‘AKP-MHP ittifakı bir ay daha yönetemez’
- 14:50 22 Nisan 2018
- Siyaset
İSTANBUL - HDK Genel Meclis Toplantısı’nda konuşan Eşsözcü Gülistan Kılıç Koçyiğit, “AKP-MHP ittifakı bir ay daha fazla ülkeyi yönetecek bir pozisyonda değildir. Kurdukları bütün ittifak çatırdama üzerinedir” dedi.
Halkların Demokratik Kongresi (HDK), 8’inci Dönem 3’üncü Genel Meclis Toplantısı’nı Beyoğlu’nda bulunan Genel Merkez binasında gerçekleştirdi. Toplantının yapıldığı salona üzerinde tutuklu bulunan HDK Eşsözcüsü Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu’nun fotoğrafının bulunduğu “Eş Sözcümüz Onur Hamzaoğlu’na özgürlük” pankartı asıldı.Kongre bileşeni çok sayıda oluşum ve bireyin katıldığı toplantı, divan seçiminin ardından HDK Eşsözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit’in açılış konuşmasıyla başladı.
Gülistan konuşmasına, “Öncelikle zindanda tutsak olan Eşsözcümüz Onur Hamzaoğlu ve İstanbul İl Eşsözcümüz Gülçin Aykul şahsında zindanda olan bütün mücadele arkadaşlarımızı saygı ve sevgiyle selamlıyoruz. Onlar belki fiziken burada değiller ama biliyoruz ki bugün aramızdalar ve bütün süreci de yakından takip ediyorlar” diyerek başladı.
Devamında dünyanın bugün altüst durumda olduğunu ifade eden Gülistan, bu durumun bölgeye yansımasının ise çok can yakıcı olduğunu söyledi. İngiltere’de Rus ajanın öldürülmesinden sonra yeni bir soğuk savaşa dönemine girildiğini belirten Gülistan, “Ülkelerin hegemonya krizlerini aşmak için dünyada daha fazla hegemonya kurmaya çalıştıklarını da açık ve net bir şekilde görüyoruz. Suriye’de gerçekleşen kimyasal silah kullanıldığı iddiası üzerine gerçekleşen ABD İngiltere ve Fransa’nın yaptığı bombalamanın kendisi bu hegemonya krizinin bir dışa vurumudur. Aynı zamanda tabi ki Rusya’ya sınırlarını çizme, İran’a dolaylı olarak haddini bildirme ve bölgedeki ülkeler açısından da 'Biz buradayız. Ayağınızı denk alın' mesajı olarak da okunabilir” dedi.
24 Haziran’da yapılacak baskın seçimlerin üzerinde duran Gülistan, şu değerlendirmelerde bulundu:
“AKP-MHP ittifakı bir ay daha fazla ülkeyi yönetecek bir pozisyonda değildir. Kurdukları bütün ittifak çatırdama üzerinedir. İttifakın temel mayasını oluşturan Kürt karşıtlığı propagandası da aslında sona gelmiştir. Kendisini savaşla donatan AKP-MHP’nin bu ülkeye vaat edebileceği bir gelecek yok. Ondan dolayı 24 Haziran’da erken seçim kararı aldılar.
‘Herkes kuşku duymalı’
Seçimin bu kadar erken yapılıyor olmasından hepimizin kuşku duyması lazım. Kapalı kapılar arkasından neler konuşulduğunu ve nasıl bir hazırlık yapıldığını bilmiyoruz. En asgari usul kuralları bile çiğnenmiştir. Seçim kararı alınmadan çıkartılan birçok yasal düzenleme seçim güvenliğine gölge düşürecek mahiyette. Eğer gerçek anlamda bu seçimden emin olsalardı. Kazanacaklarını bilselerdi OHAL’i kaldırır, bütün usul koşullarını yerine getirip, öyle bir seçim tarihi belirlerlerdi ki o zaman daha adil ve demokratik seçimden bahsedebilirdik. En asgari demokratik ilkenin olmadığı bir yerde eylemlerimiz engellenirken bu noktada gidip, bir propaganda çalışması yürütmek, topluma ulaşmak ve toplumu örgütlemenin ne kadar zor olduğunu biliyoruz.
‘Yaşanacak her türlü olumsuzluktan cumhurbaşkanı sorumlu’
Saray’ın ‘O partiyi sandığa gömün’ diye HDP’yi hedef göstermesi bile nasıl büyük bir tehdit olduğunun ve bu iki aylık süreçte yeni bir 7 Haziran’la 1 Kasım süreci arasında olup olmadığımızı da düşünmek zorundayız. Seçim takvimi ilan edildikten sonra olacak ve olabilecek her türlü olumsuzluktan bire bir Cumhurbaşkanının sorumlu olduğunu söylemeliyiz.
Ülkede OHAL var ama Kürdistan da sıkıyönetim var. Birçok bölgede ‘Özel Güvenlik Bölgesi’ ilan edildiğini biliyoruz. Böyle bir iklimde siz Kürdistan’da sandıkları nasıl kuracaksınız. Sandık güvenliğini nasıl sağlayacaksınız, merkezlere taşıdığınız sandıklara halkın ulaşmasını nasıl sağlayacaksınız?
‘Mücadele etmeyi bir görev olarak bilmek zorundayız’
Bu soruları bir yurttaş olarak daha yüksek sesle haykırmak ve bütün oyun ve senaryoları da şimdiden teşhir etmek zorundayız. Bu seçime asılacağız. Sadece seçimi gündeme almak yetersiz olur. Seçimden sonrayı merkeze alan bir demokratik programa ihtiyacımız var. Önümüzde 1 Mayıs var. Cengiz Holdingler, bu milletin anasına küfredenler bir de meclise gidecekler. HDK olarak OHAL’e karşı direnmiş bütün toplumsal alanlardaki sözcülerimizi meclise göndererek onların arkasında mücadele etmeyi bir görev olarak bilmek zorundayız.
Bu yıl da Taksim Meydanını yasaklar. Kente karşı suç olan Maltepe meydanını önerdiler. Bütün bu yasakçı zihniyete karşı Newrozdan aldığımız güç ve moralle 1 Mayıs alanlarını doldurmak zorundayız.”
Gülistan’ın konuşmasının noktalamasının ardından ise Sincan Cezaevi’nde bulunan HDK Eş Sözcüsü Onur Hamzaoğlu’nun gönderdiği mektup okundu.