İSTANBUL - Özgür basın çalışanlarına yönelik baskılara dikkat çekmek amacıyla yapılan açıklamada konuşan Gazeteci Seyhan Avşar, “Hiçbir güç gerçeklerin üzerini örtmeye ve boyamaya yetmeyecektir. İçeride, dışarıda nerede olursak olalım sokakların sesi olacağız” dedi.

 

OHAL ile birlikte özgür basın çalışanlarına yönelik artan saldırılar hız kesmeden sürüyor. Özgürlük Demokrasi Gazetesi ve Gün Matbaanın kapatılmasının ardından gazete çalışanları tutuklandı. Yine Etkin Haber Ajansı (ETHA) muhabirlerine yönelik operasyon düzenleyen polisler 3 muhabiri gözaltına aldı. Günlerce süren hukuksuz gözaltının ardından muhabirler tutuklanarak cezaevine gönderildi. Alanda çalışan gazetecilerin tutuklanmasına ve gazetelerin kapatılmasına ilişkin İstanbul Özgür Basın Platformu Galatasaray Lisesi önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamada “Gazetecilik suç değil”, “Gazetecilik yargılanamaz” yazılı dövizler ve “Özgür basın susturulamaz” yazılı pankart yer alırken, tutuklanan gazetecilerin fotoğrafları da taşındı. 

 

‘Hukuksuz gözaltılar yapıldı’

 

Gazeteciler adına konuşan TGS Kadın Komusyonundan  Seyhan Avşar, basına yönelik saldırı ve baskıların her geçen gün arttığına dikkat çekti. Seyhan, Türkiye cezaevlerinde 180’e yakın meslektaşlarının tutsak tutulduğuna işaret ederek, tutuklu bulunan gazetecilerin özgürlüğüne kavuşması için alanlarda mücadele ederken, her gün yeni bir meslektaşlarının tutuklanmasına tanıklık ettiklerinin altını çizdi. Seyhan, “Geçtiğimiz haftalarda önce Özgürlükçü Demokrasi Gazetesi’ne ve Gün Matbaası’na TMSF tarafından el konularak, çalışanlarının evlerine polis baskın düzenledi. Günlerce gözaltında tutulan 30’a yakın arkadaşımız daha sonra çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı” diye belirtti. 

 

‘Arkadaşlarımız özgür basın geleneğinin bir parçasıydılar’

 

Seyhan, ETKİN Haber Ajansı’ndan meslektaşları Pınar Gayip, Semiha Şahin ve Adil Demirci de hukuksuzca gözaltına alındığına değinerek, 1 haftalık gözaltı süresinin sonunda gazetecilerin çıkarıldıkları mahkemece tutuklandığına dikkat çekti. Gazeteci Serpil Berk’in haksız ve hukuksuzca gözaltına alındığını ve günlerce gözaltında tutulduğuna değinen Seyhan, “Günler sonra ancak mahkemeye çıkarılan Serpil, hastalığı nedeniyle tedavi olması gerekirken, hapishane koşullarına mahkum edildi. Arkadaşlarımızın tek suçunun gazetecilik olduğunu ifadelerinde sorulan sorulardan da anlayabiliyoruz. Tutuklanan birçok gazetecinin tutuklanma gerekçesi yaptıkları haberler, sordukları sorular ve çektikleri görüntüler olarak iddianamelerde yer almıştır. Şunu çok iyi biliyoruz ki tutuklanan gazeteciler gerçeklerin karanlıkta kalmaması için mücadele eden, özgür basın geleneğinin birer parçasıydılar” ifadelerine yer verdi. 

 

‘Susmayacağız’

 

“Gazetecileri gözaltına alarak ve tutuklayarak bu gelenekten koparamayacaksınız. Arkadaşlarımızın özgürlüğünü gasp etmiş olabilirsiniz ama biz onların bıraktığı yerden bu mücadeleyi sürdüreceğiz” diyen Seyhan, hiçbir gücün gerçeklerin üzerini örtmeye ve boyamaya yetmeyeceğine vurgu yaptı. Seyhan, “Dışarıda içeride nerede olursak olalım sokakların sesi olacağız. Biz dışarda kalan ve mesleğimize, emeğimize, gerçeklere sahip çıkan gazeteciler olarak meslektaşlarımızın neden tutuklandığını, özgürlüklerinin neden gasp edildiğini biliyoruz. Özgür basının neden susturulmak istendiğini biliyoruz ama herkes çok iyi bilmelidir ki susmayacağız” dedi. 

 

‘Haber yapma hakkımıza sahip çıkacağız’

 

Seyhan son olarak şu ifadelere yer verdi: “Gerçekleri savunmak suç değildir. Biz buna olan inancımızla alanlarda, sokaklarda olacağız. Tek tipleştirmek istediğiniz gazeteciler olmayacağız. Ezilenlerin, ötekileştirilenlerin, dili, dini, kültürü yasaklanan herkesin, çocukların, kadınların, işçilerin, emekçilerin sesi olmayı sürdürecek ve baskılara boyun eğmeyeceğiz. Az önce bu meydanda çocuklarının, abilerinin, babalarının akıbetini soran Cumartesi Anneleri’nin sesi olmaya devam edeceğiz. Tutuklanan tüm arkadaşlarımızın gazeteciliğine tanık olduğumuzu bir kez daha yinelerken, halkın haber alma hakkına sahip çıkacağımızı ve arkadaşlarımızın haber yapma hakkını savunmayı sürdüreceğimizin altını bir kez daha çiziyoruz.”

 

Açıklama “Özgür basın susturulamaz” sloganları eşliğinde sona erdi.