle birçok kimsenin görevine son verildi, gözaltına alınanlar oldu” dedi. Anayasa’ya göre OHAL yetkisinin savaş, seferberlik ve olağanüstü hallerde dahi temel insan haklarını ihlal etmek için kullanılamayacağını söyleyen Sibel, 20 Mart 2018 itibariyle yaşanan hak ihlallerini şöyle sıraladı: 
 
“*En az 160.000 kişi hakkında gözaltı işlemi uygulandı.
 
*Hakkında tutuklama kararı verilerek tutuk evlerine konulan kişi sayısı en az 228.137 kişi oldu.
 
*Ceza ve tutukevleri nüfusu aşırı kalabalıklaştı. 208.830 kişilik kapasiteye sahip ceza ve tutukevlerinde tutulanların sayısı 224.974 kişiye ulaştı.
 
*Cumhuriyet savcıları 2016 yılında 155000 kişi hakkında "silahlı örgüte" üye olmak suçundan soruşturma açtı.
 
*112.679 kişi hakkındaki ömür boyu ihraç kararı devam etti.
 
*Milli Eğitim Bakanlığının Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü tarafından sağlanan izin ile faaliyet gösteren özel eğitim kurumlarının kapatılmasının ardından 22.474 kişinin çalışma lisansı iptal edildi ve herhangi bir eğitim kurumunda görev almaları yasaklandı.
 
*94'ü Demokratik Bölgeler Partisinden olmak üzere 99 Belediyeye Kayyum atandı.
 
İş cinayetleri
 
*Ülkemizde her 6 dakikada bir iş kazası olmakta, her 6 saatte de bir işçi hayatını kaybetmektedir. Bu; çalışmaya giden en az 4 işçinin akşamları evlerine dönememeleri anlamına gelmektedir.
 
*İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) meclisi açıklamalarına göre 2016 yılında en az 1970, 2017 yılında en az 2006, 2018 yılının ilk 3 ayında ise en az 386 işçi iş cinayetinde hayatını kaybetmiştir.
 
*Çalışan her 10 çocuktan 8'inin kayıt dışı olduğu tahmin edilmektedir. 
 
*TÜİK'in 2016 yılı verilerine göre çocuk işçilerin yüzde 78'i kayıt dışı çalıştırılmıştır. 
 
 
*Tüm bunların yanında mesleki eğitim alan ve özellikle turizm sektöründe çalıştırılan stajyerler, resmi kayıtlara "çocuk işçi" olarak geçmemektedir. 
 
*İSİG verilerine göre 2016'da en az 56, 2017'de 18'i 15 yaş altında olmak üzere en az 60, 2018'in ilk üç ayında ise 9 çocuk yaşamını çalışırken yitirmiştir.
 
Hükümetin 2023 planı: 5 yılda 228 yeni cezaevi
 
Geçtiğimiz 5 yıl içerisinde ihalesi ve yapımı bitmiş olup hizmete açılan ceza infaz kurumlarının yıllara göre dağılımı ve kapasiteleri şöyle oldu:
 
*2013 yılında 10 adet olup arttırılmış kapasitesi 8.485
 
*2014 yılında 14 adet olup arttırılmış kapasitesi 13.194
 
*2015 yılında 18 adet olup arttırılmış kapasitesi13.292
 
*2016 yılında 38 adet olup arttırılmış kapasitesi 26.572
 
 
*2017 yılında 9 adet olup arttırılmış kapasitesi 4.908
 
*2 gün önce mecliste ve Türkiye'nin her yerinde çocuk bayramı kutlandı. Bu ülkede 12-17 yaş aralığında olan 3000'e yakın çocuk cezaevinde.2012'de 601 bin olan 15-17 yaş arası çocuk işçi sayısı 2018'e geldiğimizde 2 milyona yaklaşmıştır.
 
*Ayşe öğretmen ve çocuğu Deran ile birlikte şu anda yaklaşık 705 çocuk anneleriyle birlikte cezaevinde.
 
*Darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL döneminde 16 çocuğun hayatını kaybetmesiyle sonlanan 18 zırhlı araç olayı yaşandı. 2008'den bu yana zırhlı araç çarpması sonucu en az 19 çocuk ölürken 12 çocuk da ağır yaralandı.
 
 Avrupa Konseyi ile Lozan Üniversitesi tarafından ortaklaşa hazırlanan ve 2016 yılında Avrupa cezaevlerinin durumunu gösteren istatistiklere göre;
 
*2006-2016 döneminde tutukluluk oranının en çok arttığı ülke Türkiye 
 
* Bu dönemde Türkiye'de tutukluluk oranı yüzde 161,7 artış gösterdi. Avrupa Konseyi 
uzmanları Türkiye'deki artışın 2006'dan bu yana düzenli biçimde gözlemlendiğini söylüyor. 
 
*Avrupa'da 1 Ocak 2016 itibarıyla 100 bin kişiye ortalama 127 tutuklu düşüyor. Bu alanda en yüksek orana sahip ülkeler Gürcistan (256), Türkiye (244), Litvanya (244), Azerbaycan (236) ve Moldova (222). 
 
*En düşük oranlara sahip ülkeler ise San Marino (6), İzlanda (37), Hollanda (51), Finlandiya (56) ve Danimarka (59).
 
*İstatistiklere göre, 2016'da cezaevi nüfusu en çok artan ülkeler sırasıyla Bulgaristan (yüzde 10,8), Türkiye (yüzde 9,5), Çekya (yüzde 7,6), Sırbistan (yüzde 6,6) ve Danimarka (yüzde 5,5) oldu. 
 
*Cezaevi nüfusu en çok azalan ülkeler ise İzlanda (yüzde 15,9), Kuzey İrlanda (yüzde 11,8), Litvanya (yüzde 11,1), Belçika (yüzde 10,1) ve Gürcistan (yüzde 6,7) olarak kaydedildi.
 
*Türkiye'yi bu alanda sırasıyla San Marino (yüzde 81,8) ve Arnavutluk (yüzde 66) izliyor. 
 
Tüm bunların yanında birde şu durum söz konusudur.
 
*Kırşehir şeker fabrikası 330 milyon liraya satılırken, Kırşehir'e 338 milyon liraya cezaevi yapılıyor.
 
Cezaevlerinde sağlık hakkı engellenmektedir:
 
*Kelepçeli muayene dayatması
 
*Havalandırmasız ring araçlarında hasta sevki
 
*Hastane sevklerindeki, dosya ve sevk belgelerine "dikkat kaçar, kaçırılır" ibaresi ve "örgüt isimleri" yazılması 
 
*Hastaların sağlık raporları kendilerine verilmemesi
 
 
*Cezaevi girişinde asker ve cezaevi personeli tarafından çıplak arama yapılması.
 
*16 bin 830 mahkuma bir doktor düşüyor.
 
*Bin 154 hasta tutukludan 402'sinin durumu ağır.
 
*17 Yılda 3 Bin 500 Hasta tutsak yaşamını yitirdi
 
Oysa Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Madde 3; "Hiç kimseye işkence ya da insanlık dışı ya da onur kırıcı bir davranış ya da ceza uygulanamaz" der.
 
*Buna göre cezaevlerinde hastanelere sevklerde kullanılan tek kişilik araç ve kelepçeli muayene dayatılması hem işkence hem de onur kırıcı davranıştır.
 
Cezaevlerinde sosyal haklar engellenmektedir:
 
*Havalandırma kapıları mevzuata göre değil, keyfiyete göre erken kapatılması veya geç açılması
 
*Radyoların toplatılması, gazete verilmemesi, idarenin izin verdiği TV kanallarının izlenmesi
 
 
*Telefon görüşmelerinde hem ailenin hem de mahpusun tekmil dayatması
 
*Yönetmelikte haftada 10 saat olan odasının dışında sosyal kültürel etkinlik hakkının iki saatle sınırlandırılması
 
 
*Tutuklu ve hükümlülere çıplak arama dayatılmaktadır.
 
Oysa Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin R (2006) 2 sayılı "Cezaevi Kuralları Hakkında Tavsiye Kararları" konulu tavsiye kararı şöyledir;
 
 
*Spor, oyunlar, kültürel faaliyetler, özel hobiler ve diğer boş zaman uğraşlarını kapsayan eğlendirici fırsatlar yaratılmalıdır ve mümkün olabildiğince mahpusların bu etkinlikleri organize etmelerine izin verilmelidir.
 
*Mahpusların bulundukları odaların iç kısmına yerleştirilmiş kamera 24 saat kesintisiz kayıt yapmaktadır. Oda içine yerleştirilen kamera ile ortak yaşam alanlarının izlenmesinin yanı sıra, tuvalet ve banyo girişi de bu kamera ile gözlenmektedir.
 
*Oysa yaşam alanlarının 24 saat boyunca kamera ile gözetlenip kayıt altına alınması bir hak ihlalidir. Anayasanın 20. maddesinde güvence altına alınan "herkesin özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz" ilkesi, anayasannın giriş bölümü 5. ve 17. maddesinde ayrı ayrı düzenlenen "manevi varlığın" korunması" ilkesi ihlal ve "İnsan haysiyetiyle bağdaşmayan bir muameleye tabi tutulamaz" ilkesi açıkça ihlal edilmektedir. İnsan haysiyeti ve haklarının korunması konusunda "Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi" Cezaevleri Kuralları hakkında 2006/2 numaralı tavsiye kararında "özgürlüğünden yoksun bırakılan herkese, insan haklarına saygı çerçevesinde davranılmalıdır denilmektedir.
 
*Ayakta sayıma karşı çıkanlar hakkında disiplin soruşturması açılmakta ve disiplin cezaları verilmektedir.
 
*Gelen ve giden mektuplar sürekli sansürleniyor, siyasi değerlendirme yapılmış hiçbir mektup dışarı çıkarılmıyor. 35 mahpusa, İHD Genel merkezine toplu olarak yazdıkları mektup için Cumhurbaşkanı R. T. Erdoğan ve eski başbakan A. Davutoğlu' na hakaretten dava açılmış.
 
*Son dönemlerde sık sık hücreler 20-30 kişilik personelle aranmakta, hücreleri dağıtılmakta; defterlere, yayımsal çalışmalara örgütsel material denilerek el konulmakta ve sonrasında bunlar için disiplin soruşturmaları açılmaktadır. Birçok mahpusa bu nedenlerle hücre cezaları veriliyor
 
*Beş aydır cezaevi idaresi berberde "makasla" saç tıraşını yasaklamıştır. Güvenlik gerekçesi ile tek tip saç dayatıldığı belirtilmiştir. Mahpuslar bu uygulamayı kabul etmediklerini belirtmiş, idare de, "Gizli genelge" geldiğini buna dayanarak "yasaklama" kararı aldıklarını beyan etmişlerdir.
 
*En son tek tip elbiseyi protesto etmek için Adalet Bakanlığına yazdıkları dilekçeler nedeniyle 75 kişiye disiplin soruşturması açılmış ve çeşitli cezalar verilmiştir."